|
|
Seda Sayan farkı
Magazin basınına göre aynı kulvarda değiller, birbirlerine hiç rakip gösterilmediler ama bence Hülya Avşar'ın tek bir alternatifi var; o da Seda Sayan... Yıllar önce ünlü bir yapımcı; "Televizyonda kadınlar star olamıyor. Esas seçici olan kadın seyirci olduğu için her zaman erkekleri tercih eder. Tek istisna Hülya Avşar'dır" demişti. 'Hülya Avşar Şov' yayınlanıyordu o yıllarda, hakikaten rakipsizdi. Seda Sayan da günümüzün televizyon starı... Kadınlar star yaptı onu da. Sabah programlarının değişmez ismi oldu. Kanal 6'da Osman Yağmurdereli ile sunduğu talk-show programı ile başladı ekran macerasına, TGRT'de yayınlanan gece şovları, sabah programları derken, bugünlere geldi. Başarılı mı? Başarılı. İşini iyi yapıyor. Seyirciyle iletişimi sağlamış. Ukalalık yapmıyor, bilgiçlik taslamıyor, gerektiğinde kızıyor, söyleniyor, eleştiriyor ama onlardan biri olduğunu sürekli hatırlatıyor. Yüreğini açıyor kadınlara, dertleşiyor. Gizlisi saklısı yok, her şeyini anlatıyor. Ağzında bakla ıslanmıyor, hemen çıkarıyor ağzından. Ya da bakışları, duruşu ile belli ediyor içinde kopan fırtınaları. Ve danışıyor onlara. Aslında danışır gibi yaparken onaylatıyor yaşadıklarını.
FARKLI BİR KADIN Zira toplumda kabul gören kadın tanımına uymuyor. Olması istenen kadın gibi davranmıyor. Kimseye, özellikle erkeğe boyun eğmiyor. Seviyor sevmesine; yüreğiyle, tüm benliğiyle. Kulu, kölesi oluyor erkeğinin. Yatakta, mutfakta, salonda üçlemesine harfiyen uyuyor; seksi, temiz, tertipli, anaç. Ama erkekten de karşılığını bekliyor sevgisinin. Hak ettiği sevgiyi istiyor. Görmezse anında bitiriyor ilişkisini. Müdanası yok kimseye, aşkından ölse bile... Yastıklara gömülüp ağlasa, kapıları yumruklasa da geriye dönmüyor, affetmiyor eğer erkek onu kırmışsa, beklentilerini karşılamamışsa. "Duvarlara ağlarım; denizlere, taşlara ağlarım, ama geride bıraktığıma gözümün yaşını vermem" dedi geçen gün ekrandan. Geriye bakmadığı gibi, kendini çocuğuna ve ailesine de adamıyor. İdeal kadın davranışı sergilemiyor yani. Başka aşklara yelken açıyor. Kendi deyimiyle, yüreğinin götürdüğü yere gidiyor. İstediği gibi yaşıyor. İçinden geldiği gibi davranıyor. Başkalarının dediklerine aldırmadan kendi doğrularının peşinden gidiyor. Ve her şeyi açıkça, gizleyip saklamadan yaşadığı için de kabul görüyor. Kadınların bir türlü kabullenemediği genç sevgiliyi benimsetiyor örneğin. "Helal olsun!" dedirtiyor. Bir devrim yapıyor sessiz sedasız, meydanda başkaları at koştururken...
|