|
 |
|
 |
  |
|
İyi oyuncu ya da iyi yönetmen kimdir kafam karıştı!
"İlk filmini çekmiş bir yönetmenle, 40 yıllık ustaları aynı kategoriye sokamazsın. Kral TV bile ilk kez albüm çıkarana en iyi albüm ödülü vermiyor; en iyi çıkış yapan, en iyi umut veren şarkıcı ödülü veriyor. Ustalara büyük ayıp edildi".
Eğreti Gelin gösterime henüz girmeden, yönetmeni Atıf Yılmaz ve oyuncularından Metin Akpınar'ı alıp Nurgül Yeşilçay'ın evinde filmi izlemiştik. İzledikten sonra da GÜNAYDIN'a 'Atıf Usta yine yapmış' manşetini atmıştım. Yanılmadım; film gösterime girdi ve en çok izlenen Türk filmlerinden biri oldu. Konusu ilginçti, oyuncuları müthişti, müziği unutulmazdı. 650 bine yakın izlenme rakamı da filmin tam not aldığını gösterdi. İşin ilginç yanı sinema eleştirmenleri de ilk kez seyirciyle aynı filme tam not verdi... Ancak geçtiğimiz cumartesi gecesi yapılan 42. Antalya Altın Portakal Festivali'nde halkın ve sinema eleştirmenlerinin beğenisi hiç dikkate alınmamış olmalı ki ne Eğreti Gelin'in usta yönetmeni Atıf Yılmaz, ne de herkesin 'devleşmiş' dediği oyuncusu Nurgül Yeşilçay ödüllendirilmedi. Atilla Dorsay'ın da dediği gibi 'ödüller sinema camiasında bomba etkisi yarattı.' Nurgül Yeşilçay da şaşkındı. Ödüllerin kime ve neye göre dağıtıldığı konusunda aklı karışmıştı. "Mesela 40 yılını sinemaya vermiş Şener Şen'le bizim filmdeki Onur nasıl aynı kategoride yarıştırılabiliyor? Bu Oscar gibi popülist bir ödül töreni mi, Sundance Film Festivali gibi bağımsız filmler festivali mi? Eğer öyleyse jüri neden popüler isimlerden oluşuyor? Biri bana bunların cevabını versin" diyor...
* Sonuçlar seni şaşırttı mı? Bir kere Oscar'a Gönül Yarası'nı gönderiyoruz; yani "Türkiye'nin bu sene yaptığı en iyi film Gönül Yarası" diyoruz ama ama Altın Portakal'da 'Türev' diye bir film En İyi Film seçiliyor. Bu arada En İyi Görüntü Ödülü başka filme, En İyi Yönetmen ödülü başka filme, En İyi Senaryo ödülü başka filme veriliyor! Bir filmi iyi yapan nedir peki? Yani bir filmi oluşturan öğeler görüntü ve yönetmenin başarısı değil midir? E bunların hiçbirini ona vermiyorsun, En İyi Film seçiyorsun. O zaman Oscar'a neden 'Türev'i göndermiyoruz? Yani olanlar bana çok komik geldi ve kafam karıştı.
* Antalya'ya giderken 'Eğreti Gelin'in şansını nasıl görüyordun? Şansının olduğunu düşünüyordum. Ama sonuçlara baktığın zaman Yeşilçam'a karşı bir tavır var. Mesela 'Türev'in yönetmenini neye göre değerlendiriyorsun? Daha önce yaptığı işlere göre bu kez farklı bir tarz mı oluşturdu? Adamın daha önce yaptığı bir iş yok ki! Bütün festivallerde bunlar farklı kategorilerde incelenir. İlk kez yönetmenlik yapan birine de ödül verirsin tabii ki ama ilk kez yönetmenlik yapmayanla karşılaştırmazsın. Cannes'da bile ilk kez yönetmenlik yapanlar için ayrı bir klasman vardır.
