İDO'nun ideali yok mu? Ne time, Turkishtime!

İDO'nun ideali yok mu?

İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) ile Türkiye Denizcilik İşletmleri (TDİ) birleştikten sonra verilen hizmetlerde ciddi bozulmalar meydana geldi. Entegrasyon sürecinde bu tarz hadiseler normal denebilir mi? Sanmıyorum. Deniz otobüsleri ve feribotlara binen insanlara yerine gösterecek bileti kesememenin, kapasitenin üzerinde yolcuyu gemilere doldurmanın, büfelerde farklı fiyatlar uygulamanın normal bir tarafı olamaz. Hizmet sektöründe faaliyet göstermek özen istdiği kadar ayrıntılara dikkat etmeyi de gerektirir. İDO yönetiminde bu eksik.
Bayramın birinci günü. Yalova'ya Turgut Özal Feribotu'yla gidiyorum. Hızlı feribota doluşmuş insanlara koltuk numarası verilmediğinden içerideki yer kapmaca oyununa şahit oldum. Feribot hareket edince de İDO'nun görevlileri ortaya çıkıp kaba bir üslupla çocuklarıyla oturanları rahatsız ettiler. Hesapta kapasiteden fazla yolcu alınması sebebiyle ayakta kalan yolcu için yola çıkan İDO'cular, adına First Class dedikleri hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan kırık dökük bölüme ise yolcu dahi almadılar, boş tuttular...
Ayrıca İDO'nun TDİ kökenli feribotların büfelerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Beltur AŞ hizmet veriyor. Yolcuya temiz, sağlıklı, güvenli ve ucuz yiyecek içecek sunuluyor. İDO'nun Pendik-Yenikapı-Bandırma-Yalova hattındaki feribotlarda ise Beltur'un tam üç katı fiyata ürün satan Denizatı şirketi faaliyet gösteriyor. TDİ'nin feribotlarından eski sözleşmeli kiracıları çıkarıp Beltur'u koyan İDO yönetimi, önemli hatlarda çalışan kendi feribotlarında halkı neden 3 kat daha fazlaya kazıklatıyor? Denizatı'nı, Beltur büfesi zannedip ucuz diye yönelenleri niçin uyarmıyor?
Genel Müdür Ahmet Paksoy'a son not; İDO personeli insana hizmetin nasıl olması gerektiğini unutmuş? Galiba bu unutkanlıkta, yeni feribotları farklı yöntemle almaya çıkan İDO yönetiminin de ihmali var.