| |
|
|
"Görünmez bir mezarlıktır zaman/ Şairler dolaşır saf saf"
Attila İlhan'ın Türk edebiyatındaki yeri, eserleri, siyasi düşünceleri, sağcılığı ve solculuğu üzerine kim bilir neler yazılacak? Beni şaşırtan şey Attila İlhan ve onun çapındaki tüm "Gerçek şairler" in, hangi beyin kimyası farklılığı ile yaşama ve evrene diğer insanlardan farklı bir söylemle seslenebildikleridir. Anlaşılması da anlatılması da adeta imkansız olan karmaşaları bir dizede açıveren beyin berraklığı, ne tür bir oluşumun sonunda "Şair" denilen yaratığı oluşturur? Hatırlayın Attila İlhan'ın "Diyalektik Gazel" ini mesela: "büyük bir şaşaadır ölüm ebruli nurlarla gelir öyle bir yanardağdır ki öfkesi mutantan destur'larla gelir
karşıtıyla yüklüdür her şey mutlak çözümlerden vazgeç tartışılmaz mükemmellikler ne gizli kusurlarla gelir
sen sen ol korkma karanlıktan dik ışık çekirdeklerini çünkü en berrak sular bile en yağlı çamurlarla gelir
nasıl doğmakla başlarsa ölüm ölmekle başlar öyle hayat bil ki dünyayı sarsan sıçramalar birikmiş şuurlarla gelir"
Can Yücel'i, Nazım Hikmet'i, Oktay Rıfat'ı veya Yahya Kemal'i, Orhan Veli'yi, Necip Fazıl'ı, Cahit Sıtkı'yı yahut Rıza Tevfik'i, Ümit Yaşar'ı okurken de hep şaşırırım. Hepimizin konuştuğu, yazdığı dilimiz, şairlerin elinde başka bir boyuta geçiverir. Saatler ve sayfalar sürmesi gereken anlatımlar birkaç dizeye sığar. Sadece aşk değil, mesela Attila İlhan'da "Arabesk" de şiirleşir: "ıslığında usturalar bileniyor bıyıkları marşandiz katarı zulasında eroini esrarı tutuklandıkça yenileniyor
kafası kızdı mı taksim'de akşam bütün lahmacunlar ondan sorulur oğlanın birine takıldı / tamam çengelköy'lü sevtap diye meşhur
göğüsleri hakikat birer kumru eskiden de süslenir boyanırmış ayak ayak üstüne atıp oturdu mu insanda can mı bırakırmış
sabaha karşı bir büyük rakı yıldız tozuması külüstür mehtap arabada sevişmek başlıca merakı ne kanun tanıyor ne de kitap
bu yollara düşecek adam mıydı çiçek yaptırmalar parfüm filan bu sefer yakasını fena kaptırdı sevtap başını yiyecek anlaşılan
boşversene / daha ölmedik ulan" Şairler de yıldızlar gibi kayarlar. Biz buna "Ölüm" diyoruz. Ama şairler bizden farklı ölürler. Kalpleri susar ama şiirleri milyonlarca kalbin her atışında tekrarlanır.
Ne diyor Attila İlhan "Bir An Gelir" şiirinde: "görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek kim duysa / korkudan ölür - tahrip gücü yüksek- saatlı bir bombadır patlar an gelir attila ilhan ölür"
|