| |
|
|
İstanbul'u nasıl satmalı?
ABD kökenli ünlü haber dergisi Newsweek, "Avrupa Birliği'ne girmemek Türkler için dünyanın sonu değil, çünkü onların İstanbul'u var..." demiş. Bu söz bazı AB yanlısı Türkler tarafından 'karamsar' bir biçimde yorumlanabilir: " Bizi AB'den uzak tutmanın, 'ayrıcalıklı ortak' haline getirmenin yolunu yapıyorlar. " Ben ' iyimser' açıdan bakıyorum. Ve bu bakışın 12 yıllık bir geçmişi var. Niye 10 ya da 15 değil de, tam olarak 12 yıl? Çünkü Çağlar Keyder'in ' Ulusal Kalkınmacılığın İflası' adlı kitabı 1993'te piyasaya çıkmıştı. Bu kitapta çok önemli bir makale yer alıyordu: " İstanbul'u Nasıl Satmalı? " Tabii burada kastedilen gerçek bir ' satış' değil, ' pazarlama' idi. Prof. Keyder, küreselleşen ekonomide kentlerin yeni durumunu özetledikten sonra İstanbul'u ele alıyordu. İstanbul, Türkiye'nin küresel sermaye ile bağını kuran kent olacaktı. Gidişat bu yöndeydi ama bizim de bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Neydi İstanbul'da yapılması gerekenler? İşte birkaç örnek: Beş yıldızlı oteller... İyi çalışan bir iletişim altyapısı... Kongre salonları... Her zevke hitap eden eğlence bölgeleri... Turistik girişimler... Sanatkültür etkinlikleri... Yabancıların konut gibi taşınmaz mal almasını kolaylaştırma... Yoğunlaşan sermayeye hizmet sunacak gökdelenler... Temizliğe, sağlığa, kent adabına önem verme... Bu ve benzeri yatırımlar, tedbirler sayesinde küresel sermaye İstanbul'a çekilebilecek, kent Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya gibi bölgeleri birbirine bağlayan, 'düğümleyen' bir merkez haline gelecekti. Öyle de oldu ve oluyor! Bugün Formula 1 yarışı İstanbul'da yapılıyorsa nedeni sadece büyük düşünen üç beş kişinin çabası değil, yukarıda anlattığım süreçtir... En müthiş pisti yapsalar da faraza Uganda'da bu yarış düzenlenmez. "Atatürk Kültür Merkezi 'ni yıkalım, çağa uygun olarak yeniden yapalım" fikrini burada hararetle desteklerken de aklımda bunlar vardı. Uluslararası kongrelere ev sahipliği yapacak düzeyde altyapıya sahip olmayan bir merkez maalesef hangardan ibaret kalır. Ancak bir noktada Newsweek'e katılmıyorum: AB sadece ekonomik bir birlik değil. Biz AB'yi daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk devleti, daha fazla insan hakları için de istiyoruz.
|