Referandum kıskacı...
TBMM, hükümet açısından bugün iki sıkıntılı görüşmeye sahne olacak. İlki; CHP'nin Başbakan Erdoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verdiği gensoru önergesi. CHP'nin gensorusu; Galata ve Kuşadası liman ihaleleri ile Tüpraş'ın yüzde 14.76'lık hissesinin satışına ilişkin. Gensoru üzerinde CHP lideri Deniz Baykal, hem grubu, hem de önerge verenler adına söz alacak. Böylece konuşma süresini uzatacak. Baykal konuştuğu için Anavatan Partisi'nde de Genel Başkan Erkan Mumcu kürsüye gelecek. Her iki konuşma, AK Parti Grubu'nda bir vicdan muhasebesine yol açıp farklı bir sonuç çıkarır mı? Hemen söyleyelim; Galataport konusunda sıkıntılı olduğunu söyleyenleri rahatlatan sonuç yaratacak olsa da önerge AK Parti'nin çoğunluk oylarıyla reddedilir.
Anayasa sorunu Zaten hükümet açısından Meclis'teki asıl sıkıntı gensoru ön görüşmesi değil; Anayasa oylaması... Özetlemek gerekirse.. Hükümet, 17 Ekim gecesi yasal süresi dolduğu için 2006 Bütçe Yasa Tasarısı'nı geçmiş yıllardan farklı bir uygulamayı başlatarak Meclis'e gönderdi. Yeni uygulama ile 3 yıllık bütçe yapma olanağı getirilirken, "genel ve katma bütçe ayrımı" ortadan kaldırıldı. Sorun da bu noktada başladı. Çünkü Anayasa, tasarının "genel ve katma" olarak iki bütçe halinde verilmesini zorunlu kılıyor. Özetle, Bütçe Tasarısı, Anayasa'ya aykırı olarak sunuldu. Hükümet de bu sorunu aşmak için Anayasa'da 5 maddelik bir değişiklik önerisini de Meclis'e sundu. Anayasa değişikliği ile ilgili teklifin komisyonlardaki görüşülmesinde CHP iki maddeye itiraz etti. Ancak AK Parti itirazlarını dikkate almadı. Anavatan ise grup kurmasının üzerinden 10 gün geçmesine karşın, komisyonlara hala temsilci vermesinin önü açılmadığı için söz sahibi olamadı. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, dünkü konuşmamızda, "Değişiklik tekliflerimiz kabul edilmediği için, Anayasa değişikliğine oy vermeyeceğiz" dedi. Anavatan Partisi'nde ise Anayasa'ya oy verip vermeme konusunda kafalar karışık. Genel Başkan Erkan Mumcu, bütçenin 3 yıllık yapılmasına olanak tanınması gerektiği görüşünde. Ancak milletvekilleri ise AK Parti'nin kendilerini yok sayan yaklaşımına tepki gösteriyor, "oylamaya katılmamanın daha doğru olacağına" inanıyor. Anavatan'ın kararı bugün belli olacak. Meclis'te 4 temsilcisi bulunan DYP lideri Mehmet Ağar da dünkü konuşmamızda oylamaya katılmama kararı aldıklarını bildirdi. Aynı şekilde, Meclis'te 4 milletvekili bulunan SHP lideri Murat Karayalçın da tavırlarının "katılmama veya ret" yönünde olacağını söyledi.
Referandum riski Anayasa değişikliğinin Meclis'ten referandum riskine uğramadan geçmesi için ise 367 oya ihtiyaç var. Oysa, AK Parti'nin TBMM'de 355 milletvekili bulunuyor. Bağımsızlardan destek gelse dahi 367 sayısına ulaşamıyor. Bu durumda Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliğini Meclis'e iade etmediği takdirde referandum yolu açılıyor. İade ettiği takdirde bile, tekrar görüşülüp çıkması için 367 sayısına ulaşılması olanağı bulunmuyor. Referanduma gitme gibi bir zorunluluk ortaya çıkıyor. AK Parti buna razı olsa bile referandum uzun süre alacağından 2006 bütçesinin çıkmaması gibi bir riskle karşı karşıya kalınıyor. Bu nedenle hükümetin önünde şu üç yol duruyor: CHP'nin istediği değişiklikleri yapmak, bütçeyi Anayasa'ya uydurmak veya ek bütçe çıkarıp referanduma gitmek... Özetle AK Parti, muhalefeti ciddiye almamanın sıkıntısını yaşıyor.
|