kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ahmet Umit @ SABAH
 

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (7)

Tamam, tamam sevgili olduk. Ancak onun bana göre biri olmadığını anladım. İki medeni insan gibi ayrıldık." Ali, kadının yalanını hemen yüzüne vurdu. "Bizim duyduğumuza göre pek öyle iki medeni insan gibi ayrılmamışsınız." Sühedan Hanım'ın yüzündeki kendine güven bir anda dağılıverdi. Omuzları çöktü, bir anda yaşlı bir kadına dönüşüverdi. Dirseklerini masanın üzerine koydu. "Ben bu çağa ait biri değilim" diye mırıldandı. Sesi keder içindeydi, yeşil gözlerindeki fettan parıltı sönmüştü. "Erkekler beni anlamadı. Sadece erkekler mi, kadınlar da anlamıyor. Beni tek anlayan Zekai Bey'di. O da yanımda değil. Çok uzaklarda." Derinden bir iç geçirdi. "Duyduklarınız doğru" dedi başını kaldırarak. "Çetin'le çok kötü ayrıldık. Bana ve erkek arkadaşıma saldırdı. Oysa ben ona 'sadece seninle olacağım' diye bir söz vermemiştim. Zaten o da bunu istemezdi. Ben ondan on beş yaş daha büyüktüm. Bir süre sonra beni bırakacaktı. Bir süre sonra ben tümüyle yaşlanacaktım. Hiçbir erkek bana bakmayacaktı. O yüzden ben bir erkeği değil, birçok erkeği aynı anda seviyordum. Ama ne Çetin ne de ötekiler bunu anlamadı. Sadece kendilerine ait olmamı istediler. Belki onlar da haklı... Belki onlar bende annelerini gördüler." Ali sandalyesini oynatarak tepki verdi bu sözlere. Sühedan Hanım acı yüklü gözlerini Ali'ye çevirdi. "Anlamıyorsunuz ama bu o kadar da kötü bir şey değil. Sevgiyi sınırlayamazsınız. Hangisinde cinsellik var, hangisinde yok, bunun ayrımını yapamazsınız. Sevgi sınırsızdır, bütün hayatı kapsar... Hayatın bütün alanlarını..." Yeniden bana döndü. "Neyse beni kimseyle paylaşmak istemediler. Sadece onların olmamı istediler, onların olduğumda beni terk etmek için. Evet, bunu yapacaklarından emindim. Çünkü daha önce yaşadım. Çetin beni Kerem'le görünce çıldırdı. Bana vurdu, hem de acımasızca. Çok üzüldüm, günlerce ağladım..." "Ve ondan nefret ettiniz?" diye sokuşturdu lafı Ali. Kalender bir gülümseme belirdi Sühedan Hanım'ın yüzünde. "Hayır efendim" dedi. "Ondan nefret etmedim. Ona acıdım, onun için üzüldüm. Çünkü Çetin'in ne kadar sevgiye muhtaç biri olduğunu anladım. O bana vururken, onun gerçekte hiç sevilmemiş hınzır bir oğlan çocuğu olduğunu fark ettim." Usulca başını salladı. "Yine de bana inanmayacağınızı biliyorum. Bana vurduğu için onu öldürtmüş olabileceğimi düşünüyorsunuz. Sizi nasıl ikna edebileceğimi de bilmiyorum. Ama inanın Çetin'in ölümüyle benim hiçbir ilgim yok. Öldüğüne çok üzüldüm. Çünkü onu gerçekten de sevmiştim." Sühedan Hanım'ın hali içime dokunmuştu. Eğer muhteşem bir oyun çıkarmıyorsa sahiden üzülmüş gibi bir hali vardı. Şimdilik daha fazla üstelemenin anlamı yoktu. "Şu erkek arkadaşınız" dedim. "Çetin'le kavga eden..." "Kerem mi? Yoo yanılıyorsunuz Kerem bir karıncayı bile incitemez." "Karete biliyormuş..." "Karete değil, Aikido... Kendini savunmak için. Kerem, Doğu felsefeleriyle uğraşır. Son derece barışçı bir insandır." "Eğer adresini verirseniz, bunu ona kendimiz sormak istiyoruz" dedi Ali. Sühedan Hanım düş kırıklığına uğramış gibi baktı