| |
|
|
"Paşam!.. Daha ne duruyorsunuz?"
Süleyman Demirel 1965'te Başbakan olunca "yakın çevresine" şöyle demişti: - Makam odamda bir idam sehpası görür gibiyim... Zira bugün oy verenler, dün Menderes'e oy vermiş, onu bu koltuğa oturtmuşlardı... Ve bu koltukta oturan adam, asıldı.
Turgut Özal 1983'te Başbakan olunca şöyle demişti: - Bu makama gelenin iki gömleği olur... Biri bayramlık, öteki idamlık.
Özal'a oy veren kesim "daha önce Demirel'i başbakan yapan kesimdi." Ve Özal "askerlerin indirip, sürgüne yolladığı Demirel'in koltuğunda" oturuyordu.
29 yaşında genel müdür, 39 yaşında başbakan olan Demirel "Cumhuriyet'in hafızası." "Devletin Kara Kutusu." İktidar oldu, muhalefet oldu. 6 defa gitti, 7 defa geldi. Çankaya'ya gitti. "Bunca deneyimden sonra" diyor ki: - İktidarlar seçilerek gelsin, seçilmeyerek gitsin... Artık ihtilal olmasın.
"Ana konu" bu... Yani "kişileri" değil, "sistemi... Sistemin sağlıklı işlemesini" tartışmak. Kimi "işin kolayına" kaçıyor, kişileri tartışıyor. Kimi Demirel'i tahrik ediyor, "düne çekmeye... Dünü kurcalatmaya" çalışıyor. "Bizim açımızdan" işin o tarafa kaymasında da bir sakınca yok... Zira, yine Demirel'in söylemiyle "geçmişle ilgili dosya açılır ve Demirel konuşursa, tiraj bir milyonun üzerine fırlar."
Yazları Bodrum'da sohbet ettiğimiz Kenan Evren'den defalarca dinledik: - 1980 ihtilalinden önceydi... Pek çok sivil bana geldi ve dedi ki... Paşam ne duruyorsunuz?.. İçlerinde bazı siyasetçiler de vardı.
Artık "bunlar" olmasın. Demirel'in söylemiyle: Gerekçesi ne olursa olsun, asker, devlete el koymasın.
|