|
|
|
|
|
|
'AB'ye üyeliğimiz medeniyetler çatışmasına panzehirdir'
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'nin AB'ye üyelik perspektifinin medeniyetler çatışması ve benzeri teorilerin panzehiri olduğuna yürekten inandığını belirtti..
Arınç, ''Üyeliğimiz, bazı kasıtlı çevrelerin iddia ettiği gibi asıl bölünmenin dinler ve kültürler arasında değil, çağdaş demokrasiye inanmış bizlerle, şiddet ve terörü kullanarak ortak değerlerimizi yok etmek isteyen azınlık gruplar arasında yaşandığının teyidi olacaktır'' dedi.
Arınç, 5. Avrupa-Akdeniz Parlamento Başkanları Konferansı'nın ''Toplum, Kültür ve Medeniyetler arası Diyalog'' konulu oturumunun açılışında yaptığı konuşmada, medeniyetler arası diyalog açısından bakıldığında, Türkiye'nin Batı ile Doğu arasında bir köprü olmanın
ötesine geçen, birden çok medeniyete ev sahipliği yapmış son derece özgün bir konumu olduğunu söyledi.
Çağlar boyunca birçok medeniyetin buluşma noktasında yer alan Türkiye'nin kültürler, dinler ve toplumlararası etkileşimin en önemli tarihsel merkezlerinden biri olduğunu kaydeden Arınç, ''Türk kültürü ve toplumumuzun gelenekleri, günümüzde hala bu etkileşim ve uyumun yarattığı hoşgörü mirasından beslenmektedir'' diye konuştu.
Arınç, Osmanlı Devleti'nin son yüzyıllarda başlayan ve Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in gerçekleştirdiği reformlarla güçlenerek sürekli gelişen 85 yıllık çağdaşlaşma ve Avrupa kurumlarıyla bütünleşme yolundaki kararlı ve azimli çabalarının da bu mirası güçlendirdiğini ifade etti.
Türkiye'nin değişim serüveninin en önemli boyutlarından birinin de AB'ye tam üyelik hedefi olduğunu kaydeden Arınç, şunları söyledi: ''3 Ekim 2005 tarihinde AB ile Türkiye arasında tam üyelik müzakerelerinin resmen başlatılmasının tarihin akışını olumlu mecralara taşıyabilecek güçte ve önemde bir gelişme olduğunu vurgulamak isterim. Önümüzdeki dönemde süreci başarıyla tamamlayıp tam üyeliğimizin gerçekleşmesi, AB'nin kimi çevrelerinin savunduğu gibi katı dini-kültürel aidiyetlerin değil, ortak değerlerin paylaşıldığı ilkeler ve idealler bütünlüğü olduğunu kanıtlayacaktır. Üyeliğimiz, bazı kasıtlı çevrelerin iddia ettiği gibi, asıl bölünmenin dinle ve kültürler arasında değil, çağdaş demokrasiye inanmış bizlerle, şiddet ve terörü kullanarak ortak değerlerimizi yok etmek isteyen azınlık gruplar arasında yaşandığının teyidi olacaktır. Bu gelişme AB'nin Avrupa'nın geleceği için nasıl bir perspektif öngördüğünü de yansıtacaktır. AB'nin küresel planda iddia sahibi ve stratejik düşünebilen bir aktöre dönüşme iradesini teyit edecektir. Ben, AB'nin üyelik perspektifimizin medeniyetler çatışması ve benzeri teorilerin panzehiri olduğuna yürekten inanıyorum.''
AA
|
|
|
|
|
|
|
|
|