|
|
Ona yuva seçerken...
Aileler paraları bayıldı ve okullar açıldı. Ama malumunuz bu işler ilkokulda başlamıyor. Okul öncesi eğitim olmazsa olmaz sayılıyor. Yuvalar, kreşler yani... Ben de Suadiye 'Bebeğim Kreş''in sahibi, on sekiz yıldır çocuklarla haşır neşir, yuva hadisesine hakim kişi Ayla Özaygen'le görüştüm. Okul öncesi eğitim neden önemli, evde anneanne-babaanne pış pışlasa, karnını doyursa yetmez mi? Yetmezmiş. Ayla Özaygen, yuvaların çocuklara paylaşma duygusunu, topluluk içinde bulunmayı, hayata atılmayı, anne- babanın bakış açısının dışına çıkmayı öğrettiğini söyledi. Meğer, yuvalar bin bir çeşitmiş. Amerikan eğitimi verenler, yarım gün yemek vermeden oyun oynatanlar (kapalı park gibi ne o öyle), sadece eğitim verenler, tam gün yedirip, içirip, eğitenler... Özaygen "Eğer bir çocuğun demiri düşükse onu eğitemezsin. Her yuvanın doktoru olmalı, önce sağlık" diyor. Karnı doymamış, iyi beslenmemiş, temizliği yapılmayan bir çocuktan hayır gelmezmiş. Peki, yuva seçiminde nelere dikkat etmeli? Odaların kapıları mutlaka cam olacak, içerisi kapıyı açmadan görülebilecek. Mutfağı açıkta olacak, çocuklar düzgün beslenecek. Personelinin çalışmaktan memnun olduğu anlaşılabilir olacak. Çalışanlar zırıl zırıl parfüm kokan, topuklu pabuçlu, uzun tırnaklı, üç yaşındaki çocuğu kucağına alamayacak tipler olmayacak. Yuvanın doktoru var mı?, yemekler, sebzeler taze mi? ki Özaygen "Bir aylık yemek listesi vermek yalandır, taze sebzeyi günlük alabilirsin" diyor. Okul fiyatlarının uçmasına gelince. "Hem yemekler iyi olsun, hem Amerikan oyuncaklarla oynansın, hem de iki katlı villada olsun denirse, tabii fiyatlar uçar" diyor. "Mühim olan elaleme 'çocuğum şu okula gitti' gösterişi yapmak değil, çocuğu hayata alıştırabilmek, temiz, orta halli, sevgi görebileceği, iyi besleneceği, klasik okul öncesi eğitimi alabileceği bir yuvaya göndermek." Yoksa ortalıkta üç dil bilen, Amerikalar'da okumuş ama hayata atılmayı beceremeyen gençler cirit atıyor. Bilmem dikkatinizi çekti mi?
|