| |
|
|
Profesörün yanılgısı
Bakın beyin uzmanı, Prof. Haluk Deda ne demiş: "Beyinde en küçük alana sahip olan organ ayaktır çünkü kaba işleri yapar, hamaldır. Kale kocaman ama ayağımız onu atacak yeteneğe sahip değil. Bir de basketbolü düşünün: Futbol topundan daha büyük bir top 30 metreden çembere bile değmeden içeri giriyor. Futbolda ise oyuncu kaleciyle karşı karşıya kalıyor, buna rağmen 2 metreden topu kalenin içine atamıyor. Futbol kolaydır, herkes yapabilir." Futboldan ve basketbolden anlamayan bir Marslı dünyaya gelse ve bu sözleri duysa... Herhalde, " Demek ki basketbol futboldan daha zor bir oyun. Onu daha yetenekli, daha maharetli insanlar oynuyor " diye düşünür. Hatta bir Marslıya dahi gerek yok. 1980'lere kadar Türk entelektüelleri futbolu böyle görürdü: ' Ne sağcıyım, ne solcu, futbolcuyum futbolcu...' lafını unutmadık.
İnsanlar uzmanlık bilgilerini, başka alanlara aktarmaya kalktıklarında işte böyle gülünç durumlara düşüyorlar. Futbol oynamak kolaydır. Doğru. Ama basketbol oynamak ya da satranç oynamak da kolaydır. Zor olan, bütün bu oyunları ' iyi', ' yüksek seviyede', ' kaliteli' oynamaktır. Prof. Deda kendi ağzıyla yakalanıyor ama farkında değil: " Beyinde en küçük alana sahip organ ayaktır ." Düşünün: Beynin en az ilgilendiği bir alanı kullanarak... Dahası 10 arkadaşınızla koordinasyon kurarak... Ve üstelik 11 kişiye karşı mücadele ederek başarılı olmaya çalışıyorsunuz. Bu çaba bir açıdan iğneyle kuyu kazmaya benzemiyor mu? Önünüzde tam anlamıyla hakim olamadığınız... Olsanız dahi eğrilmesi bükülmesi zor, kıvraklığı az, fonksiyonları güdük bir organ ( ayak ) var... Ve siz onunla yukarıda sözünü ettiğim zor işi ( futbol maçı ) yapmak için uğraşıyorsunuz. ' Alet işler, el övünür' denir. Futbolun aleti, yani ayak, beyin açısından bakıldığında gayet düşük kapasiteli. Yine de insan beyni onu öyle bir maharetle kullanıyor ki milyonlarca insan heyecandan 'ölüyor'! 'Hamalların' becerisi bizi zevke boğuyor. Belli ki Prof. Deda futbolun ayakla oynandığını sanıyor. Halbuki iyi futbol zeka ile oynanır.
|