kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Sezer'in ikiyüzlülüğe direnişi

Bir gazetemiz dün özel haberiyle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in önümüzdeki 7-8 Aralık'ta yapılacak İslam Konferansı Örgütü zirvesine katılmayacağını duyururken zahiren önyargısız bir üslup kullanmakla beraber usta işi dokundurmalarda bulunarak bu kararın mekan ve iman ile bir bağlantısı olabileceğini ima etti.
Gazetecinin habere yorum katmaması lazım amma doğrusu vakanın kendisi de böyle imalarda bulunmak için insanın elini kaşır nitelikte! Zira bu seferki zirve Mekke'de, Kabe'nin hemen yanı başındaki Devlet Konukevi'nde olacak. 1984'ten beri bütün zirvelere cumhurbaşkanı düzeyinde katılan Türkiye ilk defa bu geleneğini bozacak. Ülkemizi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül temsil edecek, başka bir seyahati olan Başbakan Erdoğan'ın programında bir değişiklik yapıp yapmayacağı ise belli değil.
İlk defa Cumhurbaşkanı düzeyinde katılmaktan vazgeçiş...
Zirvenin yapılacağı şehir Mekke, mekanı Kabe'nin yanı...
Böyle olunca haber yaparken öküz altındaki buzağıya bir şekilde göndermede bulunmak için ille de ideolojik takıntı gerekmez; mesleğin doğasındaki muziplik kalemin seyrine hükmetmeye başlar.
Ne var ki, bu kararından ötürü şahsen Sayın Sezer'i kınamak şöyle dursun saygıyla karşılıyor ve hatta kabul buyururlarsa tebrik etmek istiyorum.
Bu tutum, Sezer'den İslam konusunda 'sıfır ikiyüzlülük' örneğidir.
Malum; Kabe'nin yanı başında yapılacak bir zirvede, daha önce Kenan Evren'in yaptığı gibi ihram giyerek umre ibadetine katılmak; Makam-ı İbrahim'de iki rekat namaz kılmak, tavafta bulunmak, Safa ve Merve arasında koşmak, adeta resmi teşrifatın bir parçası haline gelecek ve ister istemez yerine getirilecekti.
Sayın Sezer'in böyle bir görüntü vermeyi istememesinin iki gerekçesi olabilir:
1) Zat-ı alileri öyle katı bir laiklik ideolojisine bağlı bulunabilirler ki, kendilerini birey olarak Müslüman hissetmelerine rağmen Cumhurbaşkanlığı makamında iken dini bir etkinlik içinde görünmeyi siyaseten uygun bulmamaktadırlar.
Böyle bir yorumu aşırı ve hatta saçma bulabilirsiniz ama anlayış göstermek durumundasınız. Öyle düşünüyorsa öyle yapmasından doğal ne var?
2) Sayın Sezer kendilerini içtenlikle Müslüman olarak hissetmedikleri için kısmen ve yalancıktan da olsa İslam dinine mensup gibi görülmek ve algılanmak istememişlerdir.
Şüphe yok ki kararın ardında böyle bir gerekçe varsa yine anlayışla karşılamak zorunludur. Fakat tekrar kaydedeyim ki şahsen böyle bir tutum karşısında sadece anlayışla yetinmem, tebrik etme ihtiyacı duyarım. Zira yüzde doksan dokuzu Müslüman addedilen bir toplumun Cumhurbaşkanı sıfatıyla iki yüzlülük etmemek için Kabe'deki siyasi zirveye katılmama kararı almışlarsa, medeni cesaretleri ve laikçi ideolojik tutarlılıkları açısından takdiri hak ediyorlar.
Tabii başka bir bakış açısına sahipseniz bu kararı eleştirebilmek için bir sürü gerekçe bulabilirsiniz. Sözgelimi bu zirvenin Türkiye için özel anlamı olduğunu vurgulayabilir, 'canım devlet işleri bu kadar riya kaldırır' diyebilirsiniz. Sahiden de bu seferki zirve Türkiye için özel... İslam Konferansı Örgütü kurulduğundan beri ilk defa bir Türk'ün genel sekreterliğinde zirve gerçekleştirecek ve sunumu Ekmeleddin İslamoğlu yapacak. Ayrıca genel sekreterin hazırladığı isim ve tüzük değişikliği de bu zirvede gerçekleşecek.
Fakat gelin görün ki Ekmeleddin İslamoğlu da, tamam anladık, iyi hoş, ilk Türk Genel Sekreter ama o kadar da 'fazla Müslüman' bir isim olmaz ki?! Sanki özel ısmarlanmış; hem Ekmeleddin, (dinin en olgunu anlamında) hem de İslamoğlu! Müsaade edin de, Türkiye için fazla İslami bir imaj uyandıran böyle bir zatın İKÖ Genel Sekreteri olmasını, ille de Cumhurbaşkanlığı düzeyinde katılım gerekçesi yapmayıverelim yani!


Mehmet Akif merhum, zamanın İslam karşıtlarından birini -ismi lazım değil- bir cenazede abdest alırken görünce der ki:
- Yahu üstat! Sen dinsizliğinde bile samimi değilmişsin!
Adam dediğin hiçbir durumda ikiyüzlülüğe tenezzül etmeyecek!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 TRT 'Yurttan Sesler' yazısı   / 24-11-2005
 İsviçre'den TC'ye 'sivil' goller   / 22-11-2005
 Olmayana ergi siyaseti   / 21-11-2005
 Erdoğan ne demek istedi?   / 18-11-2005
 TC'ye sıcak çatışma ninnileri   / 17-11-2005
 Brövenin Atatürkçesi neydi?   / 15-11-2005
 Tüfekle oynama şeytan doldurur   / 14-11-2005
 Yaşasın bir yasak daha!   / 11-11-2005
 Adalet, kalkınma ve ilerleme raporu   / 10-11-2005
 Televizyon hıyabanında insan bir ok   / 08-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
Uçan uçana...
Önce F16'lar uçtu.
Sonra Vali uçtu.
ÖMER LÜTFİ METE
Sezer'in ikiyüzlülüğe direnişi
Bir gazetemiz dün özel...
UMUR TALU
Tıbbın şiddeti
Genellemeden korkarım. Bazen kolaydır;...
FATİH ALTAYLI
Emniyet'i lağvetsek sorun çözülür mü?
İstanbul polisi,...
ERDAL ŞAFAK
Askeri konuşturmak
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün...
İşkence havayolları
CIA ajanlarının gizli uçuşları, terör şüphelisi oldukları...
Bush'u ucuz petrol satarak içten vurdu
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, Katrina kasırgasının ardından...
Ligi Avrupa'ya tercih ettiler
Ligi Avrupa'ya tercih ettiler
F.Bahçe, Milan'a yenilip Devler Ligi'ne veda etti. Başkan, "Avrupa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu