|
|
Ulu Cami, 'bilim-bürokrasi' kurbanı mı?
Divriği Ulu Cami, Selçuklulardan bize ulaşan dünyanın en nadide eserlerinden biri. Bir süre önce Türkiye'nin dünya çapında isim yapmış bilim adamlarından biri olan Prof. Dr. Doğan Kuban'la konuşmuş ve Ulu Cami'nin kurtarılması için 'feryat' ettiğinden söz etmiştik. O yazıda aynen şöyle demiştik: "Evet, Prof. Dr. Doğan Kuban 'feryat' ediyor ve tüm Türkiye'yi 'imdat' diye yardıma çağırıyor. Nedeni şu; Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi yavaş yavaş ölüyor." Gerçekten de 777 yıllık Divriği Ulu Cami el atılmazsa yok olmaya mahkum bir yapı. Peki bu konuda neden Türkiye'de kimsenin kılı kıpırdamıyor? Aklımıza takılan bu sorunun cevabını ararken, farklı bir sesle karşılaştık. Farklı sesin sahibi Sivas Valisi Hasan Canpolat. Vali Canpolat ise ilginçtir başka bir açıdan 'feryat' ediyor ve şöyle diyordu: "Biz proje ihalesine çıktık. Bunu bir üniversite ya da bir şirket sahiplenebilir, ya da ikisi bir arada üstlenir. Buraya gelir projesini sunar ve 'şunun yapılması gerekiyor' diye bize söyler. İki defa ihale yaptık, kimse gelmedi. Hala her yerde konuşuyorlar. Bu kadar büyük üniversitelerimiz var, anlı şanlı hocalarımız var. Peki niye bir proje ortaya konmuyor?" Şaşırtıcı değil mi? Prof. Kuban, 'Divriği Ulu Cami yavaş yavaş ölüyor' diye, Vali Canpolat ise 'İki defa ihale yaptık, kimse gelmedi' diye 'feryat' ediyor. Bu işte bir gariplik olduğu kesin. Biz Vali Hasan Canpolat'ın açıklamalarına devam edelim. Bu işin çok prim getirdiğini vurgulayan Vali Canpolat sözlerini şöyle sürdürüyor: "Konuşmak çok güzel, 'Bakanlık yapmıyor, vakıflar yürütemiyor bu işi' demek çok kolay. Biz bu işin altına girdik, taşın altına elimizi soktuk ve elimizi orada bıraktılar. Anlı şanlı hocalarımız niye bir araya gelip üniversitelerimizde bir konsorsiyum oluşturmuyor?" Ortada bir tartışma olduğu açık. Ancak ne Vali ne de Prof. Kuban tartışmanın nedeni konusunda açık davranmıyor. Bu nedenle Vali Canpolat'a açık açık soruyoruz: 'Bugüne kadar bu konuda çok şey söylendi. Neden çıkıp açık açık cevap vermediniz?' Vali Canpolat'ın cevabı net oluyor: "Kamuoyuna bu meseleyi anlatmakta biraz zorlandık. Kamu görevlisi olmanın getirdiği bir durumla bazı konuşmalara cevap veremedik. Bu yanlış yönlendirmede biraz da Doğan Kuban hocamızın payı oldu. Konuyu baştan beri bilen oydu. Konu şöyle saptırılıyor; sanki Divriği Ulu Cami'nin yapımını, onarımını, restorasyonunu ihaleye çıkarıyormuşuz gibi kamuoyunda yanlış bir düşünce oluşturuldu. Sanki biz tamamen bir duyarsızlık içindeymişiz gibi sunuldu." Vali Canpolat, bu cümleleriyle farklı bir tartışmanın kapısını aralıyor. Çünkü, Divriği Ulu Cami Projesi'yle ilgili bilim dünyası ile bürokrasi arasında ilginç ve adı konmamış bir savaş var. Nedeni, dediğimiz gibi açık değil. Ancak açık olan başka şeyler var. Vali Canpolat'a göre, hükümet açık destek veriyor, kaynak hazır, geriye sadece Divriği Ulu Cami'yi kurtaracak proje kalıyor. Peki neden bilim adamları bu konuda destek olmuyor? Acaba işin arka planında Vali'nin dediği gibi, 'İşin zorluğunu biliyorlar. Ama konuşmak çok kolay. Zorla kolay arasında kolayı seçiyorlar' yaklaşımı mı var yoksa başka şeyler mi? Bu konuda başta Prof. Dr. Doğan Kuban olmak üzere bilim çevresinin ne düşündüğünü doğrusu merak ediyorum.
|