|
|
|
|
|
"Kürdüm diyemezsin" dersen isyan başlar
|
|
Erdoğan İspanya gezisinde basına konuştu: İnsanlara 'Ben Kürdüm diyemezsin' dersen isyan çıkar.
TSK'da teamüller geçerli... Korkut Özal benim akıl hocam değil... Yaşar Büyükanıt'a karşı herhangi bir önyargım yok...
Tartışmalar bugünkü cumhurbaşkanına saygısızlık.. Şemdinli olayını tanıklarla değil teknik bilgiyle çözeceğiz...
'Kürdüm diyemezsin' dersen isyan çıkar!
Şemdinli izlenimlerini anlatırken bölge halkına "Kürdüm diyemezsin" denirse isyan çıkacağını söyleyen Başbakan, Genelkurmay Başkanlığı için de "Büyükanıt'a önyargımız yok" uyarısı yaptı.
İnsanlara "Ben Kürdüm diyemezsin ha!' dersen isyan çıkar
Şemdinli'ye gitmeden halk bize nasıl bakacak diye endişelendik O halka tanıklık yaptıramazsın. PKK'nın istemediği bir şey söylerse yanmıştır.
Umut Kırtasiye'de enteresan, hiç kırtasiye malzemesi yok
Büyükanıt'a önyargım yok. Kimse gaz vermeye kalkmasın.
TSK'da teamül geçerli, Korkut Özal akıl hocam değil
Tartışmalar bugünkü Cumhurbaşkanı'na hakaret
Başbakan Tayyip Erdoğan, "Medeniyetler ittifakı" tezini işlemek için geldiği Avrupa Zirvesi öncesinde Türkiye gündemindeki hassas konularla ilgili kritik mesajlar verdi. Erdoğan, İspanya'nın Mallorca adasına uçarken, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın genelkurmay başkanı olmasını engellemek için Orgeneral Hilmi Özkök'ün görev süresini uzatma yönündeki spekülasyonlar ve Şemdinli izlenimlerini anlattı.
BAĞLAYICI KONUŞMADI Erdoğan'ın hükümet açısından 'zamansız' başlayan Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı tartışmalarıyla ilgili açıklamaları son derece önemliydi. Ancak dikkatli seçilmiş kelimelerinde "bağlayıcı" bir ifade yoktu. Ne kesin bir dille "Büyükanıt genelkurmay başkanı olacak" ne de "Özkök cumhurbaşkanı adayımız" dedi. Açıklamalarında daha çok, cumhurbaşkanlığı seçimleri ya da Büyükanıt konusunda ileri geri konuşarak siyasi spekülasyon yaratan AK Partililer'e mesaj verdi. Açıkça "Bunun zamanı değil" dedi.
ŞEMDİNLİ'YE BAKIŞI DEĞİŞMİŞ Başbakan, Şemdinli olayları ve 'üst kimlik' tartışmasıyla ilgili soruları da yanıtladı. Şemdinli gezisinden çok etkilendiği belliydi. "Şemdinli'ye gitmeden önce ve gittikten sonraki izlenimleriniz arasında fark var mı?" sorusuna "Evet" yanıtını verdi. Olaylara bakışında Genelkurmay'ın çizgisine yakınlaştığı dikkat çeken Erdoğan, PKK'nın olaylardan nemalanmaya çalıştığını ve Umut Kitabevi sahibinin örgüt bağlantısını ima etti. Başbakan'ın İspanya yolunda, ANA uçağında gazetecilere yaptığı diğer açıklamaları şöyle:
KİMSE GAZ VERMESİN
* ÖNYARGIMIZ YOK: Hoş olmayan haberler. Bunlar bugünün meselesi değil. Aralık ve Ağustos'ta Yüksek Askeri Şura toplantısı var. Genelkurmay'ın alışılagelmiş teamülleri var. Tüm bu teamüller içinde sağlıklı karar verilir. Ne Sayın Özkök'ün böyle bir beklentisi var ne de Sayın Büyükanıt'a bizim önyargımız söz konusu. Bu konuda herhangi bir milletvekilinin yorumu, Yüksek Askeri Şura üyelerini pek bağlamaz. Gülerek) Kimse gaz vermeye kalkmasın.
