| |
|
|
Bir sorun var...
Başyazarımız Erdal Şafak, önemli konuya iki kez değindi. Ben de gazetecilik açısından bir boyut eklemeye karar verdim. Şafak'ın 24 Ekim tarihli başyazısı ardından, 26 Ekim tarihli Sabah'ın Gündem sayfası Irak Federalleşiyor başlığı altında çok önemli iki gelişmeyi büyütmüştü: Irak anayasası % 78.59 oranında "evet" oyuyla onaylanmış, yürürlüğe girmişti. Ve bu ilandan birkaç saat sonra Mesud Barzani, "Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı" sıfatıyla ABD Başkanı Bush tarafından Beyaz Saray'da kabul edilmişti. O günkü başyazı Kuzey Irak'ın adı ve Barzani'nin Unvanı başlığını taşıyor, çok önemli uyarılara yer veriyordu. Bizim gazeteler, Barzani'nin kabul yöntemi ve neyi temsil ettiğine öfkeli, yer yer kışkırtıcı, alaycı ifadelerle yer verdiler. Ancak, devekuşu olmaktan vezgeçilir ve gazeteciliğin gereği gibi davranılırsa, Barzani'nin unvanını doğru kullanmak konusunda sorun olduğu anlaşılabilir. Çünkü, son gelişmelere bakarsak, onu sadece "IKDP lideri" diye anmak yeterli olmayabilir. Çünkü, Şafak'ın da yazdığı gibi, uluslar arası mutabakatla düzenlenen ve hemen tüm ülkelerin onayladığı anayasa oylaması sonucunda, Barzani'nin Irak'taki yeni konumu "resmiyet ve anayasal temel kazandı". Bu süreci kabul eden ve destekleyen ülkeler arasında Türkiye de var. Irak'taki federal yapı ve onun temsili meselesi, Ankara'da sanıldığı büyük bir mesele değil. Ama bizim medyaya göre büyük bir mesele olacak gibi gözüküyor. Sabah Dış Haberler Müdürü Burcu Yakar, Barzani'yi zaman zaman Federe Kürt Bölgesi lideri, zaman zaman da sadece IKDP lideri diye andıklarını söylüyor. Bence bu tavır şimdilik en doğrusu. Yoksa, "bu adam neyin temsilcisi?" diye sorgulayarak haber yapmak (yorumlara karışmam) basınımızı yanlış bir yola sürükler, kamuoyunu da yanıltabilir. Barzani'nin yeni bir ünvanı var. Ve Türkiye ile Barzani'nin diplomatik düzeyde yapacak çok işi var. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'yle olduğu gibi. Balkan cumhuriyeti Makedonya'dan hala "Üsküp" diye söz ederek uluslar arası meşruiyete bile bile meydan okuyan Yunanistan basınının dünyada ne kadar itibar kaybettiğini hatırlatmakta yarar görüyorum.
|