kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ortaköy cinayetlerinin sırrı
Ortaköy'de dehşet veren cinayetler

Ortaköy 28 Nisan'da akıllara durgunluk veren iki cinayetle çalkalandı. Önce başı gövdesinden ayrılmış bir erkek cesedi kanalizasyon çukurunda bulundu. Aynı gün iki kilometre uzakta bir erkek cesedi daha kayıtlara geçti. Vahşice işlenen bu iki cinayetin sırrı neydi?

Gazete ve televizyon kanallarında yıllarca polis-adliye muhabirliği yapan, "Etiler Koğuşu" adlı kitabıyla da tanınan Emrullah Erdinç, ilginç dosyalarla her hafta Pazar SABAH'ta. Erdinç'in kaleminden okuyacağınız ilk olay Ortaköy'de işlenen iki korkunç cinayet...



Ortaköy cinayetlerinin sırrı

Şehrin orta yerinde iki erkek cesedi... Polis bile gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüştü. Bu iki vahşi cinayeti kim, nasıl işlemişti?.

İşlemiş oldukları cinayetlerden sonra hiçbir iz bırakmadıklarını düşünen katiller, olay yerindeki en küçük ipuçlarını bile değerlendirerek çetrefilli soruşturmaları adım adım aydınlatan cinayet masası dedektiflerinden kaçmayı başaramazlar. Bu sayfada her hafta bir cinayetin adım adım çözülüş hikayesini bulacaksınız. İsimler kurgu, olaylar tamamen gerçektir. Unutmayın ki aydınlatılamayacak cinayet yoktur. Eksik yürütülen soruşturma nedeniyle çözülemeyen cinayetler vardır. Köşenin adına gelince... "Üstü çizilmiş kişiler" bir polis tabiridir ve şüpheliler arasından elde edilen kanıtlarla ulaşılan "zanlı"lardır. Polis o aşamadan sonra zanlı ya da zanlıları yani üstü çizilen kişileri yargıya teslim eder. Her hafta bir cinayet öyküsünde buluşmak üzere...

İSTANBUL'DA eğlence dendiği zaman pek çok kişinin tercihi hep Ortaköy olmuştur. Müzik seslerinin birbirine karıştığı bu hareketli semt, 28 Nisan 2005 günü akıllara durgunluk veren iki cinayete ev sahipliği yaptı. İlk cinayet Ortaköy'den Etiler'e doğru çıkan yol üzerindeydi. Başı gövdesinden ayrılmış bir erkek cesedi yolun kenarındaki kanalizasyon çukuruna atılmıştı. Polis gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüştü. Kriminal polislerin gelmesi ile birlikte hummalı çalışmalar da başladı. Polis tutanaklarına cinayet, 40-45 yaşlarında göğüs kısmında 5 adet bıçak darbesi ve bir kurşun izi olarak geçti. Kurşun sol göğsün üstünden girerek kalbi parçalamıştı. Maktulün başı balta veya satır gibi kesici bir aletle kesilmişti. Dedektif Levent muhtemelen, katilin, kesik başı yanında götürmediyse yakın civarda olması gerektiğini düşünüyordu. Bu ihtimali göz önüne alarak çevrenin araştırılması talimatını verdi. Tam da dedektifin tahmin ettiği gibi maktulün kesilmiş olan kafası 20 metre ilerde bulundu. Yerdeki kan izlerini takip eden dedektifler, 30 metre daha yürüdükten sonra yolun sağ kenarında bir adet 7.65 çapında boş kovan buldu. Bu maktulün göğsüne isabet eden merminin kovanıydı. Bulunan boş kovan incelenmek üzere kanıt torbasındaki yerini aldı. Ayrıca kapıları kilitli olmayan ve koltuklarında kan izleri olan bir cip bulundu. Kriminal ekip, bu izlerle maktulün kan grubunun aynı olup olmadığının tespiti için mevcut kan lekelerinden numuneler aldı. Katil cinayeti işlerken her türlü ihtimali göz önünde bulundurmuşa benziyordu. Ekipler otomobilin arka koltuğunda 4 parça 10 cm. uzunluğunda saç tellleri de buldu. Bu saçlar da delil torbalarına konarak numaralandırıldı. Katil parmak izi bırakmamak için otomobilin kapılarındaki izleri ve direksiyon simidini bıçakla parçalamıştı.