* Yani ilk filmini çeken bir yönetmen diğerleriyle aynı klasmanda olmamalı mıydı? Olmamalıydı. Çünkü Yavuz Turgul'a, Atıf Yılmaz'a yapılmış büyük bir ayıptır. Festivalin ana sorunu şu bence: Popülist olma çabası içinde ama popülist değil! Yani bir taraftan popülist olalım, popülist kimlikleri kullanalım diyorlar, bir taraftan da sanat festivali, marjinal bir festival olalım istiyorlar. Bir kere kimliğine karar ver. Sen popüler bir festival, yani Türkiye'nin Oscar'ı mı olmak istiyorsun; Sundance Film Festivali mi olmak istiyorsun? Sen Şener Şen gibi büyük bir ustayı, 40 yılını bu işe vermiş bir oyuncuyu bizim Eğreti Gelin'deki Onur'la aynı klasmana sokamazsın. O zaman Onur neden almadı?
* Büyük övgüler aldın Eğreti Gelin'deki oyunculuğunla. Sende de ödül alacağın beklentisi oluştu mu? Şunu söyleyebilirim; kesinlikle kötü bir iş yapmadık. Eğreti Gelin'le ilgili çıkan yazıların tamamı, ama tamamı çok övgü dolu yazılardı. Benim asıl merak ettiğim halk ve sinema yazarları hiç mi birşeyden anlamıyor? Halkı bu kadar hiçe sayan bir festival olamaz!
* Ödül alamadığın için mi kızgınsın, ödüller yanlış yere gittiği için mi? Kesinlikle yanlış yere gittiği için..
* Sence kim almalıydı? Meltem Cumbul almalıydı. Çünkü Meltem hâlâ Los Angeles'e gidiyor, kendini geliştiriyor, oyunculukla ilgili düşüncesi var. Kadını kıyaslayabiliyorsun; 'önceki filmine göre bu filmde şöyle böyle' diyebiliyorsun. Ödül verirken bir takım kıstasların olmalı. Meltem'e ya da Hülya Avşar'a ödül verilirse şundan şundan ödül veriyoruz denebilmeli.
* Sana göre festivalde bir etik sorunu var, öyle mi? Evet. Jüri üyelerine baktığımızda hepsi popüler isimler; aralarında haber spikerliği yapanlar, yarışma sunanlar, dizide oynayanlar var. Ee söylediğinle yaptığın neden birbirini tutmuyor? Hepsi vicdan yapmış olmalı; 'bakın aslında biz sanatı da yadsımıyoruz' moduna girdiler.
* Yani jüri seçiminde hata mı vardı? Hayır sadece jürilik psikolojisine girdiler herhalde. "Evet biz popüler işler yapıyoruz ama aslında popülizmi savunmuyoruz. Özünde öyle insanlar değiliz" mi demek istediler bilmiyorum. Kral TV ödülleri kadar olamadılar. Orada yeni albüm çıkarana en iyi albüm ödülü vermiyorlar; en iyi çıkış yapan, en iyi umut veren albüm ödülü veriyorlar. O zaman kategorilere ayırın. Ve jüri hatasının o kadar farkındaydı ki! Yılmaz Erdoğan sahneye çıktı ve peşin peşin, "Verdiğimiz kararlar için çok özür dileriz, jüriyi suçlamayın" dedi. Böyle bir şey olabilir mi?
* Tavrı doğru olanlar yok mu? Nuri Bilge Ceylan, Zuhal Olcay...
* Üzüldün mü, kızgın mısın? Hayır kızgınlık filan değil; çok tuhaftı ve ayıptı. Yavuz Turgul'a, Atıf Yılmaz'a ayıp. Atıf Yılmaz vakti zamanında, "Ben Altın Portakal'larımı ağırlık yapsın diye kapı aralığına koyuyorum" demiş diye rahatsız oldukları bile konuşuldu. Kaç yaşına gelmiş; kendiyle, yaptığı filmlerle dalga geçebilen bir adam. Böyle bir espri yapması sizi nasıl rahatsız edebilir ki?
* Sezen Aksu'nun sahnede seninle ilgili övgü dolu sözleri rahatsız etmiş midir jüriyi? Etti bence. O günden sonra 'İki Genç Kız'ın yapımcıları "Jüriyi etkiliyor, danışıklı dövüş bunlar" diye olay çıkardı.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|