| |
Türkiye süper...
Gökyüzü dün kırıktı, bugün ağlıyor. Islak ve yağmurlu bir Antalya günü. Devasa Topkapı Palace'da, Madeni Eşya Sanayicileri Derneği MESS mekanın büyüklüğüne uygun "devasa" bir toplantı düzenledi. AB sürecinde çalışma yaşamındaki gelişmeler tartışılıyor. Herkesin final sorusu "bugün ne olacak?" Ben cevabımı geçen hafta pazartesi vermiştim. Hiçbir şey olmayacak ve Türkiye için tüm zamanların en önemli tarihsel dönemeçlerinden birini oluşturan tam üyelik müzakereleri başlayacak. Nasıl ve neden? Bunun en güzel analizini, dün sabah MESS Toplantısı'nda dinlediğim TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı yaptı. Hayatı ekonomi dönüştürür. Türkiye'de solun, sendikaların yapmadığı analizi TÜSİAD yapıyor. Sermaye çok gecikerek de olsa Türkiye'deki en devrimci dinamik olan AB sürecini destekleyerek ilerici kampta yer alıyor. Statükoya kafa tutuyor. Buna karşın devletten geçinen "sözde" birçok sendika değişime karşı amansız muhalefet içinde. Ömer Sabancı konuşmasına başlamadan hemen önce kürsüde AB-Türkiye İstişare Komitesi Eş Başkanı Jan Olsson vardı. Müzakerelerin başlayacağı konusunda onun da tereddütsüz olduğunu gördüm. Sabancı konuşmasına dış ticaretin yapısını analiz ederek başladı. Türkiye, dış ticaretinin yarısından fazlasını AB ile yapıyor. Gene ihracatın büyük bölümü AB'ye yönelik. Otomotiv, tekstil, beyaz eşya sektörleri mallarının çoğunu AB'ye satmakta.. Türkiye'ye en çok yabancı yatırımı AB üyesi ülkeler yapmış. Kısacası TÜSİAD Başkanı'nın değişiyle "Türkiye ile AB arasında ekonomik anlamda karşılıklı bağımlılık ilişkisi oluşması adına çok yol kat edilmiştir. Bu ilişkinin siyasal alana yansımaları ortak kurumlar aracılığıyla gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmeye devam etmektedir." Çoğunluğun gözünden kaçan bu tespit, Türkiye-AB ilişkilerinin can suyudur. Üstelik AB, Türkiye'de "rekabetçi bir piyasa ekonomisi" oluşturuyor. Türkiye, TÜSİAD'ın da sahiplendiği üzere GB sayesinde rekabet gücünü artırıyor. Bu özellikler pekiştikçe buraya akacak olan yabancı yatırım zıplayarak katlanır, ekonomik entegrasyon iyice derinleşir. Türkiye bir anlamda çoktandır AB'nin bir parçası oldu. Şimdi Avusturya'nın Hıristiyan Demokrat iktidarının ucuz siyaset numaraları bu süreci engellemeye yeter mi? Tabii ki yetmez, zaten yetmiyor da. Bu satırlar yazılırken Avusturya'da yerel seçimler sürüyordu. Irkçılıktan hükümlü bu ülkede Türkiye'nin tam üyeliğine destek yüzde onlarda dolaşmakta.. Düşünün ki, Avusturya bir savaş suçlusu generali uluslararası bir mahkemeye vermeyen Hırvatistan'la Türkiye'yi irtibatlıyor. Utanılması gereken bir durumu kınamak yerine, "savaş suçlusu" iddiasıyla yargılanacak bir generale dolaylı destek veriyor. Türkiye'nin dışarıda oluşan antipatiyi kışkırtan olağanüstü yanlışlarına rağmen Avusturya'nın tutumunun ürkütücü bir garipliği var. Bu tutum sandıklar kapandığında farklılaşacak ve Avusturya hükümeti muhalefeti bırakacak. İnceliğin ve zarafetin ülkesi Avusturya'ya hiç yakışmayan günlük çirkinlikleri terk edecek.
Etkin toplumsal kuruluşları, medyayı, hükümeti kısacası Türkiye karşıtlarının son provokasyonlarına aldırmadan yolumuza devam etmemize yardımcı olan herkesi kutlamak gerek. Türkiye müzakere etmeyi, soğukkanlılığı öğreniyor. Hükümet son ana kadar küçük çıkarların ayak oyunlarını son derece büyük bir maharetle karşıladı. Gerilmedi, germedi, gereken duruşu sergilemekle yetindi. Oyunu çok iyi oynadı. Görüldüğü üzere AB süreci "soğukkanlı olanın kazandığı" bir süreç.. Bundan sonrası kolay mı? Tabii ki değil. Ancak alınan mesafe düşünülürse, TÜSİAD'ın altını çizdiği ekonomik bütünleşme göz ardı edilmezse belki de alınan yola oranla daha kolay. Ömer Sabancı ne diyor? "Türkiye'nin AB üyeliği, normal koşullarda en fazla 8-10 yıl sürebilecek müzakereler sonucu gerçekleşebilecek bir süreçtir. Bu süreyi aşan projeksiyonların Türkiye'nin şu ana kadar aldığı mesafeyi dikkate alacak olursak abartılı olduğunu belirtmek gerekir." İyi oynarsak, tabii ki çok doğru. Şimdi mükemmele kısaca "süper" deniyor. Türkiye müzakere öncesinde "süper" bir performans sergiledi. Bunun devamı halinde içerdeki AB düşmanları, dışarıdaki Türkiye muhalifleri çok daha hızlı yenilecek. Antalya'da hava ıslak ve yağmurlu.. Ama Türkiye için güneş gölgelenmesi iyice zorlaşan bir şekilde parlamaya devam ediyor.
|