|
|
AB Türkiye'yi hazmedeceğini görmüştür
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, ''Avrupa, Türkiye ile beraber olmayı hazmedeceğini görmüştür'' dedi.
Gül, TBMM Genel Kurulu'na AB ile müzakerelerin başlamasıyla ilgi bilgi verirken, AB'nin kendi pozisyonunun onları bağlayacağını belirterek, ''Ancak biz, AB'ye girmek istediğimize göre, altına imza atmayacak bile olsak bu belge bizim için çok önemlidir'' diye konuştu.
Türkiye'nin içinde bulunmadığı, 25 ülkenin kendi aralarında tartıştıkları konuların için girip, onların müzakere çerçeve belgesinidüzeltmek için
uğraştıklarını ifade eden Gül, 3 Ekim'de uzlaşmayla ortaya çıkan durumun, tarihi bir olay olduğunu söyledi.
Bu durumun sadece Türkiye ve AB'yi değil, tüm dünyayı ilgilendirdiğini kaydeden Gül, 11 Eylül'den sonra ilk defa, global ölçekte farklı din ve kültürden gelen ülkelerin birbirleri için adım attığını vurguladı.
Bu adımın atılmasında AB, BM, ABD ve Arap Birliği'nin de katkısı olduğunu söyleyen Gül, ''Avrupa için de tarihi bir gündür. Avrupa, Türkiye ile beraber olmayı hazmedeceğini görmüştür. Yani farklı kültür, farklı bir din, 73 milyona varmış nüfusu ile büyük bir ülke ile çok kültürlü, çok farklı etnik yapılardan gelen insanlarla beraberolmayı da Avrupa, içine sindirebileceğini, özümseyebileceğini göstermiştir'' diye konuştu.
'DAHA DİNAMİK'
Türkiye ile Avrupa'nın çok daha güçlü ve stratejik bir konuma geleceğini, Türkiye'nin genç nüfusunun Avrupa'yı daha dinamik bir halegetireceğini belirten Gül, ayrıca, bu durumun Türkiye'nin çevresine istikrar getireceğini söyledi.
Gül, aslında Türklerin bin yıldır Avrupa'da olduğunu, 200 yıldır da kurumlarının Avrupa'da bulunduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin AB ileilişkilerinin yarım asra yaklaştığını bildirdi.
ÇERÇEVE BELGE
AB Çerçeve Belgesi'nin taslağının Haziran ayında üye ülkelere gönderildiğini ve üye ülkelerin değişiklik taleplerini ilettiklerini ifade eden Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile New York'ta BM GenelKurulu'nda, bu belge ile ilgili temaslar yürüttüklerini söyledi. Gül, BM platformunun neredeyse AB platformuna dönüştüğünü, kendisinin AB üyesi 23 ülkenin dışişleri bakanı ile görüştüğünü kaydetti.
Lüksemburg'ta 2 Ekim'de Türkiye ile ilgili yoğun bir diplomasi yaşandığını hatırlatan Gül, Türkiye'nin olmazsa olmaz şartlarının AB belgesinde yer alması istediklerini, ''Brüksel'de yaşadıklarını'' bir daha yaşamak istemediklerini karşı tarafa ilettiklerini söyledi. Gül, beklentileri karşılanmadan Lüksemburg'a gitmeyeceklerini, tam üyelik perspektifini gölgeleyecek ve ayrıcalıklı ortaklığı da kapsayan bir dizi değişiklik teklifini reddettiklerini; bunu da kamuoyuna açıkladıklarını ifade etti.
''Tam üyelik'' kavramının belgeye açık ve net olarak girmesiyle Türkiye'nin kabul etmeyeceği önerilerin hepsinin püskürtüldüğünü kaydeden Gül, bu sürecin sonunda bir uzlaşmaya varıldığını söyledi.
Müzakerelere başlayıp da üye olmayan bir ülke bulunmadığını hatırlatan Gül, ''özümseme kapasitesi'' kavramının 1993 yılında Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin ilan edilmesiyle belgelere girdiğini bildirdi.
'SİNDİRME'
Gül, ''özümseme'' kelimesine CHP'lilerin ''hazmetme'' diyerek itiraz etmeleri üzerine CHP sıralarına dönerek, ''Siz, öz Türkçeyi seversiniz'' dedi. Abdullah Gül, Türkiye gibi 73 milyonluk bir ülkeyi kimsenin kolay kolay sindiremeyeceğini belirterek, bu durumun AB'nin genişlemeden sorumlu komiseri tarafından da dile getirildiğini söyledi.
|