Gerçek suçlu
Bugünlerde bütün magazin Gamze Özçelik'i konuşuyor. Efendim, etrafta dolaşan porno görüntüler onun muymuş değil miymiş, bu nasıl işmiş falan deniyor. Ben niye mi bu konuyu yazıyorum? İnanın beni ilgilendiren kısmı görüntülerin onun olup olmaması değil, insanların bu olaya ne kadar çarpık baktığı. Gelin görüntülerin onun olduğunu düşünelim. Onu yaşında biz kızın tabii ki erkek arkadaşı olacak ve tabii ki onunla beraber olacak değil mi? Burada sorgulanması gereken, beraber olduğu adamın manyaklığı, sapıklığı ve haysiyetsizliği değil mi? Bir sevgilin olduğu zaman adamla beraber olmadan önce "Lütfen cep telefonunu vestiyerde bırak, yatak odasına girmeden önce üstünü arayacağım mı?" diyeceksin? Ya da adamın evindeysen bütün dolapları arayıp kamera kontrolü yapacaksın? Yani eğer bu görüntüler Gamze'ye aitse, onun başına gelenler herkesin başına gelebilir değil mi? Gelin, Gamze'yi değil bunu yapanları suçlayalım.
SAPIK ZİHNİYET Yok, bu görüntüler onun değilse zaten söyleyecek bir şey yok. Bir takım manyaklar, tam kız evlenecekken onu sabote ediyor demektir. Bu da tam bize yakışır bir davranış, öyle değil mi? Bizim toplumumuzda hep karalamak, hep üzerine pislik atmak vardır ya; insanların mutluluğu falan pek çekilemez ya işte bunun için bütün bunlar olabilir. Her neyse beni işin magazin yanı değil, toplumun çarpık değer yargıları ilgilendiriyor. Bu tip olaylarda sapla samanı ayıralım ve olaya maruz kalanı değil, bunu yapan sapık zihniyeti suçlayalım.
*
Geçen akşam çok sevdiğim bir kız arkadaşım, Aslı Gül'le kız kıza yemeğe çıktık. Uzun zamandır görüşememenin heyecanıyla harıl harıl kaptırmış orada burada laflayıp duruyoruz. Aslı, bizim SABAH Grubu'nda bir derginin genel yayın yönetmenliğini başarıyla sürdürüyor. Yani dostluğumuzun yanında onunla konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki... Konular bitmek bilmiyor. Biz böyle hararetle konuşurken birden gözüm yan masaya kaydı. Yanda bir çift çıt çıkarmadan öylece "kal gelmiş" vaziyette yemek yiyor. Derken aradan biraz daha geçti, yine bunlar öylece oturup etrafa falan bakıp tıkınıyorlar.
BERABER GÜLMEK "Yok Aslıcım" dedim "Böyle o kadar çok çift var ki"... "Ya evet bence bunları görüp öyle acıyorum ki" dedi. Mutlaka siz de gittiğiniz yerlerde görmüşsünüzdür. Ya da bazen kimbilir belki böyle bir şeyler yaşamışsınızdır. Ne acıdır öyle değil mi, baş başa yemeğe çıkmış iki insanın konuşacak hiç bir şey bulamaması, öyle sanki gündem yaratmak için bir tarafın çaba harcayıp konu açmaya falan çabalaması... Aslı'ya dönüp, şöyle dedim: "Bak Aslıcım, işte bir insan gördüğünde onunla bir elektrik olursa genelde bunu aşkla karıştırıyorsun. Halbuki bu sadece bir heyecandan ibaret, gerçek aşk zamanla oluşuyor. Yani onunla olmaktan mutluysan, onunla iyi vakit geçiriyorsan, beraber eğlenip gülebiliyorsan - ki bence en mühimi beraber gülebilmek, çünkü beraber gülebildiğin insanı her dakika bulamıyorsun - işte o zaman aşık oluyorsun, aşık olduğun insanla da hiçbir zaman böyle bön bön oturmuyorsun. Onunla zamanlar yetmiyor. Dünyanın her hikayesini, yaptığın her şeyi durmadan ona anlatmak istiyorsun. Telefon edip yeni ayrıldığın adamı ya da kadını aramak istiyorsun. İşte aşk böyle bir şey! Ve bu da hayatta çok başınıza gelmiyor." Dostlar siz siz olun böyle bolca güldüğünüz, sohbet ettiğiniz, keyif aldığınız, bön bön oturmadığınız dostlara, sevgililere sahip çıkın, değerlerini bilin.
İLİŞKİ CADISI Ayşe Brav
|