|
|
|
|
|
|
Check-up hayat kurtarıyor
Ailesinde erken yaşta kalp ölümleri olanlar, yaşamları boyunca en az bir kez kalp check-up'ı yaptırmalıdır. Üstelik check-up yaptıranların kalp sağlığına yönelik riskleri önceden saptanabildiği için, hastanın hayatı da erken teşhisle kurtarılabiliyor
Memorial Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Türker Baran, ailesinde ya da kendinde kalp rahatsızlığı olanların check-up'ı nasıl ve hangi aralıklarla yaptırmaları gerektiğini anlattı.
Ailesinde kalp rahatsızlığı olanlar ne zaman check-up yaptırmaya başlamalıdır? Özellikle ailesinde erken yaşta (50 yaşın altında) kalp hastalığından ölümler olan ya da sebebi açıklanmamış ani kayıplar bulunan kişiler, yaşları ne olursa olsun yaşamları boyunca en az bir kez kalple ilişkili bir checkup çalışması yaptırmalıdır. Tetkikler sonunda sonuçlar normal sınırda ise 40 yaşına kadar benzer checkup tetkiklerinin 5 yılda bir, 40 yaşından sonra ise kalp-damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan ve ailesinde birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan, sigara içen, tansiyon ve kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı olan kişilerde de check-up'ı yılda bir defa yaptırmalarını öneriyoruz. Bu arada toplum sağlığını etkileyebilecek meslek gruplarının, toplu ulaşım araçları kullananların, pilotların, cerrahların, yöneticilik yapan üst düzey bürokratların ve şirket yöneticisi pozisyonundaki kişilerin de yıllık checkup programlarına dahil olmaları gerekiyor.
Kalp için yapılan check-up'larda ne tür incelemeler yapılıyor? Check-up paketleri, kişinin özellikleri ve yaşına göre değişiyor. Ama kalp check-up çalışmasının bel kemiğini, kardiyoloğun kişinin tıbbi geçmişini ve özelliklerini göz önüne alarak yaptığı değerlendirme ve muayene bulguları oluşturuyor. Özellikle kalp-damar hastalığı gelişimine ve damar içinde pıhtı oluşumu ihtimaline yönelik tarayıcı kan çalışmaları yapılmalıdır. Ayrıca, kalp yapısının anlaşıldığı, kalp boşluklarında büyüme olup olmadığının tespit edildiği, kalbin performansının değerlendirildiği, kalp kapakları, duvar kalınlığı, kalp zarı ve kalpten çıkan büyük damarların incelendiği kalp ultrasonografisi, yani 'ekokardiografi' yapılmalı. Bazen ekokardiografiyle birlikte yapılan efor testleriyle kişinin anjiyografiye, yani bir kalp bypass ameliyatı ya da balonla damar açılmasına ihtiyacının olup olmadığı tespit edilebiliyor. Burada cevabı aranan soru; kalbin yeterli kanla beslenip beslenmediği oluyor. Üç boyutlu ekokardiografi, çok kesitli tomografi ile kalp damarlarında kireç skorunun araştırılması ilk testlerde çıkan sonuçlara göre kişilere değerlendirmeyi yapan uzman tarafından önerilebiliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|