|
|
|
|
|
|
Siz yine medyaya inanın Kadir Bey
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk yaptığımız röportajda çok önemli açıklamalarda bulunmuştu. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise televizyonlarda "Öztürk bunları söylememiş" dedi. Ben miyim bunları uyduran yani?
17 Ekim 2005 tarihinde Sabah Gazetesi'nde yayınlanan röportajınızda yer alan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'ün ifadeleri gerçekleri yansıtmamakta ve kamuoyunu yanıltmaktadır. Sayın Selami Öztürk'ün siyaset nezaketine uymayan ifadelerle dile getirdiği konuya ilişkin gerçekleri size ve sizin aracılığınızla kamuoyuna açıklamak isteriz. Kim diyor bunları? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığı. Neden diyor? Ben en iyisi mi olayı başından anlatayım. Göztepe Parkı'na yapılması planlanan cami konusunu konuşmak üzere bir cumartesi sabahı Kadıköy Belediye Başkanı'nın kapısını çaldım. Hatta sadece konuşmakla kalmadık, beraberce Göztepe Parkı'na gittik, orada fotoğraf çektirdik. Pazartesi Sohbeti için. Buraya kadar tamam. Selami Öztürk o gün bana çok önemli açıklamalarda bulundu. Yılların siyasetçisinin söyledikleri hem düşündürücü hem de endişe vericiydi. Ne demişti Öztürk? 1. Cami kararı 200 imzayla alındı, acaba bunun kaç tanesi Kadıköy'de oturuyor? 2. Referandum yapılsın, Kadıköy'ün yüzde 90'ı cami istemez. 3. Göztepe Parkı, belediye meclisinde kişinin malıymış gibi gösterildi. CHP'li üyeler de bu araziyi bir hayırseverin cami için bağışladığını düşündüler. 4. Kadir Topbaş'ı cami ile ilgili aradığımda konuyla ilgisi, bilgisi bulunmadığını söyledi. "Konuyu araştırıp seni bilgilendireceğim" dedi. 5. Kişisel olarak Topbaş'a ve mimar kimliğine saygım var ama onun biraz by-pass edildiğini düşünüyorum. Yani kızağa çekilmiş gibi. Topbaş'ın iyi niyetli olduğunu biliyorum ama iplerin onun elinde olduğunu düşünmüyorum. İstese bu işi çözer, kendisi de biliyor Göztepe'ye caminin doğru olmayacağını. 6. Kadir Topbaş arada kaldı, önemli kararların altında hep başkan vekili İdris Güllüce'nin imzası var. Hatta bir konuşmasında Güllüce "Göztepe'ye cami yerel ve merkezi iktidara oksijen pompalayacaktır" dedi. Ben o konuşmasının metnini daha sonradan aldırdım, inceledim. Güllüce Topbaş'ı kendisine cami konusunda destek olmadığı hususunda eleştirince Topbaş camiye sahip çıkmak zorunda kaldı. 7. 11 yıldır Kadıköy'e yatırım yapılmadı. İlçenin başka sorunlarını çözmek yerine cami işiyle uğraşıyorlar. Kadıköy cezalandırılıyor. Bu arada bilmeyenler için küçük bir hatırlatma. Yıllarını belediyeye vermiş Öztürk'ün uzmanlık alanı hukuk. Yani bırakın belediyeci kimliğini, bir hukuk adamı olarak bile bu açıklamaları yenilip yutulacak cinsten değil. Geçen pazartesi SABAH Gazetesi'ne "Topbaş kızakta" cümlesiyle manşet olan söyleşinin özeti böyle.
***
Sonra mı ne oldu? Sonra ortalık karıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş katıldığı çeşitli programlarda Öztürk'in kendisini aradığını ve benim yazdıklarımın doğru olmadığını söylediğini iddia etti. İşte bu noktada olaya karışmam gerekiyor galiba. Öncelikle Kadir Topbaş'ın bu cümlelerine şaşırdığımı söylemeden geçemeyeceğim. Şaşırdım çünkü kendisi beni çok iyi tanır. Nasıl röportaj yaptığımı, bütün konuşmayı mutlaka ve mutlaka teybe kaydettiğimi bilir. Hatta teybe kayıtlı olmayanları yazabilmek için özel olarak izinler aldığımı, bu konuda son derece titiz davrandığımı da yakından izlemiştir. İyi bilir nasıl iş yaptığımı. Birkaç kez röportaj yaptım kendisiyle. Hiçbirinde bir itirazı olmamıştır. Bilakis, memnuniyetini dile getirmiştir. Defalarca köşe yazılarıma konu oldu. Söylemediği bir şey çıktı mı? Buraya kadar da tamam. Peki o zaman başka programlarda "Öztürk bunları söylememiş" açıklamaları niye? Ben miyim bunları uyduran yani? Öztürk avukat değil mi? Öztürk bir siyasetçi... Bilmez mi ne diyeceğini neyi demeyeceğini... Hangi lafının nereye gideceğini hesaplayamaz mı yani? Teybe söylediklerini ertesi gün "Demedim" diye inkar edebilir mi? Sanmıyorum. Peki Topbaş bunları bilemez mi? Bilir. Ama "Selami Bey bunları söylememiş" açıklamalarını yapmadan az önce Selami Öztürk'ün beni aradığını ve teşekkür ettiğini bilmez. Tıpkı Nazlı Ilıcak'ın ona canlı yayında dediği gibi... "Siz yine medyaya inanın Kadir Bey."
***
Gelelim İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin röportaj yayınlandıktan üç gün sonra yolladığı açıklamaya. Kısaca "İddialar gerçek dışıdır" diyorlar. İdris Güllüce öyle bir konuşma yapmamış, Kadir Topbaş bypass edilmemiş. Olur. Peki. Zaten ben iddia etmedim ki Adres yanlış yani. Benim derdime gelince Acaba diyorum röportajdaki diğer suçlamalara neden cevap yok? Yani açıkçası beni başka cevaplar çok daha fazla ilgilendiriyor. Örneğin; 1.Cami yapılması için başvuran kişilerin imzalarının yarısından çoğunun sahte olduğu iki gün önce ortaya çıktı. Listede imzası bulunan 120 kişi Kadıköy'de oturmuyormuş bile. 2. Öztürk'ün verdiği ve Göztepe Parkı'nın kişiye aitmiş olarak gösterildiği belge için ne diyorsunuz? Hani pazartesi günü yayınlanan. Park belediyenin değil mi? 3. Kadıköy'e niye yatırım yapılmıyor? İlçe cezalandırılıyor mu? Bu sorulardan sonra kendimi Fatih Altaylı ya da Uğur Dündar gibi hissetmedim desem yalan olur. Şaka bir yana sevgili okuyucular cami tartışması konusunda yazmaya devam edeceğim, kimse kusura bakmasın. O kadar az parkımız... O kadar az yeşillik... O kadar az spor yapacak açık hava alanımız var ki...
***
Belediyenin eleştirdiği siyasi usluba gelince... Birileri çıkıp da "Kral çıplak" derse... Birileri alkışlar... Birileri de rahatsız olur. Oyunun kuralı budur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|