|
|
|
|
|
|
Çiçek: "Bilgi Üniversitesi açısından bir problem olmaz"
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, mahkeme kararıyla durdurulan ''İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri'' başlıklı konferansın bir başka yerde düzenlenmesi girişimini, ''Bilgi Üniversitesi açısından bir problem olmaz. Çünkü mahkeme kararı, sadece toplantıyı tertip eden iki üniversite aleyhine verilmiş bir karardır. Orada veya başka bir yerde yapılabilir. Hukuk açısından baktığımızda buna bir engel gözükmüyor'' diye değerlendirdi.
Cemil Çiçek, Ermeni konferansının düzenleyicilerinden Halil Berktay'ın mahkeme kararına eleştirilerinin olduğu
ve Bilgi Üniversitesi'nde konferansın yapılması için araştırma yaptıkları yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine, şunları söyledi:
''Bilgi Üniversitesi açısından bir problem olmaz. Çünkü mahkeme kararı sadece toplantıyı tertip eden iki üniversite aleyhine verilmiş bir karardır. Orada veya başka bir yerde yapılabilir. Hukuk açısından baktığımızda buna bir engel gözükmüyor ya da en azından ben öyle anlıyorum.
Ancak, bu türlü bir toplantının yapılıp yapılmaması bilimsel özerklik adına değerlendirilecekse, buna karşılık yine pek çok sayıda, bugünkü düzenleyiciler kadar sayısı olan bir başka üniversiteli grup da (böyle bir toplantının yapılması bilimsel özerkliğe aykırıdır) dedi. Siz hangisini tercih edeceksiniz, ona göre tercih edeceksiniz. Profesörse onlar da profesör, bilim adamıysa onlar da bilim adamı, öyle ifade ediyorlar kendilerini. Onlar da bunun bilimsel bir toplantı olmadığını, olmayacağını söylüyor. Tabii bu konu tartışmaya açık bir konudur.''
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ''İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri'' başlıklı konferansın mahkeme kararıyla durdurulması konusunu değerlendirirken, ''Karar, bu konferansın yapılmayacağı yolunda herkesi ve her kurumu bağlayıcı bir karar değildir. Çünkü yürütmeyi durdurma talebi ve dava 2 üniversite için açılmış. Otel salonlarında ya da başka yerde de bunu yapabilirler. Konferansın yapılmasına iki üniversite dışında herhangi bir engel gözükmüyor'' dedi.
Çiçek, konferansın mahkeme kararıyla durdurulması konusunda makamında soruları yanıtlarken, kararla ilgili hukuki ve siyasi değerlendirmeler yapıldığını, ancak siyasi değerlendirmelerin öne çıktığını ifade etti.
''Eğer bundan bir netice elde edeceksek her konuyu kendi bağlamında tartışmakta fayda var'' diyen Çiçek, hukuk açısından bakıldığında avukatların konferansın yapılmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle durdurulması için idare mahkemesine başvurduğunu, bunun üzerine mahkemenin 2'ye 1 oyla yürütmeyi durdurma kararı verdiğini kaydetti.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, hukuk devletinde kanun yollarının açık bulunduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti: ''Nitekim bu konferansın yapılmasının doğru olmadığını düşünenler yargıya başvurduğu gibi, tertip edenler de yaptığı açıklamalara baktığımızda, (biz de kanun yollarına başvuracağız) diyorlar. Demek ki Türkiye'de kanun yolları açık. Herkes bir işlemi beğenir ya da beğenmez, ilgili mahkemelere müracaat eder, mahkemeler gereği neyse yapar. Eğer bu karar beğenilmiyorsa bölge idare mahkemesine başvurulabilir, bu yol da açıktır. Dolayısıyla hukuki açıdan burada tereddüt edilecek, ne oluyoruz tarzında bir telaşa kapılacak durum söz konusu değil.''
Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu dile getiren Çiçek, karardan dolayı Avrupa veya başka ülkelerdeki olası tartışmalara işaret ederek, ''Bizim onlardan taleplerimiz olduğunda onlar, (yargı bağımsızdır, biz yargının işine karışmayız) diyorlar. Türkiye de hukuk devletidir, bu karar doğru ya da yanlış ama yargı kararıdır'' dedi.
Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Karar, bu konferansın yapılmayacağı yolunda herkesi ve her kurumu bağlayıcı bir karar değildir, benim anlayışıma göre. Çünkü yürütmeyi durdurma talebi ve dava 2 üniversite için açılmış. Pekala bu konferansı tertip edenler, otel salonlarında ya da bir başka yerde de bunu yapabilirler. O açıdan da bu konferansın yapılmasına bu anlamda iki üniversite dışında herhangi bir engel gözükmüyor bana göre.''
