Telekom'da fiyatın kapsama alanı tartışılıyor
Özelleştirme İdaresi'nde hummalı bir çalışmadır gidiyor. Çünkü, bu hafta ekonominin gündemine "özelleştirme hesaplaşması" damgasını vuracak. İlk olarak Telekom'la ilgili bir hatırlatma yapalım. Telekom ihalesinde kader günleri yaklaşıyor. Özelleştirme İdaresi, Danıştay'ın ara kararı sonrası "değer tespiti"ni nasıl yaptığını açıklamakla meşgul. Riskli nokta şu: "Telekom'un, yüzde 55 hissesiyle birlikte altyapısı mı yoksa sadece altyapıyı kullanma imtiyazı mı satıldı?" İmtiyazın fiyatına altyapının dahil olup olmadığı önemli. Yargı, bu sorunun cevabını da arıyor.
Galataport'ta öncü sinyal Öte yandan özelleştirmenin ilgilendiği dosyalardan biri "Galataport İhalesi." Özelleştirme bürokratları, Galataport'un 20 yıllık öyküsünü masaya yatırdılar. Yarın TBMM'de, CHP'nin verdiği gensorunun ön görüşmesi yapılacak. Yoğun taciz ateşi altında kalması beklenen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın her türlü soruya cevap verebilmesi için notlar yazılıyor. Ancak Galataport kavşağında yollar ayrılıyor. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'le Maliye Bakanı Kemal Unakıtan farklı kutuplarda konuşlanıyor. Hassasiyet arzeden yön şu: "Galataport kiralama ihalesine yapişletdevret yöntemiyle çıkılması bir Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararına bağlanmış durumda. Yani kararın altında Şener'in de imzası var." Şimdi, YPK'nın sekreteryasını yürüten Şener'e bağlı DPT'den, ek olarak Hazine'den görüş bekleniyor. Öncü sinyaller, iptal seçeneğini desteklemiyor.
Herkesin rakamı farklı Unakıtan'a lojistik destek veren Özelleştirme İdaresi'ndeki hazırlıklara göre, Galataport projesi önceki hükümetler döneminde ayrı bir yarışma ile belirlendi. Birinci nokta bu. Yani "tip proje" herkes için bağlayıcı. Tabi ihaleden sonra tadilat yapılmazsa. İkinci nokta, verilen tekliflerin yeterli olup olmadığı. Bu aşamada da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın ileri sürdüğü tezlere bakmak gerek. Yıldırım, şunları söylüyor: "Projenin müellifi (işi yapacak kişi ya da kurum), 253 milyon dolar ve üstünde bir bedelle 49 yıllığına kiraya verilebileceğini belirtmiş. Yani '49 yılın sonunda kira geliri 253 milyon dolar ise verimli' diyor. Bu durumda biz, en düşük teklife bile versek, devlet olarak yine de kazançlıyız. Galataport, bugünkü haliyle yıllık 4 milyon Euro gelir sağlıyor. 49 yıllık gelir, 196 milyon Euro civarında öngörülmüş. Bu da zaten müellifin işaret ettiği 253 milyon dolara denk geliyor. Oysa ihale sonucu, en düşük teklif 1 milyar, en yüksek teklif 3.5 milyar Euro. Peşkeş bunun neresinde? Odalarda iş bitirme neresinde?" Yine de kamuoyu, Galataport ihalesi öncesi çıkan yasanın "adama göre iş ayarlama olup olmadığına", Tüpraş'ın yüzde 14.76 hissesini satın alan Sami Ofer'le yapılan görüşmelere odaklanmış durumda. Yani üçüncü nokta hala "flu."
Tüpraş'a aklama Öte yandan Yüksek Denetleme Kurulu'nun (YDK) da Tüpraş azınlık hissesi satışına el attığı anlaşılıyor. İncelemelerin sonucu, "örtülü aklama" içeriyor. Deniliyor ki, "Satış işleminde Özelleştirme Yasası'na aykırı bir husus saptanmadı. Fiyatlandırma ve satış, Özelleştirme İdaresi'ne verilen yetki çerçevesinde gerçekleşti. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca, İdare'ye verilen yetki limitinin SPK'ya bildirilmemesi sıhhat şartı değildir." Ancak YDK, şu uyarıda bulunmayı da ihmal etmiyor: "Tüpraş hisse satışındaki örnek iyi değerlendirilerek kamuoyunda özelleştirmeler konusunda en küçük tereddüte bile meydan vermeyecek şekilde hareket edilmeli, yetki bildirimleri de dahil olmak üzere SPK ve İMKB mevzuatı gereklerinin tüm şekil şartları da yerine getirilerek sonuçlandırılmasına özen gösterilmeli."
|