|
|
Ağustos Böceği
Sevgili Günlük... Bak bak, sana bu satırları yazarken bile bana inat çalışıyormuş gibi gözüküyor ama ne yazdığımı da öyle merak ediyor ki, çalışıyorum ayağıyla sayfalarının üzerinde geziniyor... Yürü bas git, seni işgüzar seni... Gece demiyor gündüz demiyor, çalışıyor. Karın çoluğun çocuğun yok mu kardeşim senin ya?! Ne olacaksa o kadar çalışmayla... Sen mi kurtarıcan bu dünyayı düdük makarnası? Karıncasın lan işte kaaarıııncaaaa... Etin ne budun ne? Hep o 'atom karınca' çizgi filminden sonra böyle oldu bu, bir havaya girdi, çıkamıyor şimdi de... Bir de 'tekkeyi bekleyen çorbayı içer' gibilerinden caka satmıyor mu, şeytan diyo, dikil tepesine, yıl boyu ötüp kafasını dit adinin... Hep o La Fontain midir nedir, o bunak girdi bunun kafasına. Aklı fikri kış kıyamet kapısına beni getirtip, yiyecek istetmek. Yalvartmak. Sonra da "Hadi saz çaldığın yeter, şimdi de oyna biraz" deyip beni kapı dışarı etmek. Bit kadar aklından geçenlere bak. Yavrum benim. Yerim o akılları ben be! Koskoca masal kahramanı ağustos böceğiyim lan ben! Sigortalıyım. Kış da neymiş, Katrina kasırgası gelse kaç yazar!..
|