Müzakerenin sivil ayağı belirlendi
AB müzakereler başlarken, en çok eleştiri alan yönü "sivil toplum örgütlerinin" ihmal edilmiş olmasıydı... Dışişleri Konutu'nda geçen hafta Türkiye'nin en büyük 18 sivil toplum örgütünün katılımıyla sessiz, sedasız yapılan toplantıda da benzer eleştiriler dile getirilmiş. Sadece Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e değil, hemen öncesinde ziyaret ettikleri Başmüzakereci, Devlet Bakanı Ali Babacan'a da bu konuda yakınılmış. Şöyle demişler: "Yasal olarak bu işin motor gücü olmamıza rağmen, bizi görmezden gelemezsiniz. Ayrıca sadece bürokrasiyle müzakereleri götüremezsiniz. Biz bunun yasal bir parçasıyız..." "Biz"den kasıtları, AB ile ilk adımın atıldığı Ankara Anlaşması'nın 27'nci maddesiyle de 45 yıldır adres gösterilen örgüt: AB-Türkiye Karma İstişari Komitesi (KİK)... Konseyin üyeleri ise tamamen sivil toplum örgütlerinden oluşuyor. KİK'in bu dönem Eş Başkanlığı'nı DİSK yürütüyor. Türk-İş, Hak-İş, TOBB, TİSK, TESK, KESK, Memur-Sen, Kamu-Sen, Ziraat Odaları gibi birçok sivil toplum örgütü KİK'te yer alıyor... DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin aktardığına göre KİK, 45 yıldır AB ile ilişkisini kesintisiz sürdürmüş bir örgüt. Ayrıca, Ekonomik ve Sosyal Konsey Yasası ile de kabul edilmiş sivil toplum örgütlerinin toplandığı Komite... Komite bu ayın 28-29'unda Brüksel'de DİSK'in Eş Başkanlığında 6 aylık dönem toplantılarından birini daha gerçekleştirecek. Çelebi, bu toplantıya büyük önem verdiklerini belirterek şunları söyledi: "Müzakerelerin sivil ayağının bizimle götürülmesinde yarar var. 45 yıldır Gümrük Birliği, KİT'lerin yeniden yapılandırılması, kırsal kesim ve tarım, Akdeniz politikası gibi birçok alanda önemli hizmetler yaptık."
"Siz yürütün..." DİSK Başkanı Çelebi, KİK'in bu fonksiyonlarını Gül ve Babacan'a aktardıklarını belirtip ekledi: "Sayın Gül, Heyet Başkanı olarak müzakerelerin sivil toplum ayağının bizim tarafımızdan yürütülmesini uygun bulduğunu söyledi. Bundan sonraki dönemde müzakerelerde motor güç olacağız. Sektörel başlıklara göre diğer sivil toplum örgütlerini de yanımıza alıp yola devam edeceğiz..." Türk-İş Başkanı Salih Kılıç da müzakerelerde sivil toplumun motor gücünü KİK'in 18 üyesinin oluşturacağını belirtip ekledi: "Dışişleri Bakanı'nın da belirttiği gibi, Müzakere Danışma Kurulu KİK modelinden yola çıkılarak oluşturulacak. Bugüne kadar KİK rutin gündemle hareket etti. Bundan sonra daha aktif rol alacak."
TOBB-TÜSİAD çekişmesi Gül, her ne kadar KİK'in sivil toplum ayağını oluşturacağı sözünü vermiş olsa da bir başka sıkıntının yaşandığı da görülüyor. Bu da TÜSİAD'ın KİK bünyesi içinde bulunmamasından kaynaklanıyor. Bu durumda müzakerelerde başat olma konusunda aralarında yarış bulunan TOBB, TÜSİAD'ın önüne geçecek. Ancak, işin bir başka gerçeği de sendikalardan işverenine, menfaat kuruluşlarına kadar bütün güçlü sivil toplum örgütlerinin KİK bünyesi altında toplanmış olması. Nitekim, Dışişleri Konutu'ndaki toplantı sonrasında bu durum değerlendirilmiş. Bulunan formül; TÜSİAD'ın da Danışma Kurulu mekanizmasının içine sokulması. Bugüne kadar AB ile yürütülen müzakerelerde "Sivil toplum örgütleri nerede" yakınması da böylece son bulacak. Daha da önemlisi, işçi, işveren ve menfaat örgütlerinin alınması birçok konuda daha hızlı adım atılmasını da beraberinde getirecek.
|