|
|
|
|
|
|
Kadınlar Didim'e barış ekti
Didim Barış Şenliği İsrail, Filistin, Suriye ve Lübnan'dan katılan kadınların aynı masada oturup barıştan söz etmelerine tanıklık etti.
Barış tohumlarını ekmek, umulanın aksine hiç de kolay değil. Özellikle Ortadoğu'da yaşanan savaşların, işgalin ve dökülen kanların ardından barışı hayal etmek bile çok zor... Yıllardır işgalin izlerini yüreğinde taşıyan bir Filistinli'yi bir İsrailli ile yan yana getirebilmek de... Yine de rüzgarla savrulup hiç beklenmedik bir yerde yeşeren tohumlar misali barış da sabırsızlıkla hayata karışmak için uygun ortamını bekliyor. Binlerce yıllık tarihiyle kültür beşiği olan Ege'nin ilçelerinden Didim de geçen hafta işte böylesi bir buluşmaya evsahipliği yaptı. Didim Belediyesi'nin 10 yıldır düzenlediği Barış Şenliği'ne bu yıl katılan barış yanlısı kadınlar, dünyaya barış çağrısı yaptı. 31 Ağustos-3 Eylül arasında düzenlenen şenliğe katılan İsrail'den Haya Shalom, Suriye'den Zeinap Nabbouh, Filistin'den Hana Alali, Ermenistan'dan Dzobinar Lokmagözyan, Lübnan'dan Nejal El Vekil, Yunanistan'dan Ioanna Sotirchu ve pek çok barış gönüllüsü bir de "kadın deklarasyonu" na imza attı. Şenliğin ilk günü Akköy'de düzenlenen etkinliklerde konuklar birer birer barış mesajlarını aktardı. Filistin, Suriye ve Lübnan'dan gelen konukların İsrailli barış temsilcisi Haya Shalom'la değil konuşmak, göz göze bile gelmek istememesi dikkatlerden kaçmadı. Bunu Shalom bile fark etmişti. Çünkü kendisiyle yaptığım röportajda gözyaşları içinde "Benim adımın anlamı hayat, soyadım ise barış demek. Ben de bütün hayatımı yaşadığım topraklarda, özellikle kadınlara yönelik baskı ve şiddetin karşısında durmaya adadım. Ama komşu ülkelerden gelen konukların beni görmezlikten gelmelerine bir anlam veremiyorum. Kızgınlıklarını ve nefretlerini anlıyorum, ama biz barış için buluştuk. Hepimiz insanız. Bu bilinci yerleştirmek için çok çalışmamız gerekecek" diye üzüntüsünü dile getirdi.
İŞGALİN İZLERİ SİLİNMEZ Shalom'la konuştuktan sonra röportaj yaptığım Suriye Komünist Partisi üyesi Zeinap Nabbouh'a bu yaklaşımlarının nedenini sorduğumda ise şu yanıtı aldım: "Bir gerçeği unutmamalıyız ki yarım asırdır süren işgal ve savaş, her aileden en az 2-3 kişinin ölmesine neden oldu. Bu da halkımızda büyük bir düşmanlık yarattı. Bunu siz de yaşasanız aynı duyguları hissedersiniz. Şu anda üç Arap ülkesinin toprakları İsrail tarafından işgal altında. Suriye'nin Golan tepeleri, Filistin ve Lübnan'ın bir bölgesi işgal edilmiş durumda. Bu kişisel bir sorun değil ama İsrail denince ister istemez önce durup düşünüyoruz. Belki ilk kez karşı karşıya geldiğimiz ve buna hazırlıklı olmadığımız için de kendisine çok yaklaşamadık. Ben İsrail'de Yahudiler arasında da barış yanlısı demokratlar olduğuna inanıyorum, ama henüz koşullar istediğimiz düzlemde değil."
DÜŞMANLIK BİTTİ Konuşmamızın sonunda Zeinap Nabbouh'a Haya Shalom'un bir barış platformunda kendisine yönelik bu yaklaşımdan dolayı çok üzgün olduğunu söylemem sanırım onu bir kez daha düşünmeye yöneltti. Çünkü biraz sonra yemek sofrasında Shalom'un yanına oturmuştu. Bütün yemek boyunca da koyu bir sohbete dalıp gittiler. Diğer Arap ülkelerinden gelen konuklar da yanlarındaydı. Onlar da merakla Shalom'u inceliyordu. Böylece Didim'de buluşan barış gönüllüsü katılımcılar, yarım asırdır sırtlarında taşıdıkları nefretin yükünü azaltmak için çok önemli ve anlamlı bir adım atmışlardı. Artık Haya Shalom'un da Zeynep Nabbouh'un da konuşurken gözlerinin içi gülüyordu.
Figen Yanık
|
|
|
|
|
|
|
|
|