SAĞCI TERÖR MÜ?
Polislerin katili yakalayabilmesi için ölen kişi hakkında bilgi toplaması gerekiyordu. Arabanın ruhsat sahibinin adı, İsak Matuva'ydı. Ruhsattaki isim ile kurban aynı kişiler ise bu işin arkasında sağcı terör örgütlerinin olabileceği düşünülmeye başlandı. Çünkü öldürülen kişi bir Yahudi'ydi ve böyle bir öldürme tarzı ancak bir terör örgütüne özgü olabilirdi. Ruhsattaki isimden yola çıkarak aile ile irtibata geçen polis, kurbanın işadamı İsak Matuva olduğunu tespit etti. Tekstil işiyle uğraşan maktulün piyasanın büyük tefecilerinden biri olduğunu öğrenen cinayet masası dedektifi, çalışmalarını bu yöne kaydırdı. Muhtemelen cinayet nedeni tefecilikten kaynaklanan alacak verecek hesaplaşmasıydı. Polis maktulün borç verdiği arkadaşlarının hepsinin üstünü çizerek şüpheli listesine kaydetti. Dedektifler cinayeti çözmeye çalışırken Ortaköy'de ikinci bir cinayet daha işlendi. İlk cinayet yerine 2 km. uzaklıktaki ikinci kurban 20-25 yaşlarındaki Serdar Bilecik adlı bir gençti. Elleri, ayakları ve ağzı bantlandıktan sonra vahşice öldürülmüştü. Maktulün yanında bir adet bitmiş koli bandı rulosu ve farklı kişilere ait olduğu tahmin edilen ayak izleri ile tekerlek izleri bulunuyordu. Genç çocuk göğsüne aldığı üç kurşun darbesiyle yaşamını yitirmişti. Kurşunlardan ikincisi öldürücü olan darbeydi. Olay yerinde ilk cinayette olduğu gibi 7.65 çapında silah kullanılmıştı. Yerdeki üç adet boş kovanda 4 no. delil torbasına konuldu. Daha sonra olay yerindeki çamurlu toprakta ayakkabı izinin örneği alındı. Gencin ağzını bağladıkları koli bandı da deliller arasındaki yerini aldı. Cinayet masası dedektifleri ilk kurban Matuva'nın borç verdiği kişilerin listesine ulaştı. Buna göre en son para borç verdiği kişilerin başında kurbanın yakın arkadaşı işadamı Ercan Çelik bulunuyordu. İşleri kötü giden Çelik, maktulden 10 milyon dolar borç para almıştı. Bunu faiziyle birlikte bir yıl içinde 12 milyon dolar olarak ödeyecekti. Listedeki ikinci isim ise Etiler'deki otomobil galericilerinden Mahmut Ediz'di. Bankalara olan borcundan dolayı maktulden 2 milyon dolar borç para almıştı. Ve faiziyle 2 buçuk milyon dolar olarak ödeyecekti. Maktul ölmeden önce de en son işadamı Ercan Çelik ile telefonla konuşmuştu. Kayıtlara göre yedi dakikalık bir görüşmeydi bu. Ercan Çelik, şimdilik ilk şüpheli olarak adı üstü çizilmiş kişiler listesinde birinci sıradaydı. Yedinci sırada ise maktul ile 30 saniye kadar kısa bir görüşme yapan Mahmut Ediz vardı. O da üstü çizilenler arasına eklendi. İki cinayeti de farklı kişilerin işlendiği düşünülüyordu, ona göre ekipler ikiye bölünecekti. Kriminal şubeden Selma, ilk raporunu hazırladı. Balistik incelemeye göre iki kurban da aynı silahtan çıkan mermiler tarafından öldürülmüştü. Katiller parmak izi bırakmamak için her türlü çabayı göstermişlerdi ama unuttukları bir şey vardı. O da "her suç delil, her suçlu da iz bırakır" felsefesiydi. Bu cinayette de katiller bir değil birden fazla iz bırakmıştı. İlk delil, her iki cinayet mahallinde de bulunan kılların 'uyuşması'ydı. Yapılar DNA testi de, olay mahallinden alınan kılların aynı kişilere ait olduğunu gösteriyordu. İkinci kanıt ise kurbanlardan Serdar Bilecik'i öldürülürken kullanılan koli bantlarında ve rulosundaydı. "Süper Glue" adı verilen metotla parmak izi araştırıldı. Ancak zanlılar bu ihtimali düşünmüş olacaklar ki bandı sildiklerinden teşhise elverişli iz bulunamadı. Fakat bilimin yöntemlerinden habersiz olan zanlıların bilmediği başka yöntemler de vardı. Kriminal ekip son çare olarak bu yöntemlere başvurdu. Ve maktulün el, ayak ve ağzının sarıldığı koli bandında "stick side" adı verilen parmak izi taraması yapıldı. Sonuç, bandın yapışkanlı yüzeyinde tasvire elverişli izler tespit edildi. Zanlı bandın dış yüzünü silmiş fakat iç yüzünde parmak izinin kalacağını tahmin etmemişti. Polis aradığı sessiz tanığını bulmuştu. Bu bilgiler ışığında polisler soruşturmaya hız verdiler. İkinci kurbanın ölmeden önce son görüştüğü kişi olan 30 yaşındaki Melis Koçan'ın evine gidildi. Kadın, kurbanı tanıdığını ve birlikte evinde üç güzel saat geçirdikten sonra maktulün evden ayrıldığını söyledi.