* İSTİŞARE EDERİZ AMA: (Korkut Özal'ın AK Parti'nin akıl hocası olduğu yolundaki tespit üzerine) Yazılanlar beni üzüyor. Hiç şık değil. İstişare ederiz, ama akıl hocasına ihtiyacımız yok. Bugüne kadar da hiç akıl hocası tutmadım. Gazetelerde anlatıldığı gibi bir ilişki yok aramızda. Dostumdur, saygı duyarım. Ama uzun zamandır görmedim. En son bir kaç düğünde rastlaştık. Aylardır istişarede bulunmadık. (Özal'ın bu açıklamayı diye yaptığı konusunda) Bayram değil, seyran değil!
* SEZER'E SAYGISIZLIK: (Baykal'ın "Keşke Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, cumhurbaşkanı olsa" sözlerinin hatırlatılması üzerine) Parlamentoda yüzde 65 çoğunluğu olan bir siyasi partiyiz. Bu tartışmalar sayın Cumhurbaşkanı'na da saygısızlık. Çünkü sayın Cumhurbaşkanı'nın daha bir buçuk yıllık süresi var. Tartışanlar aralarında tartışadursun. Biz işimize bakıyoruz. Onlar tartışırken biz Samsun'da 10 bin kişinin katıldığı miting yapıyoruz.
* 5+5'İ KONUŞABİLİRİZ: Siyasi Partiler Kanunu ve seçim sistemi içinde oturup konuşabiliriz. var. Olabilir. Ama maalesef CHP yaklaşmıyor.
ŞEMDİNLİ İZLENİMLERİ
* ENDİŞELENDİM: (Şemdinli'ye gitmeden önceki izlenimlerimle sonraki arasında fark sorulduğunda) Gitmeden önce halk bize nasıl bakacak diye endişe yaşayalım mı diye düşünüyorduk. Ama orada baktık ki halk bizi alkışlıyor, kucaklaşıyoruz. Hükümet Konağı'nın önünde konuşurken baktım, 6-7 kişilik bir grup pankartlar, sloganlar... Tek elden çıkmış Roj TV sloganları. Ben bunların arasına da girdim. "Ben Şemdinli'yi konuşmaya geldim, siz başka şeyleri konuşuyorsunuz." 2-3 tanesi indirdi. Sonra baktım birileri tekrar dürtüklüyorlar. Aynı yazı tekrar kalkmış.
* SÖZLERİMİ ALKIŞLADILAR: Şemdinli'deki konuşma esnasında hiçbir antipati, olumsuz tezahürat yoktu. Ben Gürcüyüm, ben Lazım deme hakkı olduğunu ve TC üst kimliğini, bunu kimsenin engelleme hakkı olmadığını söyleyince alkışladılar. Oradaki vatandaşın 'Ben Kürdüm' demesini engelleyemezsin. Sen kalkıp da 'Kürdüm demiyeceksin ha!' dersen isyan başlar. ABD'de olimpiyatlarda zenci, ABD bayrağı altında durmuş 'vatanım' diye gözleri yaşararak madalya alıyor. Hep duygulanırım bunu görünce. Aslolan vatandaşa o duyguyu verebilme. Eksik yanımız bu.
* BAYKAL AYNAYA BAKSIN: (Baykal'ın 'Türk milleti demekten çekiniyor' sözlerine) Arkadaşlar çıkarmış, Meclis kürsüsünden 80 kere 'Türk milleti' demişim. İlle hep 'Türk milleti' demem lazım mı? Bazen 'milletim' diyorum. Bu benim ciğerlerime işlemiş. Sayın Baykal'ın kuşkusu varsa aynaya baksın.
* UMUT'TA KIRTASİYE YOK: (Şemdinli'de bombalanan Umut Kitabevi'ni anlatıyor) Umut Kırtasiye enteresan bir yer. 12 metrekarelik bir yer, arada altı metrekaresi bölünmüş. Arkaya geçtim, yerde üç tüp, tavalar dağınık, kırık yumurta kabukları. Sordum (Sefer) Yılmaz'a "Burası ne" dedim. "Arkadaşlarla yemek yapıyoruz" falan dedi. Kırtasiye diyorlar ama kırtasiye malzemesi yok ortada. (Yılmaz) 7-8 sene yatmış. Neden yattığı belli. Ne olduğu belli. Dosyası kabarık.
* YARGISIZ İNFAZ: İlk günden 'ikinci susurluk' manşeti atılması yanlış. Belge, bilgi yokken yargısız infaz yapıldı. Oradaki vatandaştan tanık olarak istifade edemezsiniz. Bölücü örgütün istemediği bir şey söylerse yanmıştır. Çünkü tehdit altında. Tanık değil, bilgi ve belgeye dayanayarak çözülecek. Başbakanlık Teftiş Kurulu devreye girmeyecek.
|
|
|
|
|
|
|
|
|