Bu ülkede sadece 3 Türk yaşıyor
Onlar, 5 bin yıllık tarihleri boyunca hep "şarkıyla" devrim yapmışlar. İşgale uğradıklarında, bağımsızlıklarını kaybettiklerinde şarkı söyleyerek dillerini korumuş, kültürlerini yok etmemişler. Atalarının Vikingler olduğunu söylüyorlar. Kendilerini de Türkler'e yakın hissediyorlar. Onlarla ortak bir noktamız var. Onların dilindeki 300 kelime Türkçe. Üstelik bizim alfabedeki 8 ünlü harf aynen onlarda da var. Ordu; bizde de askeri güç, onlarda da askeri güç. Ve ilginç, Türkler bu ülke halkı ile tarihte bir kez, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında karşı karşıya gelmişler. Onun dışında aralarında en küçük bir husumet yok. Ama bu iki ülke vatandaşları birbirlerini tanımıyor!!! Bu ülkede yaşayan Türk vatandaşı sayısı sadece 3. Üstüne üstlük bugüne kadar bu ülkeye Türkiye'den bir tek turist grubu bile gitmemiş. Ama 1.5 milyon nüfuslu bu ülkeyi 3 milyon turist ziyaret ediyor. Bu ülke bize üç saat uzaklıkta. Fakat İstanbul'dan Tallinn'e uçuş yok. Anlattığımız ülke, Estonya. Başkenti de 400 bin nüfuslu Tallinn. Adını duyduk duymasına da Estonya ile ilgili ne bilirsiniz deseler "AB'ye en hızlı giren AB üyesi" deriz. Estonya Baltık'ın karşı kıyısı. Norveç, İsveç ve Finlandiya'nın arka bahçesi. Baltık'ın karşı kıyısı deyince elbette "üçlüyü" bir arada anmak şart. Üçlü; Estonya, Letonya, Litvanya. Üç ülke de 1989 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlıklarına kavuşmuşlar. Litvanya'nın nüfusu 3.5 milyon, Letonya'nın nüfusu 2.5 milyon. Ve bu üç ülke Avupa'nın en yeşil ülkeleri. Estonya'nın yüzde 47'si ormanlarla kaplı. Diyeceksiniz ki nereden çıktı bu Estonya? Efendim öykü ilginç, Uzakyol kaptanı ve Ancora Denizcilik'in sahibi Galip İlter, 1999 yılı Aralık ayında Estonya'ya gitmek için Türkiye'deki büyükelçiliği ile temasa geçmek istemiş. O da ne? Estonya'nın Türkiye'de Büyükelçilikleri yok. İlter, şaşırmış ama vakit kaybetmeden Estonya Dışişleri Bakanlığı'nın telefonunu bularak temasa geçmiş. Dört bakanlıktan randevu talep etmiş. Ve 1.5 saat içinde kendisine randevu verilince soluğu Estonya'da almış. Gidiş o gidiş. İlter, artık gönüllü büyükelçi. Türkiye Estonya-Letonya-Litvanya Dostluk (TELLFA) Derneği'ni kurmuş. Şimdi bu dernek 68 Eylül tarihleri arasında Türkiye'ye resmi bir ziyaret için gelecek olan Estonya Cumhurbaşkanı Arnold Rüütel'in Ankara ve İstanbul programı için yoğun bir tempoyla çalışıyor. 50 kişilik bir heyetle Türkiye'ye gelen Cumhurbaşkanı'na 12 işadamı da eşlik ediyor. Bizim TÜSİAD'ın Estonya'daki karşılığı olan dernek ise 40 üyeli Büyük İşadamları (BBA) Derneği. Türkiye ile Estonya arasındaki ticaret hacmi 30 milyon dolar. 2010 yılında ticaret hacminin 1 milyar dolara çıkması için çalışmalar sürüyor. Ancak sakın ola; "Bu ülke küçücük" filan demeyin. Çünkü 1 yılda özelleştirme yapan, 5 yılda AB'ye giren bu ülkenin özelliği var. İsveç-Finlandiya ve Norveç'in IT merkezi. Avrupa'nın en büyük üç fiber optik fabrikasından birisine sahip. Bizim Genelkurmay'a, Botaş ve Türk Telekom'a mal satmaya çalışıyorlar. TeliaSonera'ya hizmet veriyorlar. Mobilyada lider. İKEA ürünlerinin çoğu buradan. İnşaat sektöründe çok güçlü Elbette deniz ticaretini söylemeye gerek yok. Ve Türkiye'den tekstil ve konfeksiyon ürünü almak istiyorlar. Önemli nokta; AB yolculuğunda Estonya'nın oyuna ihtiyacımız var. İşte Türkiye-AB Platformu, vakit kaybetmemiş ve Estonya-Litvanya-Letonya'nın başmüzakerecisini Türkiye'ye davet etmiş. Ben şahsen onların şeker krizini dinlemek istiyorum. Pembe kapitalizmlerini öğrenmek için can atıyorum. Ya siz?
|