|
|
|
|
Baykal: "Galataport ihalesi tezgah"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Galataport ihalesinin de bir tezgah olduğunu iddia etti.
Baykal, "Şimdi de bir Ofer olayı ortaya çıktı. İzliyorsunuz değil mi? Muazzam bir olay, dehşet bir konu. Önümüzdeki günlerde bu siyasetin ana konusu haline gelecektir. Bu konu ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Şimdi de Başbakan çıkmış diyor ki hortumun küçüğü büyüğü olmaz. Yeşil kart hortumculuğunu ezeceğim. Adam hakkı olmadan yeşil kart alıyormuş, sen veriyorsun senin adamların veriyor. Yahu sen önce sağına soluna bak, sen bu adamlarla Başbakanlıkta
buluştun. Nerde bunun tutanağı. Ne konuştun orada? Senin onayın olmadan bu kadar tezgah döndürülebilir mi? Eğer senin bilgin olmadan bu kadar şey oluyorsa sana yazık, ülkeye yazık" dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Ülkenin şartları, içinde bulunduğumuz durum, ortaya çıkmaya başlayan büyük tartışmalar, büyük sorunlar, sıkıntılar, 4 yılda bir seçimlerin yenilenmesinin, Türkiye'de rejimin sağlıklı işlemesi için gerekli olduğunu bize gösteriyor'' dedi.
Baykal, 1. Uluslararası Trabzon Kültür ve Sanat Festivali'ne katılmak için geldiği Trabzon Havaalanı'nda yaptığı açıklamada, önlerinde partilerinin kurultayı olduğunu hatırlatarak, ''Örgütlerimiz kongrelerini tamamlıyor. Kasım ortasından itibaren CHP kurultayını tamamladıktan sonra bizim açımızdan Türkiye'de seçim dönemine girilmiş olacaktır'' diye konuştu.
''2006 YILI SEÇİM YILI''
Baykal, 2006 yılının, siyasi geleneklere göre normal ve doğal olarak bir seçim yılı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ''Çünkü 4 yıl tamamlanmış olacaktır. Anayasa 5. yıla da olanak veriyor ama ülkenin şartları, içinde bulunduğumuz durum, ortaya çıkmaya başlayan büyük tartışmalar, büyük sorunlar, sıkıntılar, 4 yılda bir seçimlerin yenilenmesinin Türkiye'de rejimin sağlıklı işlemesi için gerekli olduğunu bize gösteriyor. Bu değerlendirmenin ışığında biz de Kasım'dan itibaren artık bir seçim ortamına Türkiye'nin girmekte olduğunu görerek, çalışmalarımızı planlayacağız.''
AVRUPA BİRLİĞİ KONUSU
AB ile ilgili olarak dün çok önemli yeni bir gelişmenin ortaya çıktığını belirten Deniz Baykal, ''Bir deklarasyon yayınladı AB ülkeleri. Bu bir süreden beri yayınlanamıyordu, çünkü Rumlar belli taleplerde bulunuyorlardı. Bir türlü bir mutabakat sağlanamıyordu. Şimdi sağlandı, ilan edildi'' dedi.
Türkiye'nin bir süre önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni Gümrük Birliği Anlaşması içine alan protokolü imzaladığını anımsatan Baykal, şunları kaydetti:
''Güney Kıbrıs yönetimini siyasi muhatap, ortak işbirliği yaptığımız bir ülke olarak kabul etmiştik, protokol imzalayarak. Bizim hükümet imzayı attı sonra da 'Tanıma anlamına gelmez' diye bir açıklama yapma gereğini duydu. Niye bunu duydu, çünkü tanıma anlamına yorumlanabilir o imza. Yorumlanmasın diye (ben imza atıyorum ama tanımıyorum) deme gereğini hissetti.
Şimdi dün kabul edilen AB'nin deklarasyonunda diyorlar ki 'senin yaptığın o tanımıyorum deklarasyonun hiçbir geçerliliği, hukuki anlamı yoktur. Bunu bil' diyorlar. 'Sen bu işi uzatmadan, anlaşmayı fiilen ve kapsamlı bir şekilde uygulamaya başlayacaksın, limanlarını da havalananlarını da açacaksın, bunu yapmazsan bizimle hiçbir müzakere yapamazsın' diyorlar. Ne oldu, AB ile müzakere yapmanın ön şartı Güney Kıbrıs yönetimini fiilen tanımayı kabul etmiş olduk. Bunun hukuki tanımaya dönmesi kaçınılmazdır. Oraya doğru gidecektir. Bu yolculuğun daha başında 'Bize şu Kıbrıs'ı ver' demiş oldular.''
Baykal, Rauf Denktaş'ın bir sözünü hatırlatarak, şunları ifade etti: ''Sayın Denktaş, gayet güzel söylemiş, (Peşinat olarak istiyorlar) diye. Peki biz peşinatı verdik, müzakere sonucu ne olacak bir garanti var mı, hayır garanti yok. Sonunda tam üye olacak mıyız, hayır belli değil diyorlar. Burada bir kez daha resmen şunu diyorlar (Seninle ilişkimizin nasıl olacağı AB'nin hazmetme kapasitene bağlı olacaktır.
Yani sen büyük lokma olursan seni hazmedemeyebiliriz, bu nedenle kusuru bakma, seni üye olarak almama hakkım var. Sen de bu deklarasyonu benimsediğin anda benim seni tam üye olarak alıp almayacağımı benim hazmetme kapasiteme bağlı olarak değerlendireceğimi de kabul ediyorsun). Bu ne demek oluyor öyle bir yolculuğu çıkıyoruz ki peşinatı biz ödüyoruz daha sonra ne elde edeceğimiz belli değil.''
GALATAPORT İHALESİ
Baykal, konuşmasında Galataport ihalesine da değinerek, şunları vurguladı:
''Ofer olayı çıktı. Muazzam bir olay, yani dehşet bir konu. Önümüzdeki günlerde siyasetin ana konusu haline gelecek. Bu konuda uyarıları ilk başından beri yaptık. Kuşadası Limanı'ndan başlayarak zincirleme Tüpraş'daki o yüzde 14.70'lik hissenin satılması, şimdi Galataport ihalesi. Kuşadası'nda yönetmelik hukuka aykırı. İptal ediliyor. Vatandaşlar tepki gösteriyor. Bu, Kuşadası Limanı'nı alıyor nasıl alıyor. Kuşadası halkı bir birlik kurmuş teklif yapmış ödemede bir gecikme olunca (Hadi çık sen) diyorlar, ondan sonra (Sana vereceğiz) diyorlar. Bu alıyor, aldıktan sonra diyor ki, (ben burada bununla kar edemem o nedenle sizinle yeni bir anlaşma yapalım. Limanda yeni ticari kazanç sağlayacak öngörülmeyen yapılaşma yapmak istiyorum). Liman burası. Yönetmelik çıkartıldı. Yönetmeliği Danıştay iptal etti. Bunlar çıktılar dediler ki (yönetmelik iptal edilirse kanun çıkartırız). Bu bizim elimizde kayıtta. Bu laftan kısa bir süre sonra kanun çıkartıldı. Bu kanunu çıkardılar biz kanunu daha o noktada Anayasa Mahkemesi'ne götürdük. Şimdi bu kanuna dayalı olarak da Galataport ihalesini almaya çalışıyor. "
|
|
|
|
|
|
|
|
|