kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Ömer Dinçer de 'Soykırım var' deseydi

Başbakan Erdoğan'ın, müsteşar Dinçer'le ilgili ' intihal' hükmü için ' intikam alıyorlar' deyişi YÖK Başkanı Teziç'i fazlasıyla rahatsız etmiş, ' yeminbillah' edercesine yalanlama ihtiyacı duymasına yol açmış:
- Ömer Dinçer'in unvanının alınması konusu, 1 yıldır süren bir incelemenin sonucudur. Zamanaşımı yüzünden ekim sonu-kasım başında tamamlanacaktı. Bu nedenle de böyle bir zaman dilimine denk geldi. Bu olayın son yaşanan olaylarla bir bağlantısı yoktur. Bunu içtenlik ve samimiyetle hukuki ve vicdani muhasebe yaparak söylüyorum. Hiçbir zaman intikam duygusuyla hareket etmedik.
Teziç'in altını çizdiği gibi samimi olup olmadığını tartışabiliriz. Diyelim ki Başbakan Erdoğan'ın suçlamasını benimsiyor, YÖK'ün intikam hırsıyla ' intihal' kararı aldığında ısrar ediyor ve Teziç'in ' samimi' olmadığına hükmediyoruz. O halde dahi Teziç'in ' intikam duygusuyla hareket etmedik' demesini takdirle karşılamak durumundayız. Zira bu kadarı bile Teziç'in en azından önceki başkana nazaran devlet terbiyesi açısından çok daha duyarlı olduğunu gösterir. Yoksa Başbakan'ın suçlamasına cevap vermez, sessiz kalıp YÖK'ün intikam aldığı izlenimini güçlendirirdi. Hatta belki başka bir YÖK başkanı bu vesileyle iktidara kafa tutmuş görünmekten büyük haz da duyabilirdi.
Gerçi kökten yok edilmesini milli ve insani farz olarak gördüğüm YÖK'ün başkanlığını kabul etmek ve yürütmek bir bilim adamı için yeteri kadar ağır bir eksikliktir. Son olarak VAN vakası üzerine ' ideolojik örgüt' havasına girerek militanca eylem koyan ve adeta ' Babıali Darbesi' gibi bakanlık basan ' bilim aşireti'nin başında bulunmak her bilim adamı için büyük bir kariyer çukurudur. Fakat bu eksiler Teziç'in ' intikam duygusuyla hareket etmedik' demesini artı olmaktan çıkarmaz.
Yanlışlıkların ve çirkinliklerin arasındaki doğruları ve güzellikleri, ne kadar etkisiz olurlarsa olsunlar görmeyi öğrenmeliyiz. Kılı kırk yarmaya daha çok var, kılı hiç değilse ikiye yarabilelim.
Kaldı ki şahsen Teziç'in ' oh evet, intikam aldık' dercesine susmayı tercih etmeyerek devlet terbiyesi açısından duyarlı davranmasını takdirle yetinmiyorum. Kanaatimce Başkan sırf bu terbiye gereği ' intikam' iddiasını reddetmiş değildir, iddiasında samimidir. YÖK'ün Dinçer'le ilgili kararının VAN vakası üzerine denk gelmesi de hakikaten ' zamanaşımı' ile bir ölçüde ilgilidir. Fakat yine de Teziç'in ' Ekimin sonukasımın başı' diye ifade ettiği ' karar takvimi'nin, VAN vakası ile çakışmayı önlenemez kılacak kadar bağlayıcı olabileceğini aklım almıyor.
Sonuçta sadece iktidar cephesinden ibaret de olsa, birilerinin intihal kararını ' intikam eylemi' gibi algılaması, ülkede kırıntıları kalan hukuk duygusuna vereceği zarar yüzünden bütün taraflar için yıkıcıdır.
Bu yüzden insanın ' keşke Dinçer'le ilgili kararı ertelemenin bir yolu bulunabilseydi' diyesi geliyor. Fakat varlığını muzır bulduğum bir kurumun, şimdiki başkanında gözlenen göreceli ölçülülük sayesinde böyle bir incelik sergilemesi herhalde beklenemezdi.
Danıştay'a gideceği için YÖK'ün Dinçer'le ilgili kararının içeriğini tartışmıyorum.
Ancak herkesin vicdanına havale edebileceğim bir soru var: Dinçer'e atfedilen ' intihal' suçunu, eğer, sözde Ermeni soykırım iddialarını benimsetmek için bir tür yerli misyonerlik faaliyeti yürüten Halil Berktay işleseydi YÖK böyle bir karar alabilir miydi? Bazıları ' canım ne ilgisi var' diyebilir. Zira onlar Berktay'ı sadece Ermeni tezini benimsediği için örnek verdiğimi düşüneceklerdir.
Oysa Berktay için de çok ağır bir intihal iddiası ortada durmaktadır.
Öyle ki, Doğu Perinçek'in eserinden neredeyse kelimesine kelimesine kopya edilmiş cümleleri okuduğumda zihnimi işgal eden hüküm şuydu:
-İntihal tarihi böylesine kaba bir aparmacılık görmemiştir!
Var mı Berktay'a yan bakabilen bir YÖK veya YÖK'çü?!
Acaba Ömer Dinçer de Ermeni tezini benimsemiş olsaydı bu intihal iddiaları görünmezden gelinir miydi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Van Gölü'nde bin başlı canavar   / 24-10-2005
 Bakü'den ne isteniyor?   / 21-10-2005
 Parti yahut siyasi aşiret   / 20-10-2005
 Bir buçuk yüzlülük   / 18-10-2005
 Yurtseverliğin sigortası attı   / 17-10-2005
 Sonsuza uğurlamak   / 14-10-2005
 Baykuş gribi ne olacak?   / 13-10-2005
 Nal toplama medeniyeti   / 11-10-2005
 Bush'un alın yazısı?   / 10-10-2005
 Birinci sınıf vatandaş kim?   / 07-10-2005
YILMAZ ÖZDİL
Dikkat edin... Joe Dalton kaçmasın...
İstanbul...
ALİ KIRCA
Emir subayından Barış Manço'nun son günleri..
Kitabın...
ÖMER LÜTFİ METE
Ömer Dinçer de 'Soykırım var' deseydi
Başbakan...
UMUR TALU
Çocuk öldü ve büyüdü
Bir yıl kadar önceydi... 12...
FATİH ALTAYLI
Dubaililer'in projesi var, Topbaş'ın yok
Dubaililer'in...
ERDAL ŞAFAK
Levent, Kartal'ın mahallesi mi?
İki hafta önce "Gökdelen...
Sayın bakan acı var mı acı!
Yunanistan'ın en ünlü gazetecisi, siyasilerin kirli çamaşırlarını...
Sokakta gösteri kabinede kavga
Muhalefetin gösterileri arasında Azerbaycan'da beş bakanı görevden...
Chelsea modeli
Chelsea modeli
Fenerbahçe'ye geldiğinden beri sürekli taktik eleştirisine mağruz...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu