|
|
|
|
|
|
Diyabetle yürüyerek savaşın
Diyabet dünyada '21. yüzyılın felaketi' olarak görülüyor. Uzmanlar bu hastalar için en iyi egzersizin yürüyüş olduğunu vurguluyor. Haftada birkaç kez düzenli yürümek şart. Ancak ilk günden kendinizi zorlamayın, kısa ve uzun vadeli yürüyüş hedefleri çizin. Zevkli bir egzersiz için bisiklete de binebilirsiniz
Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz diyabetle ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
Sizce bir diyabet salgını yaşanıyor mu? Rakamlar bunu gösteriyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun verilerine göre; dünyadaki diyabetli yani halk arasında söylendiği şekliyle 'şeker hastası' sayısı yaklaşık 194 milyon. Bu rakam yirmi yıl önce 30 milyondu. Dünya Sağlık Örgütü, 2025'te şeker hastası sayısının 333 milyona ulaşacağını hesaplıyor. Türkiye'de de diyabetli sayısı aynı hızla artıyor. Yaklaşık 2.6 milyon diyabetli olduğu tahmin ediliyor. Bu sayıya ek olarak yaklaşık 2.4 milyon kişide gizli şeker hastalığı var. Tüm vücut sistemimizi olumsuz etkileyen diyabete artık dünyada '21. yüzyılın felaketi' diye bakılıyor. Ancak hemen bu sayılarla hemen ümitsizliğe kapılmamak gerekli. Tüm bu rakamlar tedirgin etse de, başta kalp olmak üzere tüm organları tehdit eden bu hastalığı önlemek aslında çok da zor değil. Doğru bir yaşam tarzı ve basit ilaç tedavileriyle şeker hastalığı kolaylıkla kontrol altına alınabiliyor.
GENÇ-YAŞLI-ÇOCUK TANIMIYOR Şeker yaşlı hastalığı değil mi, genç nüfusta da salgın halinde yayılıyor mu? Şeker hastalığını 'Tip 1' ve 'Tip 2' diye ikiye ayırmak gerekiyor. Tip 1; daha çok genetik yapıyla ilgili, yani pankreasta yer alan insülin üretmekle görevli beta hücrelerinin vücut tarafından yıkıma uğratılması sonucu ortaya çıkan bir hastalık. Bu hastaların en önemli özelliklerinden biri; hastaların zayıf olmaları ve hastalık başlar başlamaz insüline gereksinim duymaları. Tip 1 diyabet, diyabetlilerin yüzde 5 ile 10'unu teşkil ediyor. Ve daha çok 30 yaşın altında ortaya çıkan bir hastalık, çocuklarda görülüyor. Tip 2 diyabet ise yanlış beslenme ve yaşam tarzına bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalık. Tip 2 diyabet, özellikle obezitenin ve pasif yaşam tarzının yaygınlaşmasıyla birlikte çok ciddi artış gösterdi, eskiden daha geç yaşlarda beliriyordu ancak artık her yaşta görüyoruz. Genç-yaşlı tanımıyor hasta sayısı artmayı sürdürüyor.
Sizce şehir hayatı şeker hastalarının sayısını artırıyor mu? Beslenmenin fast-food'a kayması, stresin artması ve fiziksel aktivitenin azalması gibi değişiklikler diyabetin artmasına yol açıyor. Fazla kilo veya şişmanlık genellikle vücudun glikoz metabolizmasındaki bozuklukla beraberdir. Tip 2 diyabetlilerin yüzde 80'inden fazlası fazla kiloludur. Tip 2 diyabet, diyabetlilerin yüzde 90-95'inde görülen diyabet tipidir. Geçmişte '30 yaş ve üstünün hastalığı' olarak tarif edilen tip 2 diyabet, günümüzde olumsuz çevre şartları nedeniyle çocukluk çağında ortaya çıkıyor ve görülme sıklığı da hızla artıyor.
