Bern skandalı!
Şimdiye kadar oynadığımız hiçbir önemli resmi maçta bu kadar kötü oynamadık. Aslında dün geceye baktığımızda 'Kötü oynadık' bile diyemeyiz. Bizi tanımasalar, adımız Türkiye olmasa, bize herhalde ya Malta ya da Andorra derlerdi. 90 dakika bir şutumuz yok. 90 dakika bir pozisyonumuz yok. Ama hatalardan gelen iki gol ve İsviçre'ye verdiğimiz en az 7-8 şans daha... Bir play-off maçında, üstelik Dünya Kupası'nı ilgilendiren bir eleme maçında tablo bu kadar skandal olmamalıydı. Adamlar alanı öyle bir daralttılar, bize öyle akıllı bir taktik uyguladılar ki, iki pası bir arada yapamadık. Hele hele son 10 dakikada yaptığımız, yani Fatih Terim'in uyguladığı değişiklikler tam bir intihardı. 1-0 kötü sonuç, ama İstanbul için her şeyin sonu değildi. Adamlar vızır vızır gelirken, Toraman'ı sola kaydırıp da, Hüseyin'i göbeğe almanın manası nedir? Hüseyin hayatında kaç defa göbekte oynamış? Şimdi 2-0 oldu, böylesine bir takıma karşı İstanbul'da iki gol atmamız gerekecek. Bu nasıl olacak, Allah bilir. Son 20 yıla baktığımızda Türk Milli Takımı'na karşı hiç kimse kanatları böyle kullanmamıştı. Kelimenin tam anlamıyla rakip kanatlardan bizi matkap gibi oydu. Hüseyin ve Selçuk göbeğe sıkıştılar kaldılar. Ne topa ileride basabiliyorlar, ne de oyunu organize edebiliyorlar. İleride kanatlarda oynayan Tuncay ve Nihat ne kanatları kullanabildiler, ne de Serkan ve Ümit'e yardımcı olabildiler. Dedik ya, dün geceki kepazeliğin adı olsa olsa "Bern skandalı" olur. İsviçre biraz şanslı olsa İstanbul'a Ayasofya Müzesi'ni gezmeye gelirdi. Şimdi 2-0'lık bir galibiyetle yarı turist olarak geliyorlar. İşimiz öyle zor ki, anlatılacak gibi değil. Gelelim hakeme. İyi yönetti gibi göründü. Ama birkaç kritik anda maçı katletti. İsviçre'ye sarı kartlarda cimriydi. Hele hele 60. dakikada öyle bir hata yaptı ki, kötü de oynasak, hiç de hak etmesek bile bulacağımız penaltı golüyle İstanbul'a avantajlı dönecektik. İsviçreli defans oyuncusuna Hakan Şükür'ün hiçbir müdahalesi yok. Açı ve konum olarak zaten buna imkan da yok. Ama İsviçreli, faul yapılmışçasına kendini yere atıyor, düşerken de kolunu kaldırıp topu elle kesiyor. Karar çok net bir penaltı olmalıydı. Üstelik top Hakan'a gidiyordu ve bariz bir gol şansı vardı. Dolayısıyla penaltıyla beraber İsviçreli oyuncuya kırmızı kart gelmeliydi. Ama hafta içinde yazdık ya, millet komplo teorisi dedi. Bakın bakalım şimdi dün geceye... Komplo teorisi mi yoksa İsviçre usulü "çikolata sarması mı?" Ne dersin Slovak hakem Lubos?
|