BAŞA DÖNÜLDÜ
İşadamı Ercan Çelik'in parmak izini alan diğer ekipler adamın temiz çıkması üzerine soruşturmada tekrar başa dönerek beyin jimnastiği yaptılar. Dedektifler bu kez atladıkları ayrıntıyı bulmayı ümit ediyorlardı. Kurbanların telefon kayıtlarını inceleyen dedektiflerden Pelin, küçük ama cinayetin aydınlatılmasında büyük katkı sağlayacak olan ayrıntıyı fark etti. İki numaralı kurban Serdar Bilecik'in sevgilisi Melis Koçan'ın telefon kayıtlarındaki isim polisin şüpheliler listesindeki bir işadamına aitti. Polise göre katile giden yol Melis'den geçiyordu. Dedektifler Melis ile katilin arasındaki bağı çözmüşlerdi. Kadın, işadamının metresiydi. Sürekli adamın parasını yiyordu. Ama Melis'in hayatında eksik olan bir yanı vardı. O da gerçek sevgi. Bu yönünü de Serdar ile tamamlıyordu. Adam parasal kaynağı; Serdar ise aşığıydı. Zanlı Melis'i çok seviyordu ve sevgilisinin aşığının olduğunu öğrenmesi onu çileden çıkardı. Hayatında iki problem vardı. Birinci, tefeciye olan borcu; ikincisi de sevgilisinin başka birisine şık olması, hem de onun yedirdiği paralarla... Böylece hem borçlarından kurtuldu hem de sevgilisi ile arasında ayak bağı olan genç çocuğu ortadan kaldırdı. Dedektifler, Melis Koçan ile tekrar irtibata geçerek yeniden ifadesine başvurmak istediler. Kadın evinde cinayet masası polislerini bekliyordu. Ancak polislerden önce eve otomobil galericisi Mahmut Ediz geldi. Ve Melis Koçan'ı zorla arabaya bindirerek Anadolu yakasına doğru ilerlediler. Cinayet masası dedektifleri Melis Koçan'ın evine geldiklerinde kapının açık olduğunu ve içeride arbede yaşandığını gördü. Ve Mahmut Ediz'in kendilerinden önce kadını götürdüğünü anladılar. Artık polislerin üçüncü cinayet vakası ile karşılaşmamaları için bir an önce adamı yakalamaları gerekiyordu. Mahmut Ediz'in cep telefonu sinyallerini takibe alan polis, Gebze istikametine doğru ilerlediklerini öğrendi. Dedektiflere göre Ediz'in o istikamette gidecek tek bir yeri vardı; kendi villası... Ve polis villaya gitti, Ediz'in otomobili evin önündeydi. İçeri girdiğinde polis adamın elinde diğer iki cinayette kullandığı 7.65 mm tabancayı gördü. Ve silahın ucu kadının başına dayalıydı. Adam başını kadına doğru çevirdi. Ve yavaş yavaş tetiği düşürmeye başladı. Bir anda odanın içinde bir el silah sesi duyuldu. Ve etraf barut kokmaya başladı. Mahmut Ediz sağ omzundan vurulmuştu. Kurşun kolunu sıyırıp geçti. Dedektifler hem Melis Koçan'ın hayatını kurtarmış, hem de iki cinayetin zanlısını yakalamıştı. Mahmut Ediz, cinayetleri yanında çalışan adamı Mehmet Erkut ile birlikte işlediklerini itiraf etti. Ve suç aletlerinden satır gömüldüğü yerden çıkartılarak kriminal şubeye gönderildi. Satırın iç sap kısmında ölen tefeciye ait kan izleri bulundu. İşadamının suç ortakları Mehmet Erkut da yakalanarak gözaltına alındı. Erkut'tan alınan parmak izleri ile ikinci kurbandan alınan koli bantlarındaki parmak izleri birebir örtüştü. DNA sonuçlarına göre olay yerinde bulunan saç örnekleri de Mahmut Ediz'e aitti. Dedektifler, zanlıları planlı adam öldürme suçundan cezaevine gönderecek kadar kanıt toplamıştı. Ortaköy'deki iki cinayet işte böyle aydınlandı. Ediz ve adamı şimdi cezavinde...

