Kurumlar Vergisi'nde 4 milyar dolarlık kayıp
Vergi Konseyi ile Gelir İdaresi Başkanlığı'nın, "sade ve anlaşılır" Kurumlar Vergisi yazım çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Şirketleri ilgilendiren çeşitli kanunlardaki tüm hükümlerin yeni düzenlemeye taşınması hedefleniyor. Kurumlar Vergisi'nde 83 olan madde sayısı 38-40'a düşürülüyor. Henüz tartışma aşamasındaki üç yıllık vergi planı ise "ikili yapı" öngörüyor. Genel oran "yüzde 15." 500 bin YTL'yi aşan kurum kazançlarından 2006'da yüzde 27, 2007'de yüzde 23, 2008 yılında yüzde 19 vergi alınacak. 500 bin YTL altında olan kazançlarda ise oran yüzde 15 olacak. 2009 yılında ikili oran kalkacak. Vergi Konseyi üyelerinden "düşük oranlı tek tarife" isteyenler hayli fazla. Nitekim Konsey'in, 10 Kasım toplantısı verimli geçmedi. Gündemin ilk maddesi "Kayıtdışı Ekonomi" idi ama görüşülmedi. "2006'dan sonra seçim için geri sayım başlayacak. Bu nedenle sancılı kararlar ötelenmek isteniyor" diyenler oldu. İkinci gündem maddesi "Kurumlar Vergisi Kanunu" idi. Taslak metin, Konsey üyelerinin bir çoğuna önceden gönderilmediği gibi toplantı sırasında da çoğaltılıp dağıtılmadı. Bu yaklaşım tarzı "tepki çekti."
Maliye'nin hesabı Bu arada, 2006 Bütçesi ile ilgili bir yeniliği hatırlatmakta yarar var. Bütçeye, "Vergi Harcaması" bölümü de eklendi. Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi'nde, istisna ve muafiyetler nedeni ile tahsil edilmeyen gelirler tek tek hesaplandı. En fazla vazgeçilen gelirin Kurumlar Vergisi'nden kaynaklandığı görüldü. Maliye, önümüzdeki yıl 4 milyar dolar (5.4 milyar YTL) Kurumlar Vergisi tahsilatı yapmayacak. İstisna ve muafiyet olarak sağlanan bu imkanın 2007 yılı faturası 5.9 milyar YTL, 2008 faturası da 6.4 milyar YTL. Bir başka ifadeyle Gelir İdaresi, 2006-2008 döneminde 17.7 milyar YTL vergiyi, şirketlere sağlanan avantajlar nedeniyle toplamayacak.
Elbise daralıyor mu? Bize gelen bilgilere göre, Kurumlar Vergisi'nde, kritik bazı avantajların ortadan kaldırılması söz konusu değil. Örnek vermek gerekirse, kamu kuruluşlarının kantin ve konukevi gelirleri eskisi gibi vergiye tabi olmayacak. Neden? Çünkü bu işletmelerin kar amacı gütmediği düşünülüyor. Bu devirde, devletin kantincilik yapmasına gerek var mı? O, ayrı konu tabi. Vergi Konseyi adına hazırlık yapan uzmanlar bir ara "Sanat ve sporla ilgili indirimleri sürdürelim mi?" sorusunu da ortaya attı. Ama bundan da vazgeçildi. Böylece, anonim şirket yapısındaki kulüplerin vergi ayrıcalığı sürecek. Haliyle, arge harcamalarının, eğitim işletmelerinin, kooperatiflerin, yatırım fonlarının istisnası korunacak.
Vergi cennetlerine girilir mi? Kurumlar Vergisi'ndeki bir hedef de "vergi cenneti" olarak bilinen ülkelerle ilgili. Cayman Adaları gibi merkezlerde kurulu şirketler üzerinden gerçekleştirilen vergi planlamasına karşı yüksek oranlı stopaj gündemde. Ama uygulamanın nasıl olacağı netleşmiş değil. Bir başka nokta, "transfer fiyatlandırması." Çok uluslu şirketlerin kar ayarlaması yapması yani verginin yüksek olduğu ülkedeki şirketinin maliyetini şişirmesi önlenecek. Ayrıca şirket sermayesinde azalmaya yol açan örtülü kazanç aktarımına ilişkin bilanço oyunlarına yönelik ilave önlemler alınacak. Borçların, öz sermayeye oranı kanunda açıkça belirtilecek. Kapsama girmeyecek borçlanmalar sayılacak. Şirketlerde, doğrudan veya dolaylı yüzde 75 pay sahibi olanlar "ana ortak" sıfatıyla konsolide Kurumlar Vergisi beyannamesi verebilecek. Bu uygulama en az 5 yıl süreyle devam edecek. Bir anlamda holding vergilemesi ile vergi yükü düşürülecek.Yurtdışı iştirak kazançları şeffaflaştırılacak. Eskiden yüzde 25 olan iştirak payı, yüzde 10'a çekilecek. İştirak süresi 2 yıldan 1 yıla indirilecek. En kayda değer öneriye gelince... "Uluslararası yatırım kuruluşlarının, Türkiye'deki operasyonlarında kolaylık gösterilecek. Bir şirketin yüzde 10'undan fazla hissesinin satın alınması durumda vergi avantaj getirilecek.
|