| |
|
|
Onlara "Taşı şunu" deseler
Dışarısı bir cümbüş ki sormayın. Nereden çıktı bu bunca genç, korsan miting mi dağıldı derken anladım. Onların çoğu Urfalı, Mardinli, Adıyamanlı, Malatyalı gençler. Hepsi işsiz, hepsi sağa sola seğirtip ekmek parası çıkaracak bir iş kapabilir miyiz derdinde. "Taşı" deseler taşıyacak, "şurdan al, şuraya götür oraya boşalt" deseler anında atlayacaklar işe.
Polenez İleride Polonya Pazarı dedikleri bir yer var. Bunca ıvır zıvırı lüzumlu lüzumsuz bin yığın şeyi bir arada satana rastlamamıştım. Burada her dükkan öyle hemen hemen. İşte şu karşıki tezgâha koyduklarını anlatayım anlayın. Su pompası, İran çayı paketi, bahçe tırmığı, plastik eldiven, yün şişi, makara kukası, el terazisi, eski bir gramofon, çiçek dürbünü, cetvel pergel takımı, üçlü piriz, sigara küllük takımı, mangal maşası, kitap açacağı, yalancı dolma sarma makinesi, Hint kınası, el tipi dikiş makinesi, korsan DVD, ve daha yığınla bir şeyler.
BM gibi Buradaki mallar kadar çeşitli insan yüzü. Her yaştan, her yöreden, abartmayayım ama her milletten insan. Tunuslu bir genç kızla, Rus delikanlısı aynı tezgâh önünde durmuş mal bakıyor, Çinli bir ailenin açtığı bir diğer tezgâhtan Azeri kadın, Iraklı arkadaşına Arapça bağırıyor. Melamin ve plastik mutfak eşyası satanlara gelemedim bile bak. Kahvaltı tabağından, çaydanlık altlığına, makarna süzgecinden, tirbişon takımına, yapmış, istiflemiş satıyor dükkancılar. Hacı malzemelerinin az ötesinde meraklısına oryantal dans kıyafetleri satanları görünce de iyice zıvanadan çıkıyorum ama, takometre düzeltme cihazı ilanına bir şey demeden geçen trafik polisinin bu toleransını anlayamıyorum doğrusu.
İyisi mi? Daha yokuşun onda birirni anlatamadan köşenin dibini buldum. Siz iyisi mi gidin kendiniz bakın. Bu memleketin ahengine, karizmasına, böyle akıllara seza hallerine şükür duası için el açın.
|