Başı gövdesinden ayrılmış bir erkek cesedi kanalizasyon çukurunda bulundu. 40-45 yaşlarındaydı, göğsünde beş adet bıçak darbesi ve bir kurşun izi saptandı. Maktulün başı 20 metre ilerdeydi

İlk cinayetin işlendiği yere 2 km. uzaklıkta bir erkek cesedi daha bulundu. Elleri, ayakları ve ağzı bantlandıktan sonra vahşice öldürülmüştü. Yanında bir adet bitmiş koli bandı rulosu vardı

Emrullah ERDİNÇ

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Ceza Yasası'nda Fidyeci boşluğu
 AB'de bir Atatürk hayranı
 Onlar İzmirli Hıristiyan Türkler
 Zamanı yakalamak zamana egemen olmak
 Antalya'da bir devrim yaşandı
 Yedikçe aptallaşıyor muyuz?
 Anadolu'yu fotoğraflamak isterim
 Artık bizim de şarap uzmanlarımız olacak
 Bu kitaplar hep olacak
 Edebiyat dünyasında Merkez zamanı
 Gönüllü olun
 Londra izleri
 Güzelliğin öbür adı
 Fatsa'dan Japonya'ya giden de gitmeyen de pişman
 Fotoğrafına bakıp bakıp şiir yazdım
 'Kimse Ayasofya'ya duyarsız kalamaz'
 Ülkenizde demokrasinin unsurları var
 Vakıflı'nın kaderi organik tarıma bağlı
 Onlar artık gurbetçi değil Alman
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Çocuk Bayramı'nın anlamını biz daha...
MEHMET ALTAN
Gitmek, biraz ölmektir...
Neden bilmiyorum, tren...
ÖNCEL ÖZİÇER
Hayalleri hiç bitmeyen Don Kişot
Bana, konuşmanın...
KAZIM KANAT
İsveç'te 40 yaşındaki her kadın hamile
Bizim kahveye...
REFİK DURBAŞ
Heykel yakarak dışa açılınmaz
Aziz Nesin ve Pınar Kür...
Bütün İtalyanlar gibi keyif veriyor
Bütün İtalyanlar gibi keyif veriyor
Bu hafta sizler için denediğim otomobil Alfa Romeo'nun GT'siydi.
Opel, toprağa çıkıyor
Opel, toprağa çıkıyor
Frankfurt Otomobil Fuarı'nın tartışmasız yıldızlarından birisi Opel...
40 yaş gerçekleri
Hayatımın en güzel ve verimli dönemine başlıyorum. Başkalarına...
Usta getir bir Lehmecun Halep işi olsun
Eskiden erkek kuzu etinden zırh kıyması çekilir, lahmacunun harcı evde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.