| |
Prof. David aranıyor (7 Perdelik Komedi)
BİRİNCİ PERDE İsveç'ten bir "parlamento heyeti" geldi. Çeşitli temaslarda bulundu. Bu arada TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış'ı da ziyaret etti. Görüşme sırasında İsveç heyeti, Elkatmış'a "kalın bir dosya" verdi. Dosyayı gönderen, İsveçli bir tarih profesörü: David Graund. Profesör, Türkiye'ye gelip "Ermeni meselesi ile ilgili olarak araştırma yapmayı arzuluyor." "Bazı belgeleri" görmek istiyor. İnceleyeceği belgelerin "tarih ve numaralarını" da yazmış. Liste çok uzun olduğu için "dosya hayli kalın." İsveç heyetinin ricası: - Bakalım şeffaflıktan bahseden Türkiye, bu bilim adamına "evet" diyebilecek mi?.. Sizden rica ediyoruz sayın Elkatmış... Dosyayı "ilgili makama" ulaştırır mısınız?
İKİNCİ PERDE Mehmet Elkatmış, doğruca Başbakanlığa gider. "Devlet Arşivleri Genel Müdürü" ile konuşur. "Dosyayı" verir. Genel Müdür de dosyayı "Osmanlı Arşivleri Daire Başkanı'na" iletir. Elkatmış'a "merak etmeyin" denir: - Size en kısa zamanda yanıt vereceğiz.
ÜÇÜNCÜ PERDE Aradan bir süre geçer. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü "3 resmi yazı" yazar. Biri, Mehmet Elkatmış'a. Diğeri, Dışişleri Bakanlığı'na. Üçüncüsü, İsveçli profesöre. Yazılarda "Türkiye'de şeffaflık esastır... İsteyen arşivlerimizi inceleyebilir" denilmektedir. Hatta... İsveçli profesöre gönderilen yazıda bir hususun altı çizilmektedir: - Bilginin paylaşımına önem veriyoruz... Eğer işleriniz nedeniyle siz gelemeyecek olursanız, uygun göreceğiniz asistanlarınıza veya araştırmacılarınıza her türlü yardımı sunmaya hazırız.
DÖRDÜNCÜ PERDE Mehmet Elkatmış sık sık Devlet Arşivleri'ni arar: - İsveçli profesör geldi mi? - Gelmedi? - Bir asistanını falan da göndermedi mi? - Hayır.
BEŞİNCİ PERDE Bu sırada İsveç Parlamento Başkanı Türkiye'ye gelir. TBMM Başkanı Bülent Arınç, konuğu onuruna bir yemek verir. Yemekte Mehmet Elkatmış da vardır. Elkatmış hemen İsveç Parlamento Başkanı'nın yanına yaklaşır. "Yukarıdaki hikayeyi" anlatır. İsveç Parlamento Başkanı mahcup olur. "Gider gitmez o profesör ile konuşacağım... Onu Ankara'ya göndereceğiz" der.
ALTINCI PERDE Aradan hayli zaman geçer. Profesörden hala haber yoktur. Mehmet Elkatmış, uçağa biner, İsveç'e gider. "Türkiye'de kendisini ziyaret eden İsveç Parlamento Heyeti üyelerini" bulur. Der ki: - Durum böyle, böyle... Profesörün istediği binlerce belge hazır... Aylardır onu bekliyoruz... Ne geliyor, ne de bir haber veriyor. Mehmet Elkatmış'ın ifadesine göre "İsveçli parlamenterler utanırlar... Kızarıp, bozarırlar." "En kısa zamanda profesör Ankara'da olacak" derler.
YEDİNCİ PERDE Dün Elkatmış ile konuşuyorduk. "Yavuz bey" dedi: - Hep Anadolu'yu geziyorsunuz... Bir de İsveç'e gidin. - Neden İsveç'e? - Eğer giderseniz sizden bir ricam olacak? - Nedir? - Aylardır profesör David beyi arayıp, duruyoruz... Beklemekten yorulduk... Ne olur bir de siz söyleyin... Belgeler hazır.
Mehmet Elkatmış'a dedik ki: - Yarın (bugün) Hakkari'ye gidecek olmasaydık, ricanızı geri çevirmez, İsveç'e uçar, profesörü arar, bulur, getirirdik.
|