Diyabetin belirtileri nelerdir? Aşırı su içme, aşırı idrara çıkma, gece idrara çıkma, sık acıkma, aşırı yemek yeme, yorgunluk, halsizlik... Hasta bulanık görmeye başlar, aşırı yorgunluk hisseder, el ya da ayaklarda hissizlik veya karıncalanma, göğüs ağrısı olur, sık sık enfeksiyon gelişmesi ya da yaraların iyileşmemesi, devamlı baş ağrısı meydana gelir.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİLİYOR Diyabetin tedavisi yok mu? Ne yazık ki diyabet tam anlamıyla iyileşebilecek, diğer bir deyişle geçecek ya da hayatınızdan çıkıp gidecek bir hastalık değildir. Diyabetle birlikte yaşamak öğrenilmeli ve önerilere uyulmalıdır. Diyabette daha etkin ve kökten çözüme yönelik tedavi arayışları sürüyor. Üzerinde çalışmaların yoğunlaştığı alanlar adacık nakli, kök hücre çalışmaları ve gen tedavisi olarak özetlenebilir. Hastalığı kontrol altına almak, tedavi etmekten çok daha kolay.
Diyabet tedavisinde umut bağladığınız yeni gelişmeler neler? Gelecek iki yıl içinde akıllı insülin pompaları gündeme gelecek. Vücudun ihtiyacı olan insülini istediği anda vücuda verecek. İkincisi olan kan şekeri ölçümünde parmağı delerek kan çıkartma da, kısa bir süre sonra tarihe karışacak. Saat gibi kollarında taşıyabilecekleri bu cihaz sayesinde, diyabet hastalarının 24 saat 250 kez ölçüm yapmaları mümkün olacak. Şu anda parmaktan kan alınarak yapılabildiği için en fazla 3-4 ölçümle yetinmek zorunda kalıyorlar. Ayrıca 'aeresol' ve ağızdan alınan insülinler de enjektörün dezavantajlarını ortadan kaldıracak. Dünyada 5 ayrı firma bu teknik üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. FDA onayını almak üzere. Ürünün kısa bir süre sonra piyasaya sürülmesi bekleniyor.
GİTTİKÇE HIZLANABİLİRSİNİZ Sizin diyabetlilere önerdiğiniz en etkili formül nedir? Yürümelerini öneriyorum. Yürüyüş diyabetli hasta için en iyi egzersizdir. Haftada en az birkaç kez, düzenli olmak üzere yürümeniz size oldukça yararlı olacaktır. Bu yürüyüş süresini doktorunuzla birlikte belirleyeceksiniz. Ama kendinizi ilk günden başlayarak zorlamamanız, önünüze kısa ve uzun vadeli hedefler koyarak bu programa uymanız doğru olur. Bisiklete binmeniz de sizin için iyi ve zevkli bir egzersiz olabilir. Örneğin hızlı tempolu bir yürüyüş sizi 3-4 dakikada yoruyorsa ve dinlenmeniz gerekiyorsa, ilk hedefiniz bir aylık düzenli egzersiz programı sonunda, hiç ara vermeden 10 dakika yürüyebilmek olsun. Bunu yaparken, haftada en az birkaç gün, yavaş yavaş başlayıp gittikçe hız kazanan 30'ar dakikalık yürüyüşler planlayabilirsiniz. Egzersiz sırasında dikkat etmeniz gereken en önemli şey kendinizi fazla zorlamamanızdır. Aşırı yorgunluk, ağrı, nefes darlığı ve çarpıntı gibi bir sorunlarla karşılaşırsanız, egzersize ara verin ve bunu doktorunuza bildirin. Egzersiz sırasında karşılaşabileceğiniz ciddi ve önemli bir sorun da kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi). Hipoglisemi belirtileri şunlardır; Aşırı terleme, halsizlik, baş dönmesi, zihin bulanıklığı, el ve ayaklarda titreme, uykuya eğilim, ağız kenarlarında iğne batması hissi, çarpıntı ve kalp atışında hızlanma. Egzersiz sırasında bunlardan birini hissederseniz derhal egzersizi bırakın ve iki-üç kesme şeker yiyin ya da şekerli bir içecek için.
|
|
|
|
|
|
|
|
|