|
|
Çöp için 'seferberlik' ilan edilmeli
Çöp konusunu yazmaya devam edeceğiz. Çünkü hem bugünkü toplum sağlığını, hem de gelecek nesilleri yakından ilgilendiriyor. Konuyu Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk'le konuştuk. Öztürk, işin uzmanı ve icra açısından etkili bir yerde. Çöpe ilişkin tespitleri ise gerçekten ürpertici: "Türkiye'de çevre hususunda inanılmaz yolsuzluklar yapılıyor. Bitkisel yağ toplanıyor, birileri tarafından ayrıştırılıyor, filtre ediliyor, ağartılıyor ve şişeleniyor. Sonra da A, B veya C marka olarak geri sofranıza geliyor." "Sokakta çöp toplayanlar var. Onlar Hepatit B'li olarak aramızda dolaşıyor..." Öztürk'ün söylediği bu iki tehlike işin sadece bir boyutu. Oysa asıl tehlike daha derinde. "Toplam çöpün yüzde 40'ı düzenli, kalanı ise vahşi şekilde depolanıyor . Karadeniz Bölgesi'nde denize, kimi yerlerde ise su toplama bölgesine atılıyor. Pil, akü, içinde civa olan floresan lamba var. Bu çöpler yeraltı su kaynakları için büyük tehlike." Çöp sorunu TürkiyeAB ilişkileri açısından da önemli. Müzakere döneminin belki de en zorlu konusu 'çevre sorunları' olacak. Peki bu konuda neler yapılıyor? Prof. Dr. Öztürk atılan adımlar olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: "Pil Toplama ve Tehlikeli Atıklar Yönetmeliği çıktı. Sanayi bölgelerinde evlerde ayrı toplama merkezleri oluşturacağız. Bunu sadece belediye yapmayacak, sanayici de yapacak. Japonya'da bir kişi katı atıkları için yılda 150 dolar veriyor. Bizde ise 5 kişilik bir aile 15 dolar ödüyor. Oysa 45 milyon ödenmesi gerek. Bunun için çalışmalarımız sürüyor." Türkiye'de günde 65 bin ton katı atık çıkıyor. Ortalama kişi başına 1 kilograma yakın katı atık üretiyoruz. Japonya'da da benzer bir üretim söz konusu. Ancak Prof. Öztürk'e göre aramızda hem çöpün kalitesi, hem de toplama biçimi açısından önemli farklar var. Prof. Dr. Mustafa Öztürk şöyle diyor: "Bizim çöpümüzde organik madde çok fazla. Sebze meyve kabukları ayrılmıyor, çöpün içine atılıyor. Oysa bir süre önce Singapur ve Japonya'daydım. Çöpleri kupkuru. Çünkü, insanlar ihtiyacı kadar yiyecek alıyor. Orada da bir kilogram çöp üretiyor. Çöplerin içinde organik madde yüzde 10'larda. Bizde yüzde 60'larda. Çok fark var." Peki ne yapılmalı? Öztürk bu konuda başta devlet olmak üzere herkese görev düştüğünü belirtiyor ve şöyle diyor: "Japonya'da sanayi oluşturmuşlar. Tokyo'da şehrin içinde 18 çöp yakma tesisi var. Evlerin dibinde. Bizde olsa kıyamet kopar. Türkiye'nin mutlak suretle çöplerini kaynakta toplaması gerek. Yeni teknoloji ve eğitim olmalı. Ayrıştırma tesisleri kuruyoruz. 300 belediye ile katı atık konusunda çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde de geniş bir kampanya başlatıyoruz." Ve Öztürk çarpıcı bir gerçeğe daha değiniyor: "Türkiye'nin kadro sıkıntısı var. Bu konuda yetişmiş kadro yok. Ayrıca çevre konusunda 20 yıl içinde 40 milyar Euro'ya ihtiyacımız var. Formül bulmaya çalışıyoruz. Gerçekten kötü durumdayız. Ülkede seferberlik ilan edilmesi gerek."
|