kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Atilla Dorsay @ SABAH
 
Sevgiliye doğru uzun süren bir yürüyüş
Bir atın görkemli hikayesi
Soğuk kenti ısıtan filmler

Bir atın görkemli hikayesi

Biraz beklenmedik biçimde Oscar adaylıklarında en iyi film adaylarının arasına girmeyi başaran "Zafer Yolu", aslında bu kadar onuru pek hak etmeyen düzeyli bir kitle filmi. Film, 1910'larda başlayıp 30'ların sonlarına dek uzanan bir zaman dilimi içinde, bir avuç insanın ve de bir atın öyküsünü anlatıyor. "Batıya git genç adam" öğüdünü tutarak, California'nın pırıltılı cazibesine kapılıp gelen ve birkaç yıl içinde bisiklet satıcılığından başlayıp, yörenin en büyük araba bayii olan Charles Howard (Jeff Bridges). Önlenemez modernleşme karşısında, eski günlere ve Vahşi Batı'ya özlemini atlarda gidermeye çalışan yaşlı kovboy Tom Smith (Chris Cooper). Kültüre, okuma-yazmaya düşkün, hali-vakti yerinde bir aileden gelen ama ailesinin 1929 bunalımında herşeyi yitirmesiyle jokeyliğe ilgi duymaya başlayan genç serüvenci John Pollard (Tobey Maguire). Bu üç insanın kaderi, Seabiscuit ('deniz bisküisi') adını taşıyan bir atın çevresinde buluşur ve örtüşür. Tom Smith'in içindeki cevheri sezip tavsiye etmesiyle birlikte, Charles Howard bu pek de albenisi olmayan atı satın alır. Ve Pollard'ın jokeyliğiyle, bu efsanevi serüven başlar. Gerçek bir atın, 1930'larda sayısız yarış kazanmış Seabiscuit'in öyküsünü anlatan bir romandan uyarlanan "Zorlu Yarış", ön planda at ve de hayvan sevgisi, yarış heyecanı, çalışıp başarmanın zevki gibi şeyler anlatırken, arka planda da ABD'nin neredeyse 20 yıla yayılan toplumsal- ekonomik serüveninden de ipuçları veriyor. Hızla sanayileşen ve modernleşen bir toplumda yitip giden kırsal kesim değerleri, kapitalizmin verimli kılınmış bir tarlada birden fışkırması, bahis ve kumar tutkusunun kitleleri hızla sarması gibi şeyler, bu dönem filminin içinde açık biçimde kendini gösteriyor. Tüm kalabalık sahneleri ve yarış bölümleri çok iyi çekilmiş ve de iyi oynanmış bu film, sonuç olarak insana geniş bir tatmin duygusu veriyor. Ee, bu kadarı da az şey değil...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bu filme gerçekten Fransız kaldık!   / 05-06-2004
 Bu haftanın en iyi filmleri   / 17-04-2004
 Bu filmleri sakın kaçırmayın   / 10-04-2004
 Sevgiliye doğru uzun süren bir yürüyüş   / 14-02-2004
 Soylu ve savaşçı samuraylar   / 07-02-2004
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
ATİLLA DORSAY
Özpetek'ten inanç, mutluluk ve değerler üzerine bir...
Eleştirmenlik deneyim ister
Eleştirmenlik deneyim ister
Bu haftaki konuğum herkesin sinema yazılarından tanıdığı, ancak onun...
Köy pazarına Çinli akını
Çanakkale'ye bağlı Değirmencik Köyü'nde bir fabrikada çalışan 500'e...
Ahmet ile Mara'nın hikayesi
The İmam filminin gerçek öyküsü Antalya'da yaşanıyor. Antalyalı Ahmet...
İki yıl içinde anne olacağım
Müziğe olan aşkın sonucu bu şarkılar... İçimde yaşananlar müziğe dökülünce...
İstanbul'da otel açmayı düşünüyoruz
Perakende Günleri için İstanbul'a gelen Versace imparatorluğunun en tepedeki...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.