|
|
Yıldızların gizli anıları
Yönetmen Ülkü Erakalın'ın "Yıldızlar Gökte Yaşar" adlı tek kişilik gösterisinde, Cahide Sonku'dan Hülya Avşar'a pek çok yıldızla anılarını anlatacak.
Hayal adamının 60 yıllık anıları
Yönetmen Ülkü Erakalın, 60. Yıl Onur Gecesi için "Yıldızlar Gökte Yaşar" adlı tek kişilik bir gösteri hazırladı. Erakalın Cahide Sonku'dan Hülya Avşar'a pek çok yıldızla yaşadığı anılarını sahneye aktaracak.
Selanikli güzeller güzeli kantocu Vasiliki, Direklerarası'na geldiğinde 20'sinde bile yoktu. Cumhuriyet öncesinde Türkiye'de Müslüman kadınların sahneye çıkması yasak olduğu için ailesiyle İstanbul'a gelip kanto yapardı. Bu gelişlerin birinde tanıştı yakışıklı müzisyen Abdurrahman Bey'le... Görür görmez aşık oldular birbirlerine, evlendiler, Vasiliki gelin olmuştu Türkiye'ye... Kantoların ninni olduğu bu evde dünyaya geldi oğulları Ülkü de... 1947'de İstanbul Belediye Konservatuvarı'na gidip flüt, keman, piyano eğitimi aldı. Dönemin radyo dergilerine röportajlar yaptı. 200' kadar filme imza attı. Kimlerle tanışmadı ki Yeşilçam Sokağı'nda... Cahide Sonku'dan Ayhan Işık'a, Muhterem Nur'dan Neriman Köksal'a, Türkan Şoray'dan Hülya Avşar'a.... Şimdi de anılarından oluşturduğu "Yıldızlar Gökte Yaşar" adlı tek kişilik gösterisini Devlet Tiyatroları sahnelerine taşıyacak. 10 Ekim'de İstanbul'da AKM'de, 21 Kasım'da Ankara'da ve 12 Aralık'ta da İzmir'de Yeşilçam Sokağı'nı anlatacak. - Çoğu artık aramızda olmayan Yeşilçam yıldızlarıyla anılarınızı anlatıp ağlatacaksınız galiba izleyicileri... . (Gülüyor) Kahkahalar da var, merak etmeyin... Tiyatro, sinema, müzik, kahkaha, gözyaşı... Hepsi iç içe... -Nasıl oluştu 60. yıl projesi.. Nereden geldi aklıma, bilmiyorum... Benim annem Yunanistan'dan gelen, Direklerarası'nda oynayan ilk kantoculardan... Selanik'ten gelmiş. Cumhuriyet öncesinde biliyorsunuz, Türk kadınları sahneye çıkamıyordu. Bu yüzden dış ülkelerden tiyatro oyuncuları, grupları geliyordu. Zaten Bedia Muvahhit Atatürk'ün emriyle nasıl sahneye çıktığını, kendisiyle yaptığım son röportajda anlatıyor gösteride. Babam da müzisyendi. Annemin ailesi de tiyatrocuydu... Büyükbabam tiyatro sahibi Niko, anneannem Sofia... Annem Vasiliki, babam da Abdurrahman... 1919-20'lerde ailece gelirlermiş... Sonra 1923'te babamla evleniyorlar... O zaman zaten Batı sazları vardı. Kantolar ninnilerimizdi bizim... Babam çalar, annem söylerdi... Ben de neden sahnedeyim, işte bundan... Belki de kan çekti... - Yıllar geçtikçe anılar canlanmak için sizi zorlamaya mı başladı? - Ben zaten bunların içinde yaşıyorum. Benim korkunç bir koleksiyonum var. Afişler, sesler, çektiğim kayıtlar... Bunu bir başkası oynayamazdı, yaşamamış biri anlatamazdı... Ben Allahtan ne istediysem gerçekleşti... Rejisör olacağım dedim, oldum, müzik dedim oldu... Şimdi tiyatro yapacağım, dedim oluyor.
ALKOL TUZAĞI - Yeşilçam yıldızlarının bilinmeyen anılarını dile getireceksiniz... Cahide Sonku'nun son filmini de siz çektiniz. Onun sefalete sürüklenişinin en yakın tanıklarından biri olmalısınız... - Birinci bölümde Cahide Sonku'yla olan acı anılarım var. Belki Cahide'nin çok ters yönlerini anlatacağım, ama bunları anlatmak zorundayım. Asla küçültmek değil benim amacım. Bir alkolün bir insanı nereden nereye getirdiğini, gösterebilmek için genç oyunculara örnek olsun diye anlatıyorum. Yalnız o da değil, başka birçok sanatçı var alkol yüzünden silinip giden. Onlardan biri de Yıldırım Önal'dır ne yazık ki... Zaten gösterideki şarkımda da yer alıyor. - Tek kişilik oyun ama siz bütün Yeşilçam'ı perdede de olsa sahneye taşıyor gibisiniz... - Tek kişilik ama 60 yıllık emeğim, Türk Sineması sahnede ve ekranda görülecek. Merih Akalın'ın bir sözü var, çok katılıyorum. Beni izledi ve 'anlatmaya başladıktan sonra senin sesin kalıyor, geride bütün Türk sineması oynuyor', dedi. Çünkü ben anlatırken Cahide'nin ruhunu yaşıyorum, Neriman'ı yaşıyorum.
Figen Yanık
|