Kule... Hem de burgulusundan...
Daha dün... "Kale"mizi Araplar yıktı diye, Araplar'a etmediğimiz hakaret kalmamıştı. Bugün... Araplar "Kule"mizi dikiyor diye, Araplar'a yapmadığımız yağcılık kalmadı.
İnsan ister istemez merak ediyor, "kim bu müteahhit arkadaşlar?" diye... Gazetelere verdikleri "toz kaldırmayın, göz yumun" ilanlarında internet adresleri var. Girdim. Orada diyor ki, "İstanbul, iki kıtaya birden kolu olan, dünyadaki tek şehir..." Demek Dubai'den öyle görünüyor. Çünkü Çanakkale de öyle. E bi 300 metre de Gelibolu'ya ister artık. Şöyle burgulu murgulu...
Neyse... Ben gökdelenleri severim. Çünkü "vizyon"dur... Mesela Roma'da hiç 300 metre 400 metre yok. "Ben Colleseum'un oralara gökdelen yapacağım" diyen Arap'a, değil İETT garajı, turist vizesi bile vermezler. Neden? Çünkü vizyonları yok. Ha Milano'da var. Pirelli Gökdeleni... Hatta bir ara küçük bir uçak çarpmıştı. O kadar yüksek... Akmerkez kadar.
300 metre bu, vizyon ister. Londra'da yok, Berlin'de yok. Barcelona'da yok. Lizbon'da yok. Atina'da yok. Amsterdam'da yok. Brüksel'de yok. Kopenhag'ta yok. Prag'da yok. Budapeşte'de yok. Viyana'da yok. Bunların alayı beyinsiz... Paris hariç. Eyfel Kulesi var. Üzerindeki televizyon anteni dahil 324 metre... Ama onda da malum, ofis mofis yok. Neden? Çünkü bu Avrupa Birliği'nde vizyon yok.
Yerleşim, trafik ve toplu ulaşım sorununu çözdüğü halde, tarihine ve estetiğine önem verdiği için gökdelene izin vermeyen "geri kafalı" Avrupa'da vizyon kimde var? Bi bizde...
|