| |
Cin adamı çarpar!
Din âlimi, gazete yazarı, televizyon yorumcusu ve de sinema oyuncusu Zekeriya Beyaz hocamız, (En son Metin Akpınar'ın çektiği, Kârhane filminde rol almış) geçenlerde çok önemli bir konuya el attı. Dedi ki, "İftarı sevişerek açmak günah değildir." O saniye "beynim ağrımaya" başladı. İnsanın beyni ağrır mı? Bu kadar zorlamaya hangi beyin dayanır dostlar! A benim sevgili hocam, bir bu mu kusur kalmıştı Allahaşkına? Her türlü eksiğimizi tamamlamıştık da, bir tek sevişerek iftar edip edemeyeceğimiz noktasının mı aydınlatılması kalmıştı? Ki bu konuya açıklık getirme ihtiyacı hissettiniz?
Af buyurun ve de üzerinize afiyet, oruç tutarak ibadet etmiş bir beniademin, iftarını sevişerek açması için, her şeyden önce manyak olması gerekir. Seksomanyak değil, direkt kafadan manyak! Yahu, ne kadar kudurmuş olursa olsun, yatağa atlamadan önce bir bardak su içecek vakti de mi yoktur bir insanın? Kıtlıktan mı çıkmıştır yoksa treni mi kaçıracaktır? 70 küsur yıllık insan ömrünün sadece 6 haftasının yatakta seks ile geçtiği ileri sürüldüğüne göre, bu cücük kadar "içgüdüsel etkinliğin" ille de iftara denk getirilmesi en hafif deyimiyle zibidilikten başka nedir ki?
Gelelim, cin çarpmasına! Beyaz Hoca, "Cinler insanı çarpmaz" diyor. "Çünkü cin diye bir şey yoktur" diyor. Ben hayatımda cin min görmedim. Var mı yok mu bilemem. Ama bal gibi biliyorum ki, insanı bir şeyler çarpar!
Yol kenarına park edersin, aracından inerken tepene 1.5 tonluk kiriş düşer. Sen takdiri ilahi dersin, bense sana bir şeyler çarptı derim. Bir kamyondan fırlayan stepne ön camdan içeri girer, durup dururken hastanelik olursun, ben yine bir şeyler çarptı diye bakarım. Sen geçtin, ben geçeceğim diye bir sürücüyle tartışırsın, haşaratın teki silahını çekip ateş etmeye başlar, komaya girersin, cin çarpmıştan beter olursun. Çocukları eve kilitleyip komşuya çene çalmaya gidersin, yangın çıkar evlatlar cayır cayır yanar, ben çocukları anneleri çarptı, diye düşünürüm. Koca koca şirketler kurarsın, şirketlerin başına iki hokkabazı koyarsın, hem seni batırırlar, hem şirketleri batırırlar, cıscıbıldak ortada kalırsın, ben yine cin çarptı diye bakarım.
Hikayeyi bilirsiniz: Her tarafı sel basınca rahip efendi kilisenin çatısına çıkıp beklemeye başlamış. Nasıl olsa Tanrı kurtaracak, kendinden emin.. Önce botla kurtarmaya gelmişler. Rahip, "Tanrı bana kurtarıcı gönderir evlatlarım siz işinize bakın" diye geri göndermiş.. Akabinde helikopterle bir ekip gelmiş. Hadi rahip efendi, seni kurtarmaya geldik, demişler. Rahip onları da geri göndermiş... Gökyüzünden "özel kurtarıcı" bekliyor ya! Sonunda sular iyice yükselmiş ve rahip boğularak ölmüş. Öteki tarafta meleklere verip veriştirmeye başlamış tabii: "Hepinize yazıklar olsun. Kurtarıcı göndereceksiniz diye o kadar bekledim, ne gelen oldu ne giden!" Melekler salak rahibe gülmeye başlamışlar: "Biz sana iki kere kurtarıcı gönderdik ama sen anlamadın, angut!"
Cin min hikayedir! Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz. Sonra da takdir-i ilahiye ihale ediyoruz.
|