| |
|
|
Ekonomi, ekonomi, ekonomi... İşsizlik, işsizlik, işsizlik....
Frankfurt'ta, Belediye Sarayı'nın yanında "trafiğe kapalı bir yol" var. Oldukça kalabalık. Lokantalar, masalarını "yola çıkarmışlar." Dostlarımız Orhan Kabaoğlu, Doğan Pürsün, Nazım Alemdar "öğle yemeğini burada yiyelim" dediler. Yemek boyunca "dilenci akınına" uğradık. Macar dilenci... Rus dilenci... Polonyalı dilenci... Almanya'da hiç bu kadar çok dilenci görmemiştik.
Yan masalarda Almanlar yemek yiyorlardı. "Soruyu" onlara sorduk. "Dilenci sayısında neden patlama var" diye. Alman'ın biri dedi ki: - Wirtschaft... Wirtschaft... Wirtschaft. Yani: - Ekonomi... Ekonomi... Ekonomi." İkinci Alman ise 3 kez peş peşe "Arbeitslosigkeit" dedi. Yani: "İşsizlik... İşsizlik... İşsizlik."
Başbakan Schröder "vizyon sahibi." Almanya'yı "ABD'nin alternatifi yapmak... ABD ile yarıştırmak" için siyaset üretti. "Büyük hedefler" ortaya koydu. Alman halkı bu hedeflere itiraz etmiyor. Schröder'in vizyonuna hayranlık duyuyor. Ama iş "oy vermeye" gelince... Seçmen "ekonomiye" bakıyor. "İşsizliğe" bakıyor. Sayıları her gün artan "dilencilere" bakıyor.
"Bu olay" sadece Almanya'da değil, "her yerde böyle." Türkiye'de de. Seçim sandığına yürürken, seçmen sadece kafasıyla değil, "midesiyle de düşünüyor."
|