| |
|
|
Depremin acısı dinsin
Felaketin en sinsi olanı bu. Aniden vurur, acısı büyük olur. Şimdi Pakistan ve Hindistan'da acı yaşanıyor. Ölüm kol geziyor, kapıları çalıyor. Okur soruyor: Gazete olarak bugün ne yaptınız?.
Himalayalar'a kış erken gelir. Siz varın, o dağlardaki milyonlarca depremzedenin halini bir düşünün. Özellikle de ölümle saat saat boğuşan çocukları. Türkiye depremin ne olduğunu iyi biliyor. Sabah okurları da doğal olarak bu konuya duyarlı. "Ne yapabiliriz?" sorusu kıpır kıpır. Son günlerde giderek artan sıklıkta arayan okurlar depremin yerle bir ettiği Pakistan'a ve Keşmir'e Sabah'ın yeterli ilgiyi göstermediğini söylüyor. "Körfez depreminden biliyoruz ki basına yardım faaliyetlerinde büyük görev düşüyor" diyor, emekli albay Esat Karakılıç. İnşaat mühendisi Murat Şen'in mektubu: "11-14 Ekim tarihli gazetelerinize bakın, onbinlerce insanın öldüğü depreme ve sonraki insanlık felaketine yeterli yer verdiniz mi? Olmasa da farketmezdi, ama oradaki insanlarla bir gönül bağımız da var.." Bu duyarlılık çok önemli. Şen'in uyarısı üzerine Sabah'ı yeniden taradım. Felaketin ilk haberlerine 11-13 Ekim arasında geniş yer ayrılmış. Bol ayrıntı verilmiş. Ama ondan sonra, 14'ünden itibaren deprem haberlerinin cılızlaştığını, giderek tümüyle gündemden düştüğünü görüyoruz. Deprem sonrası güçlükle yürütülen yardım çalışmaları dünyada pek çok gazetede gün gün izlendi. 21 Ekim tarihli dünya gazetelerinin çoğunda "Pakistan'daki krizin, yeryüzünde bugüne dek yaşanaların en büyüğü" olduğu duyuruluyordu. BM'in üst düzey yetkilisi "felaketin bundan sonraki boyutlarının tsunami'den de fazla olacağını, yardımın ancak dörtte birinin geldiğini" söylüyordu. Sabah, konuya uzunca bir boşluktan sonra 22 Ekim Cumartesi günü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Pakistan'da yaptığı benzer açıklamalar üzerinden yer verdi. Sabah okurları uyarılarında, daha fazla duyarlılık beklentilerinde haklı. Deprem muazzam bir empati yaratıyor. Türkiye'de birçok Sabah okuru soğuktan tir tir titreyen çocukların acısını yüreğinde duyuyor. Gazeteler böyle hallerde duyarlılıklarını haber vermenin ötesine de taşırabilirler. Yardım için yol gösterme, halka çağrı yapma, kampanya başlatmak gibi... Ben sadece okurların duyarlılığını, beklentilerini aktarmış olayım. Çünkü korkarım, önümüzdeki haftalarda oradaki feryat daha da büyüyecek.
|