|
|
|
|
|
|
Erkeklerin dünyasında 'ben kadınım' diyen bir kadın:Ayşe hatun
Şebnem Dönmez dördüncü sinema filminde 14. yüzyılda yaşayan, 'erkeklerin dünyasında ben de varım' diyen savaşçı bir kadını oynuyor. Yönetmenliğini eşi Ezel Akay'ın yaptığı 'Karagöz ve Hacivat Niçün Katledildü' filmi için ata binen, kılıç sallayan Dönmez, "Kendimi geliştirmek için o kadar çok şey yapıyorum ki bu rolü hakettim" diyor.
Mankendi, özel televizyonların gelişiyle sunuculuk yapmaya başladı. Genç, güzel, girişken, konuşkan ve ortalamanın üstünde bir zekaya sahip olunca canlı yayınların aranılan ismi oldu. Çok genç yaşta hatırı sayılır bir şöhrete kavuştu; Türkiye'nin televizyon starlarından biri oldu... Bir süre sonra da bunlar ona yetmemeye başladı, sahte geldi. Daha derinlikli yaşamak ve hissetmek istedi. Hayatı sorguladığı çok dönemler oldu; o dönemlerde geri çekildi. "O sorgulamalardan sonra kendimi biraz daha yakından tanıyınca, işimle beğensinler beni istedim" diyor. Tüm bu geri çekilişlerin 'indi-çıktı', 'başardı-başaramadı' polemiklerine dönüşmesi ise onu hiç enterese etmiyor. Çünkü hayata başka bir pencereden bakıyor. Hem de kimsenin bakmayı tercih etmediği çok doğru bir pencereden: "İnsanlar iniş-çıkışlar yaşarken bir taraftan da ortalıklarda olmayı, sahte sahte gülümsemeyi seçtiği için hep varmış gibi algılanıyorlar tabii. Ben bunları başarılı da olsam, başarısız da olsam yapmayacağım. Sadece gerçek yaşamak istiyorum" diye devam ediyor. "Belki insanlara çok ters gelebilirim, garip gelebilirim, herkesin yaptığı şeyleri yapmıyorum diye beni eleştirebilirler ama ben iyi oyuncu olduğum sürece benimle çalışmak zorundalar, bu kadar basit!" diyecek kadar seçiminde kararlı Şebnem Dönmez. Oyunculuk üzerine master yapıyor; Çehov, Shakespeare okuyor, mesleğine emek veriyor, 'boş durmayayım, iş yapayım' diye oynamayı seçmiyor; kendisini memnun edecek rollere 'evet' diyor. Biz de evinin yemyeşil bahçesinde, hafif yağmur eşliğinde son seçtiği rolü konuştuk...
HEM ZEYNA HEM GEYŞA!
* Filmdeki iki kadından birisin... Evet, biri Ayşe Tolga'nın oynadığı Nilüfer Hatun. Orhan Gazi'nin (Ragıp Savaş) karısı. Hep inciler, mücevherler, kaftanlar içinde... Diğer kadın Ayşe Hatun. Sürekli at üstünde, savaşçı. Aynı zamanda esnaf; bir aktar dükkanı var. Baciyan-ı Rum teşkilatının başında...
* Bacılar yani... Evet Baciyan-ı Rum, Anadolu Bacıları demek. Konya'nın alınmasında büyük etkileri olmuş, 100 senelik bir geçmişin ardından tarih sahnesinden silinmişler. Bunlar ata binen, savaşan kadınlar...
* Bir nevi Zeyna yani! Hem Zeyna, hem geyşa! (gülüyor) Anaerkil bir toplum biliyorsun. Hem eviyle, çocuğuyla, kocasıyla ilgileniyor, yemek yapıyor hem de gerektiğinde ahilerle savaşa gidiyor.
APOLİTİK BİR KADIN
* İddia edildiği gibi erkek merkezli bir film değil yani? Bu film yönetmenin hayali, burada tartışılacak, sorgulanacak bir şey yok aslında. 14. yüzyılda yaşamış iki mizahçının hayatını konu alıyor. Onların cinsiyeti de erkek... Bu mizahçılar kadın da olabilirdi ama kadınların bugüne kadar geri kalmasıyla ilgili bir durum bu.
* Bu durumun altı çiziliyor mu filmde? Alakası yok! Kaldı ki bu filmde kadınlar beklenmeyecek şekilde rahatlar çünkü Müslümanlık rahat bir ortamda yaşanmış. İbni Batuta'yı okuduğumda anladım bunu. Kadınlar çok fazla ön plandaymış hayatta; sonradan durum değişmiş.
* Ayşe Bacı nasıl bir karakter? Evlilik yaşını da geçmiş, esnaflığı ve şehrin koruculuğuyla evlenmiş, erkeklerin dünyasında 'ben kadınım' diyen bir kadın.
* Kadının hakları için savaşan bir kadın mı? Evet, 'erkeklerin dünyasında yapılacak her şeyi bir kadın olarak ben de yaparım' demiş bir kadını oynuyorum.
* Peki onun varlığı gidişatı nasıl etkiliyor? Maalesef başaramıyor! Baciyan-ı Rum'un kaderi gibi bir akibeti var. Tarih sahnesinden siliniyor, hiçbir şeye etkide bulunamıyor. O kadar politik bir ortam var ki; Hacivat ve Karagöz politik olmaya başladıkları için öldürülüyorlar zaten. Ayşe Hatun da böyle bir ortamda sadece özgür kalabilmiş, gücü ona yetebilmiş biri. Ayşe Hatun'la ilgili özel bir durum da var: Şamanizmden Müslümanlığa dönülmüş bir ortam. Bu kızın annesi babası Rum'muş, annesi küçükken ölmüş, babası Köse Mihal de dönmelerden. Ayşe Hatun da dönmüş gibi gözüküyor ama filmin başında haçını çıkartıp istavros edişini görüyoruz. Yani biraz asi ve apolitik bir duruşu var. Aslında dönmemiş.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|