Ali'ye. "Genç erkekler neden bu kadar acımasız oluyor?" Zerre etkilenmedi Ali. "Sadece işimizi yapıyoruz hanımefendi." Sühedan Hanım daha fazla üstelemeden Kerem'in adresini verdi ama evden ayrılırken ne benim, ne de Ali'nin elini sıktı. Zehir ettiğimiz kahvaltısını bitirmeden, içerdeki odalardan birinde kayboldu. Sühedan Hanım'ın yalısından çıkınca bütün görkemiyle Boğaz'ın lacivert suları karşıladı bizi. İçimden bir ses boş ver şu Kerem'i filan, in aşağıya, deniz kenarındaki meyhanelerden birine gir, şimdi palamut akını vardır, balığını söyle, rakını iç diye fısıldadı. Yapmadım tabii. Görev her şeyden önce gelirdi. Aklımı Boğaz'ın kıpırtılı sularında bırakıp, Doğu felsefesine meraklı Aikidocu Kerem'in Çifte Havuzlar'daki salonuna yöneldik. Salonun adı Nirvana'ydı. Son yıllarda moda olan Yoga ve Doğu düşüncesiyle terapi merkezlerinden birine benziyordu. Kapıda güler yüzlü, dal gibi bir genç kız karşıladı bizi. Önce hafif, ruhani bir müzik sesi çalındı kulağımıza, sonra tütsü kokularını hissettik, bunlara kızın tatlı gülümseyişi de eklenince rahatlamaya başladık. Ancak genç kız, Kerem Bey yok deyince yeniden gerçeğe dönebildik. Kerem, sabah uçağıyla Ankara'ya gitmişti, yarın öğleden sonra dönecekti. Buyurun bakalım, Sağır İhsan'dan sonra İstanbul'da bulunmayan bir zanlı daha. Ama Ali'nin eli boş dönmeye hiç niyeti yoktu. Kimliğimizi açıklamamış olmamızın verdiği avantajdan da yararlanarak, kıza yaklaştı. Kadınların dayanamayacağına inandığı o çapkın bakışlarını takınarak sordu: "Bu Kerem Bey nasıl biridir? Yani patron olarak..." Kız bu soruyu garipsemiş olacak ki bir adım geriledi. "Yanlış anlamayın" diye toparladı Ali. "Son günlerde bu tür merkezler o kadar çoğaldı ki, hangisi işe yarar, hangisi yaramaz bilmek zor." Kızın tatlı gülümseyişi yeniden belirdi yüzünde. "İnanın beyefendi biz en iyisiyiz. Kerem Bey gerçek bir üstattır. Her yıl en az iki ay Hindistan'a gider. Daha altı ay önce de Tibet'ten döndü." "Anlıyorum" dedi Ali. "Bilgisi yerinde ama insan olarak nasıldır. Yani nasıl derler, insanların söyledikleriyle yaptıkları birbirine pek uymuyor da..." Genç kızın yüzündeki gülümseme anında silindi, gözlerinde kuşku bulutları belirdi. "Siz müşteri değilsiniz" dedi gergin bir sesle.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (6)   / 08-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (5)   / 07-10-2005
 Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (4)   / 06-10-2005
SEDA KAYA GÜLER
Kalp unutmaz!
Karadenizli'si de, Doğulu'su da Batılı'sı...
AHMET UMİT
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (7)
Tamam, tamam sevgili...
AYŞE TÜTER
Karnıyarık böreği
SAHUR Birinci yufkayı düz bir zemine...
Oruç hasta kalbi etkilemiyor
Oruç hasta kalbi etkilemiyor
Oruç, düzgün seyreden ve sıkı kontrol altındaki kalp hastalarının...
Metin Şentürk'ün gözü açılacak!
Metin Şentürk'ün gözü açılacak!
İzlenme rekorları kıran dizilerin kanalı atv'de çok yakında yeni bir...
Canlı yayında korsan kitap gerilimi yaşandı
Canlı yayında korsan kitap gerilimi yaşandı
Yalçın Dümer, önceki gün radyo programına konuk ettiği Tarık Akan'ı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.