|
|
|
|
|
Asım Ekren'in varlığı bize hiçbir şey ifade etmiyor
|
|
Fransız lisesinde okuyan Uğur (solda) ailenin küçüğü. Babası Asım Ekren'i hayatı boyunca üç ya da dört kez gördüğünü söylüyor: "Annemle babam ayrıldığında ben bir yaşındaydım. Babamın olduğunu hiçbir zaman hissetmediğim için bugün onu özlemek diye bir şey aklıma gelmiyor. Biz hep annemizi gördük yanımızda. Ve bize güzel bir aile hayatı yaşattı. Onun için babanın eksikliğini duymuyorum. Biz ondan maddi olarak hiçbir şey beklemedik. Belki doğumgünlerimizde arayabilirdi ama aramadı. Ben görüşmemeyi tercih ediyorum." Yağız (sağda) ise Asım Ekren gibi müzikle uğraşıyor. O da babasına tepkili: "Küçüklüğümüzden beri o bizim hayatımızda hep bir görünmez adam oldu. Şimdi ise gerçekten küstüm. Varlığını istemiyorum, gerek duymuyorum ona... Ondan bir şey bekleyecek bir zamanım bile olmadı ki. O davul çalan bir adam, ben de beş yıldır davul çalıyorum. Aramız iyi olsaydı güzel olurdu, çünkü müzik yaparak aynı dili konuşuyoruz. Ama onu bile hissetmiyorum."
|
|
|
|
|
|
|
|
|