|
|
|
|
|
Vakıflı'nın kaderi organik tarıma bağlı
|
|
Son yıllarda adını ülke sınırları dışına taşıyan Hatay'daki Ermeni köyü Vakıflı, geçim sıkıntısını organik tarım ve turizmle aşmayı umuyor. AB sertifikalı organik portakal üretimine başlanan köyün artık pansiyonu da var.
Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı çok özel bir köy var. Portakal bahçeleri içindeki bu küçük köyün özelliği, yaşayanların tamamının Ermeni olması. Vakıflı Hatay'ın Türkiye Cumhuriyeti'ne katıldığı 1939 yılından beri varlığını sürdürüyor. Ancak son yıllarda yaşanan geçim sıkıntısından onlar da nasibini almış. Tek geçim kaynağı narenciye olan köyün gençleri iş bulmak için İstanbul'a veya yurtdışına gidince köy yaşlılara kalmış. 1939'da 60 hane olan köyde şimdi 35 hane var. Dolayısıyla nüfusu her geçen gün azalıyor. Ünü Türkiye sınırlarını aşan ve şu anda 120 kişinin yaşadığı köy, böyle giderse yok olma tehlikesiyle yüz yüze kalacak. Bu tehlikeyi sezen Samandağ Kaymakamı Selim Çapar, köylülerin gelirini arttırmak için onları organik tarımla tanıştırmış. Köylüler kaymakamın desteğiyle kooperatif kurup geçen yıl organik tarıma başlamışlar. AB sertifikası da alan köylüler şimdi organik portakal ve mandalina yetiştiriyor. Organik tarımın henüz bir faydasını görmemişler ama kendilerine anlatılanlardan yola çıkarak "organik tarım köyümüzü kurtaracak" diyorlar. Zaten köyün girişine kocaman bir tabela asıp üzerine "Bu köyde organik tarım yapılmaktadır" diye yazmışlar. Kooperatif başkanı Bedo Kartun, "Herkes organik tarımın çok para kazandıracağını söylüyor. Büyük şehirlerde de organik sebze ve meyveler çok pahalıya satılıyormuş. Onun için bu yıldan ümitliyiz. Bu işten iyi para kazanmaya başlarsak göç durur. Göç olmasaydı bizim köyümüz şu anda 300 haneli büyük bir köy olurdu" diyor. Köyün bir diğer kurtuluş ümidi de turizm. Türkiye'deki tek Ermeni köyü olarak dünya medyasına konu olmuş, uluslararası yayın yapan televizyon kuruluşları köyü ziyaret etmiş. Bu yüzden şimdilik tek tük olsa da Amerika, Fransa, Suriye'den köyü ziyarete gelenler oluyormuş. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yardımıyla kapalı olan okulu pansiyona çevirmişler. Önümüzdeki aylarda bir pansiyonları daha olacak. Kaymakam 1928 yılında inşaa edilmiş ama yıllardır boş duran eski bir evi aslına uygun restore ettirip pansiyona dönüştürmüş. Bedo Kartun, "Birkaç yıl öncesine kadar köyümüz yok olup gidecek diye ümitsizdik. Ama organik tarım ve turizm bizi ümitlendirdi. Devlet babanın da desteğiyle inşallah köyümüz eski günlerine kavuşacak" diyor. Tarihi 300 yıl öncelere kadar uzanan Vakıflı, dağ yamacına kurulmuş, yeşillikler içinde temiz ve şirin bir köy. Kilise ve mezarlığını görmeden burasının bir Ermeni köyü olduğunu anlamanız çok zor. Hatay Türkiye'ye katılmadan önce bölgede 7 köy varmış. Hatay, Türkiye'ye katılma kararı alınca diğer köyler gitmiş ama onlar "Burada yaşamak istiyoruz" demişler ve kalmışlar. Kimse de onlara 'Gidin' dememiş. Tersine hem devlet hem de çevredeki köylüler bağırlarına basmış. Köyde dikkati çeken ilk şey kahvehane önünde, yol kenarında oturan yaşlılar oluyor. Zaten köyün 120 kişilik nüfusu, 10 orta yaşlı ve 10'un üzerinde de okul çağındaki çocuğun dışında yaşlılardan oluşuyor. Köyün okul yok. Okula giden çocuk sayısı 5'e düşünce okul 15 yıl önce kapanmış.
|
|
|
|
|
|
|
|
|