|
|
|
|
|
Niye hukuktan rektör çıkmaz?
|
|
Bu soruya İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu, tartışma başlatacak bir cevap verdi: Tıp ile ilgili tüm bölümler Sağlık Bilimleri Üniversitesi olmalı. Çin ordusu gibiler. Onlar ayrılırsa hukuktan birilerinin de rektörlüğü kazanma şansı doğacak.
Üniversitenin sahibi öğrenci
* Siz "Zor ama iyi hoca" diye tanınıyorsunuz. Bakın açık söyleyeyim, hayatta iki şeyi içime sindiremedim. Bir tanesi büyük ağabeylerimizin büyük hocalarımızın "Bu öğrenciler beni anlamıyor" lafı. Ayıptır yahu. Eğer anlamıyorlarsa sen anlatamamışsın demektir.Üniversiteye girmek kolay değil, karşınıza gelenler zaten belli bir elemeden geçmiş çocuklar, ne demek anlamıyor? Mesela ben tırnak içerisinde yerlerden konferansa davet edildiğim zaman yok derim ben sizin kadar entelektüel değilim, anlaşmamız mümkün değil. Sevmiyorum yapmacıklıkları.
*
Ya içinize sindiremediğiniz ikinci şey, o nedir? O da bir öğretim üyesinin başarısının yanlış değerlendirilmesi. Her öğretim üyesinin başarısı öğrenciyle doğru orantılıdır. Eğer benim dersimi izleyen 100 öğrenciden 60'ı geçemiyorsa o benim başarısızlığımdır. O zaman hoca kenara çekilecek, nerede yanlış yaptım diye düşünecek.
İYİ HOCALIK FORMÜLÜ
* Tam tersi durum da var. Özel üniversitelerin bazılarında ise %78'lik bir başarı bile yönetim için yeterli olmuyor. Palas Kürsü denir ona, hani herkesin geçtiği kolay ders anlamında. Kimse kusura bakmasın ama ben "palas kürsü" olmaya razıyım öğrencilerim kalacağına. Kaldıkları zaman bir şey öğrenmemişlerdir. Benim de başıma geldi, yüzde 74.8 başarı yaptım biraz mırın kırım ettiler. Kim istiyorsa buyurun sınavı yapsın dedim, öğrencilerim orada. Yani iyi bir hoca öğrencisinin başarısızlığıyla mutlu olamaz.
* Peki o zaman niye size zor hoca diyorlar? Benim bir sistemim var. İlk derste öğrenci şöyle bir kaynar kazana girsin çıksın isterim. Hatta ilk dersten çıktıktan sonra asprin içmiyorsanız işiniz var diye takılırım. Biz neredeyiz, bu nasıl bir alan diye dayak yemişe dönmeleri lazım. Yoksa oh ne kadar rahat ders diye çıkarlarsa olmaz. İkinci dersten sonra birbirimizi tanırız zaten. Ben öğrencilerin diliyle konuşmaya çalışırım. Kızımdan bu anlamda çok faydalandım.
REKTÖR HUKUK BİLMELİ
* Derslere girerken hala heyecanlanıyor musunuz? Tabii. O heyecanı duymazsam , iş biter. Her derse çalışırım. Ben aynı şeyi anlatıyor olabilirim ama karşımda yeni yüzler vardır. Sınıfta öğrenciler mutlaka konuşmak zorundadır. Hoca sadece çocuklardan gelen tepkileri kanalize eden adamdır. Yoksa ben çıkartıp kitabı okumuşum, kıymeti yok bence.
* İyi bir üniversite hocası kendini öğrenciye kaç dakika dinletebilir? Maksimum 20 dakika. O konuşmada da sesiniz yükselip alçalmalı.
* İstanbul Hukuk Fakültesi son derece köklü bir bölüm. Türkiye'nin siyasi olaylarına tanık oldu hep. Yönetim Hukuk Fakültesi'yle bir dönem çok uğraştı. Hiç "Tamam, pes ediyorum" dediniz mi? Hayır, asla. Örneğin Alemdaroğlu döneminde biz öğretim üyeleri merkez binaya bile giremiyorduk, düşünsenize. Hangi rektör denemi hatırlamıyorum, rektörü korumak için demir kapılar yapılmıştı. Öğrenciden korkan kişi niye rektör olur gerçekten de anlamıyorum. Mesela hali hazırda bugün bile yanlışlar var. Benim öğrencilerim Cuma günü 12 ile 14 arasında dışarıdaki amfiden geliyorlar. Yakın yerdeki kapıdan giremiyorlar çünkü yasak. Taa dış kapıdan gelip bir de üstlerini başlarını aratmak zorunda kalıyorlar.
* Neden bu uygulama? Bilmem? Her Cuma dersten kaybediyoruz. Anlamadığım şey, üniversitenin sahibi öğrencilerdir. Öğrenci canı nereden isterse girer çıkar. Velinimetimizdir onlar bizim, onlar olmasa okul olur mu? Çocuklar da geriliyor. Daha ilk sınıftan gerilen öğrencinin son sınıfa geldiğini düşünün. Çocuklar çok gergin.
* Niye hukuktan bir rektör çıkmıyor? Bu sorunuza cevap verirken, zannediyorum pek çok öğretim üyesi hukukçuların da görüşlerini dile getireceğim. Benim düşüncem şudur, diş hekimliği, veterinerlik eczacılık, hemşirelik yani tıp ile ilgili bölümler Sağlık Birimleri Üniversitesi olmalı. Çünkü hakikaten tıp fakülteleri Çin ordusu gibi. Bir kürsüde altmış tane yardımcı doçent olabiliyor. Ben hep merak etmişimdir bunlar kaç saat ders veriyor diye. Katiyen çözemedim.
* Ayrılınca ne olacak? O zaman hukuktan birilerinin de rektörlüğü kazanma şansı doğacak.
* Yani bir özlem var. Var tabii. Rektörlük dediğiniz başlı başına bir olay. Üniversiteyi temsil eder, olağanüstü yetkileri vardır. Örneğin birinin doçent olup olmayacağına sınava giren beş kişi "hayır" derken rektör "evet" diyebilir ve o adam doçent olur. İşte o yüzden rektör biraz hukuk bilmelidir diye düşünüyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|