TÜRKİYE ALEYHİNE GELEN DALGA
Bakan Çiçek, konferansın Mayıs ayında ilk kez gündeme geldiğini, o günlerde Anamuhalefet partisinin Başbakan ve kendilerini ziyaret ettiğini, Türkiye'nin soykırım yapmadığı, bu konuda kayıtların açık olduğu ve ortak komisyon kurulması önerisinin mektupla parlamentolara iletildiğini anımsattı.
Bunun ardından da başta Polonya olmak üzere bazı parlamentolarda kararlar çıkmaya başladığını, konunun Baltık ülkelerinde gündeme gelmeye başladığını, konferansın tertipleneceği günlerde Türk Tarih Kurumu Başkanı'nın ''Türkler soykırım yapmamıştır'' dediği için İsviçre tarafından kırmızı bültenle aranır hale geldiğini anlatan Çiçek, Türkiye aleyhine bir dalga geldiği bir ortamda böyle bir konferansın düzenlenmek istendiğini dile getirdi.
Konferansa tek taraflı, tek bir görüşü benimseyen insanların çağrıldığını, devletin resmi görüşünü temsil edenlerin çağrılmaması suretiyle küçümseyici bir durum oluştuğunu kaydeden Bakan Çiçek, ''Devletin resmi görüşünü ifade eden bilim adamları neden çağrılmadı''denince, ''Onların görüşü belli'' denildiğini, öte yandan konferansı düzenleyenlerin görüşlerinin de belli olduğunu, gazetelerde mülakatlarının yayınlandığını ifade etti. Bu mülakatların Fransız parlamentosunda, ''Sizin tarihçileriniz soykırım işlenmiştir, diyor'' diye milletvekillerine belge olarak gösterildiğini anlatan Çiçek, aradan geçen süre içinde, ''Davet edilenlerin içinde karşı görüşler de var'' denilerek ağız değişikliği yapıldığını, Mayıs'taki kamuoyuna yansıyan söylemle şimdiki söylemin farklı olduğunu vurguladı. Çiçek, bu konferanstaki konuşmaların önemli bir kısmının ABD Temsilciler Meclisi'nde delil olarak kullanılacağına da hiç kuşku olmadığını kaydetti.
''İLK KARAR OLMASI NEDENİYLE ŞOK MEYDANA GELDİ''
Adalet Bakanı Çiçek, konferansın zamanlamasını doğru bulmadığını, herkes aynı şeyleri söyleyecekse bunların zaten daha önce yazıldığını,mevzuatın engellemesinin söz konusu olmadığını, bu kişilerin daha önce fikirlerini söylediklerini, bu özgürlüklerinin bulunduğunu belirtti.
Çiçek, yargı kararının bu alanda ilk karar olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: ''İlk karar olduğu için de şok karardır. İlk kararların genellikle böyle tartışmaya açık yönü vardır. İlk karar olması nedeniyle bir şok meydana gelmiştir. Bu tartışılıyor, bırakalım tartışsınlar. Bunda bir mahsur yok. Sanıyorum bugüne kadar emsali yoktur.
Fakat şunu da görmemiz lazım: Bugün bu olay karşısında akademik hürriyeti savunanlar başka zaman aynı derecede akademik özgürlükten yana olacak mı, olmayacak mı?'' Bakan Çiçek, kararın batıda da yankı yapabileceğini belirterek, şunları kaydetti: ''Batıda da yankı yapabilir ama yaptığımız her işi batıdan onaylatmak gibi bir noktadan hareket edeceksek batının bazı davranışlarını, bazı kararlarını anlamamız da zor. Batı bize (yargı bağımsız olmalı) diyor. Bunu bize tavsiye eden batıdır, bu konudaki eksikleri önümüze koyan da batıdır. Şimdi bir taraftan 'yargı bağımsızdır' diyeceksin... Hoşunuza gitmese de beğenmesek de ortada bir yargı kararı var. Bu yargı kararını biz kendimiz için ve Avrupa için yorumladığımızda farklı anlam çıkmamalı. Batıdan bazı suçluların iadesini istiyoruz. O zaman bizi tenkit edenler, (Yargı bu kararı niye verdi) diyenler, (bizim yargı bağımsızdır, onun işine karışmayız) diyor. O da Avrupa'nın ortaya koyduğu bir tavırdır.''
d (AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|