Enflasyon düşünce Tüpraş'ın değeri ortaya çıktı
Türkiye'nin en büyük sanayi şirketi olan Tüpraş, kimsenin beklemediği bir fiyatla özelleşti. Aslında fiyatın sürpriz olmaması gerekiyordu. Zira Türkiye, yavaş yavaş kendini bulmaya başlamıştı. Bunun nedenlerinin başında, 30 yıl süren ve ülkeyi perişan eden enflasyon sürecinden kurtulması geliyordu . Türkiye'de uzun yıllardır süre giden enflasyon, sadece manevi değerlerin yitirilmesine neden olmamıştı, aynı zamanda, Tüpraş ve benzeri bir çok önemli ve stratejik kurumun da fiyatını gerçeğinden aşağı çekmişti. Bunu anlamamız için enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesi ve politik istikrarın da kurulması gerekiyordu. Bu gerçekleşti. Özümsenmesi ise biraz zaman aldı. Konjonktür de yardım edince, ihale sonrası Tüpraş'ın borsadaki değeri 8,1 milyar dolara yükseldi. Bu süreci göremeyip, daha önceleri özelleşen veya yabancılarla birleşen şirketlerimiz üzülmesinler. Onlar bu sonucun alınmasında öncü oldular. Orta dönemde İMKB'deki şirketlerin değerlerinin artması onlara da yarayacak. Hisseleri gerçek değerlere ulaşacak.
Dikkat çeken noktalar Tüpraş ihalesinde dikkatimi çeken diğer üç nokta ise şöyle: 1. İhale, şeffaf ve hesap verilebilir bir biçimde yapıldı. Katkıda bulunanlara teşekkür etmek gerekiyor. 2. Aylardır tartışması süren, yerli sermayedarların özelleştirmelerde etkin rol oynamaları konusuna da nokta konuldu. Koç Grubu gibi büyük ve kredibilitesi yüksek bir Türk şirketi, Tüpraş'ın yüzde 51 oranındaki hissesine 4,1 milyar dolar ödeyerek ve güçlü rakiplerini eleyerek, ipi göğüsledi. Enflasyonun düşüp, Türkiye'nin riskinin azalması ve uluslararası kredi olanaklarının artması, Koç Grubu gibi, bu büyüklükte bir özelleştirmeye girip başarılı olabilecek kurumlarımıza da yardımcı oldu. İhaleyi bir çok kişi adeta milli maç seyreder gibi izledi. 3.Tüpraş çalışanlarının, yeni patron Koç Grubu'nun istihdam politikalarını inceleyince çekincelerinin ortadan kalkması gerekir. 60 binin üzerinde çalışanı olan bu grup, her halde kendileri için en uygun çözümdü. Sonuçtan mutlu olmaları gerekir .
Demek ki oluyormuş Bu yılın ilk 9 ayında 17 milyar dolar tutarında özelleştirme yapılması bir tesadüf değil. Politik kararlılık, hukuki altyapı, sağlıklı bir makroekonomik ortam ve şeffaf ihaleler konunun olmazsa olamaz koşullarıydı. Bu dört temel konuyu, 20 yıldır yoluna koyamadık. Politik istikrarsızlıklar, eksik altyapı ile birleşince kaotik bir özelleştirme süreci ortaya çıktı. Enflasyonun, kamu borcunun ve riskin yüksek olduğu, ayrıca ihalelerde soru işaretlerinin oluştuğu bir ülkede satılacak malların da ucuz olması doğaldı. Şimdi yapılacak iş, özelleştirilen kuruluşlara ilişkin onay dahil, bürokratik işlemleri süratle tamamlayarak, paraların Hazine kasasına girmesini sağlamaktır . Bu soğuk paralar, yıllardır Türkiye'ye giren sıcak parayı da soğutacaktır.
|