| |
Türkiye nah mutsuz!
İngiliz araştırma şirketi GFK NOP, 5 kıtadan 30 ülkede, 30 bin kişiyle birebir görüşerek bir "mutluluk araştırması" yapmış. Dünyanın en mutsuz ülkesi Macaristan . İkincisi Rusya .. Dünyanın 3. mutsuz ülkesi ise Türkiye! En mutlu ülkelere gelince, Avusturya, Amerika ve Mısır ilk üç sırayı paylaşıyor.
Türkiye'nin, dünyanın en mutsuz 3. ülkesi yalanını yutmak için, kusura bakmayın ama ortada hiçbir sebep yok. Zaten bu tür araştırmalar da dünyanın en gereksiz araştırmalarıdır. Bi kere, mutluluk araştırması insanlara mutluluk vermez. Daha beteri, durup dururken insanların aklına mutluluk meselesini getirir. Deneklerin kafasını karıştırır: Yoksa ben mutsuz muyum, arkadaşlar? Ne olur gerçeği söyleyin! Halbuki bırak kendi haline, mutlu olduğunu düşünen adamı niye kurcalıyorsun? Orhan Gencebay, yıllar önce "Bir teselli ver" diye haykırmasaydı, insanlar teselliye bu kadar muhtaç olduklarını fark edebilecekler miydi? Hayır.
En mutsuz insan, mutlu olup olmadığını en fazla ırgalayan insandır. Irgaladıkça da mutsuzlaşır. Konu deşildikçe eşeğin aklına karpuz kabuğu düşer. Ağacın altına kurulmuş azığını kemiren çobana sorarsın: Mutlu musun arkadaş? Mutluyum, ne olacak? Nah mutlusun! Peki, farz edelim ki mutsuzum, sen ne öneriyorsun?
İnsanların kafasını karıştırmayacaksın.. Mesela 30 yıl önce aniden ortaya çıkan sol yayınlar, bize "fukara insanların sömürüldüğünü" söyledi. Döndük baktık etrafa sahiden fukaralar sömürülüyor. O zaman haydi devrim yapalım diye kolları sıvadık. Fakat fukara kitlesi umursamadı bile.. Ya sömürü yoktu ortada ya da halkımız farkında değildi. Öğrenciler, gecekondu gecekondu gezip, "kardeşler sömürülüyorsunuz" diye ajitasyon yaptıkça sadece fukara halkın morali bozuluyordu hepsi bu! Mutlu mesut yaşayan gecekondu ahalisinde ne huzur kaldı ne moral.. Buna karşılık, sömürüye karşı çıkan gençler ise mutsuzluklara sürüklendiler.
Normal bir halk, mutlu olup olmadığına zaten kendi başına karar veremez. İlla birilerinin çıkıp hadiseye çomak sokması gerekir ki, halkın kafası karışsın... Kafa bir kere karışıp "takıntılar" başladığı zaman da, artık mutluluk diye bir şey kalmaz. Bedenindeki iki kilo fazlaya takılıp hayatı kendine zindan eden genç kızları, fizik sınavından zayıf aldı diye hayata küsen gençleri düşünün. Bütün bunlar mutsuzluk sebebi olabilir mi? Olabiliyor işte!
Araştırmada, mutsuz Türkler'in 3'te 2'si hal ve durumları iyi olduğu halde "mutsuz" çıkmış. Buna karşılık sosyo-ekonomik açıdan yerlerde sürünen Mısır ülkesi, dünyanın üçüncü mutlu ülkesi çıkıyor. Türkiye'nin "mutsuz çıkmasının" bir tek izahı olabilir. Ya mutsuz insanlar mutluluğu yanlış yerde aramaktadır. Ya, aslında mutlu olduklarının farkında değillerdir. Ya da sırf kıllık olsun diye "mutsuzum" demektedirler.
Mutluluk, "öğrenilebilen ve edinilebilen bir duygu" dur. Hiç kimse anasının karnından, kafadan mutlu veya mutsuz olarak çıkmaz. İnsanlar, zamanla mutlu olmayı becerir veya beceremezler. Mutluluk "esas olarak" bir beceri işidir.
|