Schalke'nin avantajları
F.Bahçe geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi'ne kendi sahasında 3-0'lık Manchester galibiyeti ile veda etmiş, bu sezon da yine kendi sahasında 3-0'lık PSV maçıyla başlamıştı. Bu istatistiğin yeşerttiği umutlar ve özgüven ile tribünleri dolduran veya TV ekranının karşısına geçen F.Bahçeliler tabii ki takımlarının Alman takımlarına karşı 6 karşılaşmanın tümünü kaybettiği istatistiğini bilmiyorlar, bilseler bile hatırlamak istemiyorlardı. Geçmiş geçmişti ve artık yepyeni bir F.Bahçe vardı... Açıkçası bu özgüven camiadan medyaya, sokaktan, gazete manşetlerine her yeri sarmış, herkes net bir galibiyet beklentisindeydi. Doğrusu beni silkeleyip kendime getiren ve açıkçası ürperten, salı gecesi izlediğim Bayern-Juventus maçı oldu. Bu maçta; Juventus'un büyük yıldızlarını, az sayıda yetenekli çoğu sistem oyuncusuyla ama en büyük silah fiziksel güçle Bayern'in nasıl yerle bir ettiğini apaçık gördük. Alman ligi gibi zorlu bir ligde ikinciliğe ulaşmak için hem teknik beceri, hem takım disiplini hem de taktiksel doğruları ortaya koymanın şart olduğu bilinen gerçek. Eurofighter tanımına hak kazanmış Schalke'nin de bu başarısının ipuçlarını F.Bahçe karşısında hep birlikte izledik. F.Bahçe'nin tam üç maçını yardımcısına izleterek tam bir röntgen çekmiş olan teknik direktör Rangnick'in maçtan önce "Ancak kendi oyunumuzu rakibe kabul ettirebilirsek puan alırız" saptaması ve hedefi maalesef gerçekleşti.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GİBİ İşin ilginç tarafı Schalke, Daum'un tam F.Bahçe'de oturtmaya çalıştığı düzeni kurmayı başarmış. Schalke de Almanlar'ın disiplin, fizik güç ve mücadele özellikleri ile Latin futbolunun incelikleri birleşmiş. F.Bahçe'de bu yolda ama doğrusu daha yolu olduğu da kesin. Rangnick'in Daum'a göre en büyük avantajı ise ilk 11'de yalnız bir Alman oyuncuya yer verebilme lüksü. Birleşmiş Milletler gibi kadroya sahip Schalke'nin en değerli ve yaratıcı oyuncuları Kuranyi, Kobiashvili, Krstajic, Bordon, Lincoln'ün Schalke'den önce Almanya'da oynamış ve başarılı olunca transfer edilmiş olduklarını da bir not olarak aktaralım. Alman ligi ile Türk ligi arasındaki bir fark ve tabii Schalke'nin bir diğer avantajı da burada. Neticede çok önemli iki puan kaybedildi, grup ikinciliği yolunda en önemli rakibe de çok değerli iki puan kazandırıldı. Üstüne üstlük devre dışı kaldı diye düşündüğümüz PSV'nin Milan'dan puan alması da bunun üzerine tuz biber ekti. Ancak her şeye karşın, bu çok üst düzey ligin bir parçası olmak, bu zevki büyük bir heyecanla yaşamak, Avrupa'nın dev takım ve oyuncuları önünde gücünü sınamak, her geçen gün ilerlediğini hissetmek, puan da kaybetse, hatta yenilse bile gururla izlediğin bir takıma sahip olmak tüm F.Bahçeliler için çok ama çok güzel. Bunun keyfini yaşamayı sürdürebilmek lazım...
|