|
|
Sevenler kıskanır
Kıskançlık ilişkilerin bazen tuzu biberi, bazen de zehiri oluyor. Uzmanlar, sevginin bir ifadesi olan bu duyguyu fazla abartmamak gerektiğini söylüyor.
Sevgilinizin ya da eşinizin kıskançlığından durmadan şikayet ediyor, size koyduğu yasak ve kısıtlamalardan yakınıyor, özgürlüğünüzü elinizden aldığını düşünüyorsunuz. Keşke size hiç karışmasa, giydiklerinize müdahale etmese, akşam kimlerle nereye gideceğinizi sormasa... Ama gerçek hiç de sandığınız gibi değil!
SEVEN SAHİPLENİR Birlikte olduğu kadının kendisine ait olduğunu düşünmeyen erkek sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. İşte bütün o kıskançlık gösterilerinin, çıkan tatsızlıkların, koyulan kısıtlamaların, surat asmaların temelinde yatan da bu sahiplenme duygusudur. Üstelik kadınlar aksini iddia etse de bu duygudan hoşlanıyor, hatta zaman zaman birlikte olunan erkeği kışkırtacak hareketler yapmaktan çekinmiyorlar.
YA RAHAT OLSAYDI! Sevdiğiniz insanın kıskançlığından bunaldığınız zaman gözünüzün önüne bir erkek tipi getirin. Bu öyle bir erkek ki; sizi hiçbir şekilde kıskanmıyor. Onun önünde başka erkeklerle sıcak diyaloglar kursanız da sizinle hiç ilgilenmiyor. Her ilişkinizi doğal karşılıyor, hiçbir zaman hesap sormuyor, asla açıklama istemiyor, nerede olduğunuzu bile merak etmiyor. Böyle bir erkekle birlikte olsaydınız mutsuz olur, üstelik kendinizi onun bir parçası gibi de hissedemezdiniz.
DOZU ÇOK ÖNEMLİ Sahiplenme ve kıskançlık her insanın doğasında var. Önemli olan dozu iyi ayarlayabilmek. En ideali, hem ortada büyük bir aşkın olduğunu gösteren, hem de karşı tarafın özgürlüğünü kısıtlamayan tatlı bir kıskançlık. Aksi takdirde ilişki, iki taraf için de bir kabusa dönüşebilir. Kıskançlığın temelinde güvensizlik olduğunda çiftler birbirlerine gittikçe yabancılaşıyor, büyük kavgalar ediyor ve bir süre sonra ilişki bitiyor. Oysa birbirini hoş bir şekilde kıskanan çiftlerde bu duygu ilişkiye renk katan hoş bir ayrıntı haline geliyor. (mahmure.com)
SEMA KUMBARACI
|