Ders çalışmayı özlemişim

Ders çalışmayı bir tarafa bırakalı neredeyse bir ay olacak. Bir haftadır izlemediğim ülkem yarışlarını kayıtlı oldukları CD'lerden tekrar tekrar izliyorum. Gerçekten çok güzel koşular olmuş. Enternasyonal Koşular da bir Yarış Yazarı için oldukça çok malzeme doluymuş. Ne yapalım o fırsatı kaçırdık. Tatilin ilk günleri Paris'te atları kovalamakla geçti. Ancak sıcak oralar için alışılmamış kadar fazla olunca benim kilolar isyan etti ve ben Paris havasını bırakıp Bodrum'a Bitez sahillerine döndüm. Bitez her zamanki gibi rüzgarlı idi ama suyun soğukluğu epey fazla idi. Bu nedenle suya girmemizle çıkmamız bir oldu. Ama olsun kafayı dinledim. Çok özel dostlarla beraber olduk. Taamlar da çok güzeldi doğrusu... İki üç senedir Atyarışı Müşterek Bahsine olan ilginin azaldığını yazıp duruyoruz. Bunun en canlı örneğini Bodrum'da gördüm ve yaşadım. İleriki günlerde Bodrum'da yediklerimi (Vallahi diyetime dikkat ettim. Çin mutfağı ve Balık ağırlıklı beslendim) yazarken bu konuya da değinirim. Benim tatil Beşiktaş yönünden uğursuz geldi ve tadım tuzum kalmadı. Atların iyi koşması bile inanın moralimi düzeltemedi. Rize'den sonra Malmö ve Fenerbahçe'ye yenildik. Ardından da Pazar günü Ankaraspor faciası geldi. Bu futbolcuların oynadığı futbol bu olmamalı... Okan, Tümer, Kleberson da futbol oynamazsa bu takıma ilahlar bile gol attıramaz. Ben olsam İsveç seyahatinden evvel takımı Eyüp Sultan'a ve Kısıklı'da Selamet Dede'ye götürürüm. İnanın başka çare yok. Kısıklı'ya gitmişken bir de Kuru Fasulye yedin mi belki işler düzelir. Kendimi ders çalışmaya vererek Beşiktaş yıkıntısını unutmaya çalıştım. Bakalım benim yeni ders yılım size ne kadar faydalı olacak?... Bahtınız açık, şansınız bol olsun.